bannerbanner
Mozart
Mozart

Полная версия

Mozart

Язык: tr
Год издания: 2023
Добавлена:
Настройки чтения
Размер шрифта
Высота строк
Поля
На страницу:
2 из 7

Evliliğin ardından Anna Maria Mozart ilk bebeğine hamile kaldı. 1748 Ağustosu’nda dünyaya gelen bebek, ne yazık ki yaşamadı. O dönemde çocuk ölümlerinin fazlalığı kimse için sürpriz değildi. Doğumun ardından hayatta kalabilmeyi başaran bebeklerin de büyük bir bölümü beş yaşını tamamlayamıyordu. Doğanın bu acımasız tavrına karşı çiftlerin tek silahı, olabildiğince çok çocuk yapmaktı. Bunun acısını en çok kadınlar çekiyor, evliliklerinin ilk yıllarını, neredeyse hep hamilelikle geçiriyorlardı. Her doğum annenin sağlığını tehdit ediyor, yeterli özen gösterilemediği için pek çok kadın doğum sırasında ölüyordu. Anna Maria’nın üçüncü hamileliği, Mozart çiftinin yaşamayı başarabilen ilk çocuklarına kavuşmasını sağladı. 31 Temmuz 1751 günü dünyaya gelen kız, Maria Anna Walburga Ignatia adıyla kilise defterine kaydedilmesine karşın, tüm yaşamı boyunca yakın çevresi için daima “Nannerl” olarak kalacaktı.

1755 yılında Leopold Mozart’ın bir müzisyen olarak ünlendiğinin en iyi kanıtlarından biri gerçekleşti. 1737’de Lorenz Christoph Mizler tarafından kurulmuş olan ve üyeleri arasında, Bach, Telemann, Handel gibi dönemin önde gelen isimlerinin bulunduğu Müzik Bilimi Derneği, Leopold Mozart’ı üyeleri arasına almak için çağrı yaptı. Bir dönem Bach’ın öğrencisi olan Mizler, müzik, matematik, felsefe ve tıp alanlarında doktora yapmış, 1737’de kurduğu dernekle müziğin bir bilim olduğunu kanıtlamak için çeşitli çalışmalar hayata geçirmişti. Fazla uzun ömürlü olmayan bu derneğe, tanınmış besteciler, aslında biraz da Mizler’in ısrarı sonucu üye olmuştu. Leopold Mozart, kendine yapılan tekliften hoşnut kalmış, memnuniyetini Augsburglu dostu, yayımcı Johann Jakob Lotter’e yazdığı bir mektupta açıkça belli etmişti.

İki eski arkadaş arasındaki mektuplaşmaların asıl konusu, Leopold Mozart’ın yazmakta olduğu bir kitaptı. Basım masraflarını tümüyle kendi üstlenerek yayımlatmayı düşündüğü kitap, kısa zamanda Leopold Mozart adının Avrupa’da yayılmasını sağlayacaktı. Versuch einer gründlichen Violinschule (Temel Nitelikte Bir Keman Okulu Denemesi) başlıklı eser 1756 Temmuz’unda yayımlanacak, kısa zamanda Fransızca ve Hollandacaya çevrilerek birkaç baskı yapacaktı. Leopold Mozart, Keman Okulu’nda, yalnızca çalgının nasıl çalınacağı konusunda değil, müziğin genel yapısı ve tarihçesi hakkında da etraflı bilgiler vermiş, olabildiğince geniş bir okuyucu kitlesine seslenmeyi hedeflemişti. Kendinden önce Johann Joachim Quantz’ın flüt, Carl Philipp Emanuel Bach’ın klavye için yazdığı benzer kitaplar gibi, Leopold Mozart’ın yapıtı da uzun yıllar temel başvuru kaynakları arasında sayılmıştı.

27 Ocak 1756 günü dünyaya gelen oğlu Wolfgang, Leopold Mozart’ın hayatını tümüyle değiştirecek, çocuğun olağanüstü müzik yeteneği kısa süre sonra Getreidegasse’deki yaşamın merkezi olacaktı. Başlangıçta aileye yeni katılan bu bebek, kimsenin fazla ilgisini çekmiyordu. Evde sık sık arkadaşlarıyla bir araya gelerek müzik yapan Leopold Mozart, 1757’de kızının müzik eğitimine başlaması gerektiğini düşünmüş, Nannerl da klavsen çalmaya başlamıştı. Böylece bebek Wolfgang, yalnızca babası ve arkadaşları çalarken değil, ablası çalışırken de müzik duyuyordu. Mesleğiyle yakından ilgilenen, besteler yapan biri olan Leopold, farkında olmadan küçük oğlunun yakın çevresini sürekli müzikle dolduruyordu. Onun yeteneğinde biri için bu, bulunmaz bir fırsattı. Notalara karşı son derece duyarlı olan çocuk, günlük hayatın büyük bölümünün müzikten oluştuğunu algılamaya, insanların ellerinde çalgılarla zaman geçirmelerinin onların olağan yaşamlarının bir parçası olduğunu kavramaya başladı.

Leopold Mozart, her iki çocuğunun müzik eğitimi yanında temel bilgileri de ev ortamında almasını uygun görmüştü. O dönemde Salzburg’da soylu olmayan ailelerin çocuklarının eğitim alabilecekleri okullar yok denecek kadar azdı ve olanların durumu hiç parlak değildi. Bu nedenle, gençliğinde düzenli bir eğitim alan ve bunun önemine inanan Leopold Mozart, çocuklarını kendi eğitmekte kararlıydı. Genç adamın çabaları bir yönüyle ünlü Fransız düşünür Jean-Jacques Rousseau’nun Emile ou de l’education (Emil ya da Eğitim Üzerine) adlı kitabındaki düşünceleriyle paralellik gösterir. Leopold Mozart, büyük olasılıkla 1762’de yayımlanan bu kitabı okumamıştı ama o dönemde oldukça geniş bir çevrede benimsenen, eğitim için çocuğun doğal yapısına uygun bir yöntem uygulamanın doğru olacağı görüşündeydi.

Küçük Wolfgang üç yaşına geldiğinde ablasının müzik eğitimine elinden geldiğince katılmak istediğini belli etmeye başlamıştı. Bunun ortaya çıkmasında, çocuğun müziğe ilgisinin yaşıtlarının çok ilerisinde olmasının yanı sıra, babasının dikkatli tavrının da önemli bir payı vardı. Leopold Mozart, oğlunun müziğe karşı tutkusunun her aşamasını büyük bir titizlikle kayda geçirmeye başlamıştı. Dört yaşında, kısa parçaları klavsenle kusursuz çalmak için yarım saat çalışması yetiyordu. Bir süre sonra, 1761’de, klavsen için yazılmış iki kısa parçanın altına düşülen şu not, Leopold Mozart’ın hayretinin yanında gururunun da ifadesi gibiydi: “Küçük Wolfgang’ın beşinci yaşının ilk üç ayında bestelediği eserler.”13

Wolfgang’ın ilgisi yalnızca müzikle sınırlı değildi. Etrafında gördüklerine ve yeni öğrendiği her şeye karşı aşırı bir merak duyuyor, hayatına katılanlar bir anda tüm dünyası oluyordu. Bunun en güzel örneği, sayıları öğrendiğinde yaşadıklarıydı. Wolfgang, eline geçen her şeyi sayılarla doldurmuş, hızını alamayarak duvarlara bile yazmıştı. Leopold Mozart, büyük olasılıkla, oğlunun öğrenmeye karşı tutkusunu müzik yeteneğiyle ustaca birleştirmeyi başarabilmişti. Ayrıca Wolfgang, etrafındaki insanlar tarafından sevildiğini sürekli olarak duymak isteyen bir çocuktu. İlk kapsamlı Mozart yaşamöyküsünü kaleme alan Nissen’in14 yazdıklarına göre, Wolfgang çevresinde bulunanlara günde onlarca defa, kendisini sevip sevmediklerini sorar, olumlu yanıt alınca sevinirdi. Şaka için bile olsa cevap olumsuz olursa derin bir korkuya kapılır ve hemen gözleri dolardı. Nissen’in yazdıklarının, XIX. yüzyıl romantizminin etkisiyle biraz abartılmış olduğu düşünülse bile, Wolfgang’ın yakın çevresine sevgiyle bağlandığı ve onlardan da aynı şekilde karşılık gördüğü bir gerçek. Özellikle babasına karşı bağlılığını ve güvenini Wolfgang, şu sözlerle dile getirmiştir: “Tanrı’dan hemen sonra babam gelir.”15

1761 Eylülü’nde Wolfgang ilk kez halk önüne çıktı; ancak bu beklendiğinin aksine bir konser değildi. Başpiskoposluk Sarayı müzik yöneticisi Johann Ernst Eberlin’in Sigismundus Hungariae Rex (Macar Kralı Sigismundus) adlı müzikli sahne eserinde Wolfgang, dans edenlerin arasında yer alıyordu. Ama Leopold Mozart’ın asıl amacı çocuklarının, özellikle de oğlunun yeteneğini herkese gösterebilmek, Tanrı’nın kendine bahşettiği bu mucizeyi olabildiğince geniş bir coğrafyaya tanıtabilmekti. Pek çok Mozart yaşamöyküsünde yazıldığının aksine, Leopold Mozart’ın, Wolfgang’ı para kazanabilmek için, bir sirk cambazı gibi şehir şehir dolaştırdığını düşünmek yanlış olur. Genç adam, yakın çevresinden başlayarak oldukça bilinçli bir plan uyarınca gezilere çıkmış, bu yorucu yolculukları, elinden geldiğince tüm aileyle birlikte gerçekleştirerek Salzburg’daki düzeni korumaya özen göstermişti. Üstelik bunları Wolfgang için tam anlamıyla bir eğitim yolculuğuna dönüştürmeyi başarıyor, ziyaret ettikleri her yerin, oğlunun üzerinde olumlu bir etki bırakmasına gayret ediyordu.

Salzburg dışına ilk yolculuklar

12 Ocak 1762 tarihinde, Salzburg’dan Münih’e doğru yola çıkan posta arabasının içinde Leopold Mozart ve iki çocuğu yer alıyordu. Çocukların annelerinden ilk ayrılışında yolculuk yaklaşık üç hafta sürmüştü. Leopold Mozart, Salzburg’daki dostlarının yardımıyla Münih’te Elektör III. Maximilian Joseph’in sarayına kabul edilmeyi başarmış, Nannerl ve Wolfgang’ın konser vermelerini sağlamıştı. Salzburg’a en yakın büyük kent konumundaki Münih, böyle bir yolculuk için düşünülecek ilk duraktı. Kentte, Viyana kadar olmasa da, oldukça önemli bir saray vardı ve Elektör, müziğe çok meraklıydı. Bu gezi, Wolfgang için gerçek bir konser turnesi anlamına geliyordu ama doğduğu topraklardan gözünü korkutacak denli uzaklaşmamışlardı. Münih gezisi hakkında ayrıntılı bilgilerin bulunmayışının başlıca nedeni, sonraki yolculuklarda Salzburg’daki dostlarına, yaşadıklarını en ince ayrıntısına dek mektupla bildiren Leopold Mozart’ın bu kez suskun kalması ya da yazdıklarının günümüze ulaşmamasıdır.

Başarılı Münih gezisinin ardından sıra Viyana’daydı. Öncekine göre daha uzun sürmesi planlanan gezi için yaz boyunca hazırlıklar yapılmış, 18 Eylül 1762’de Leopold Mozart, beraberinde çocuklarıyla bir kez daha Salzburg’dan ayrılmıştı. Niyeti olabildiğince çabuk dönmek olduğu için karısını yine kentte bırakmıştı. Ancak 3 Ekim’de Linz’den, ev sahibi ve yakın arkadaşı Hagenauer’e yazdığı mektupta, yolculuğun iyi geçmesine rağmen oldukça zaman kaybettiklerinden yakınıyordu. Wolfgang, 1 Ekim’de ilk kez halk önünde çalmıştı, Münih’teki konserler sarayda olduğu için bu farklı bir deneyimdi. Leopold Mozart gecikmelerinden ötürü kaygılansa da, sağlıklarının yerinde olduğuna şükrediyor, bunun devam etmesi için dostundan, Salzburg yakınlarındaki Maria Plain’deki kilisede dört missa okutmasını rica ediyordu. Tanrı’ya tüm kalbiyle inanan bir Katolik olarak Leopold Mozart, gelecekte karşılaşabileceği olumsuzluklara karşı hazırlıklı olmaktan yanaydı.

Baba Mozart ve çocukları, 6 Ekim 1762’de Tuna üzerinde gemiyle yaptıkları bir yolculuğun ardından Viyana’ya ulaştı. İmparatorluğun görkemli başkenti, bir gün önce müzik tarihinin bir başka önemli olayına tanıklık etmiş, dönemin tanınmış bestecisi Christoph Willibald Gluck’un Orfeo ed Euridice (Orpheus ve Eurydike) operası ilk kez sahnelenmiş, Gluck getirmek istediği yenilikleri bu yapıtıyla uygulamaya geçirmişti. (İki bestecinin yolları sonraki yıllarda da kesişecek, ilginç bir rastlantı sonucu Mozart, Viyana Sarayı’nda bir göreve, ancak Gluck’un 1787’deki ölümünün ardından atanabilecekti.)

Leopold Mozart’ın Viyana’ya gelme amacı, Wolfgang’ın sarayda bir konser vermesini sağlayabilmekti. Bunun için Salzburg’daki Başpiskopos’un Viyana’daki yardımcısından ve yol boyunca dostluk kurduğu soylulardan yardım istemişti. Kısa süre sonra girişimleri sonuç vermiş, kente geldikten birkaç gün sonra gittiği operada kulak misafiri olduğu bir konuşma sonucunda, saraydan davet beklemeye başlamıştı. Operada konuşan iki soylu, Viyana’ya üstün yetenekli bir çocuk geldiğini ve klavsen çalışının herkesi hayrete düşürdüğünü söylüyordu. Leopold Mozart, operadaki dedikoduların Viyanalılar için çok önemli olduğunu ve fısıltı gazetesinin gücünün her şeyin üstünde olduğunu iyi biliyordu. Gerçekten 13 Ekim’de, kente vardıklarının haftasında Schönbrunn Sarayı’na kabul edildiler. İmparatoriçe Maria Theresia ve İmparator I. Franz’ın huzurunda tüm hünerlerini gösteren Wolfgang aynı zamanda altı yaşında bir çocuk olduğunu da kanıtlamakta gecikmemiş, kendisine yakın ilgi gösteren İmparatoriçe’nin kucağına atlayarak boynuna sarılmıştı. Kuşkusuz içten gelen bu sevgi ifadesi, on altı kez doğum yapmış Maria Theresia’nın çok hoşuna gitmişti.

Wolfgang ve Nannerl, ilk yıllarda verdikleri konserlerde, genellikle dönemin tanınmış bestecilerinin yapıtlarını seslendiriyorlardı. Küçük kız piyano başına geçiyor, kardeşinin keman çalışına eşlik ediyordu. Dinletinin ilerleyen bölümlerinde Wolfgang da ne denli iyi bir piyanist olduğunu sergilemekten geri kalmıyordu. Leopold Mozart’ın en çok üzerinde durduğu konu, oğlunun hiç tanımadığı notaları ilk bakışta yanlışsız çalabilmesiydi. Bu yüzden çoğunlukla konserlerin bir bölümü, bu yeteneğin sergilenmesine ayrılıyor, salondakilerin hayret dolu bakışları altında Wolfgang en güç parçaları kusursuz deşifre ediyordu.

Üç saatten fazla süren ve herkesi çok memnun eden ilk saray konserinin ardından ikincisi gerçekleşmişti. Maria Theresia, Wolfgang ve Nannerl’a tören giysileri hediye etmiş; Leopold Mozart’a da oldukça yüklü bir ödeme yapmıştı. Salzburglu konuklar, yalnızca sarayın değil, kentteki soyluların da ilgisini çekmişti. İki yetenekli çocuğu dinlemek isteyenlerin sayısı hızla artıyor; hemen her gece bir davet alıyorlardı. Gezinin tek olumsuz yanı, Wolfgang’ın kızıla yakalanmasıydı. Aslında bu, çocukluğunu tüm yönleriyle yaşadığının bir göstergesiydi. Hastalığın tehlikesi ortadan kalktıktan sonra Viyana yakınlarındaki Preßburg’ta16 yaklaşık iki hafta kalmış ve yeniden imparatorluk başkentine dönerek yılbaşında eve doğru yola çıkmışlardı.

5 Ocak 1763 günü tüm aile, Salzburg’da bir araya geldiğinde aradan neredeyse dört ay geçmişti. Viyana gezisinde Wolfgang ilk kez gerçek anlamda büyük kent görmüş, dönemin en büyük hükümdarlarından birinin huzurunda çalmıştı. Bu yolculuktan Mozart yaşamöykülerinin hemen hepsine iki anekdot yadigâr kaldı: İlki, Schönbrunn’da Maria Theresia’nın huzuruna doğru ilerlerken ayağı kayan Wolfgang’ı, İmparatoriçe’nin kızı ve geleceğin Fransa Kraliçesi Marie Antoinette’in yerden kaldırması ve küçük çocuğun büyük bir ciddiyetle, “Bana karşı çok iyi davrandınız, büyüyünce sizinle evleneceğim,” diyerek teşekkür etmesi; ikincisi ise İmparator I. Franz’ın şaka yollu söylediği, asıl hünerin tuşları kapalı bir klavseni çalmak olduğu şeklindeki ifadesini ciddiye alan Wolfgang’ın, klavyesi örtülmüş bir çalgıyı aynı ustalıkla çaldığıdır. Ayrıca Wolfgang’ın, kendi çaldıklarını en iyi anlayacak kişi olarak Viyana Sarayı Müzik Yöneticisi Georg Christoph Wagenseil’ın da dinletide hazır bulunmasını istemesi, henüz altı yaşındaki çocuğun ne denli olgun düşünebildiğini vurgulamak için pek çok kaynakta yer alır.

Viyana gezisi sırasında Leopold Mozart’ın, Wolfgang’ın başarılı konserleri ve saraydaki kabullerin yanında aklını kurcalayan bir başka konu daha vardı: Uzun yıllardır kemancı olarak görev yaptığı Salzburg Başpiskoposluk Sarayı Orkestrası’nda yönetici yardımcısı konumuna gelmeyi uman Leopold Mozart, bunun bir türlü gerçekleşmemiş olmasından endişe duyuyor ve geleceğine ilişkin planlarını netleştirememekten yakınıyordu. Her zamanki gibi konuyu Viyana’dan, ev sahibi ve yakın dostu Hagenhauer’e açmış, yokluğunda bu konuda olabilecek gelişmeleri kendisine bildirmesini rica etmişti. 28 Şubat 1763 tarihinde Salzburg Başpiskoposu Prens Siegmund Christoph Schrattenbach’ın doğum günü onuruna, Leopold Mozart, sarayın “Müzik Yönetici Yardımcısı” konumuna getirildi. Bu, o tarihte kırk yaşını aşmış olan Leopold Mozart’ın kariyerinin son basamağı olacaktı. Yaşamının sonraki yıllarını oğlunun eğitimine adayacak, onun başarıları her şeyden önce gelecekti.

Mozart ailesi, 1763’ün ilk aylarını Salzburg’da geçirdi. Leopold Mozart, yeni bir yolculuk için farklı bir rota çizmek istiyordu. Yakın çevrenin ve aynı dili konuşan insanların dışında da Wolfgang’ın tanınması ve destek görmesi gerekiyordu. Bunun için Paris ve Londra gibi iki önemli merkez mutlak ziyaret edilmeliydi. Ancak Leopold Mozart’ın gezileri tam bir eğitim yolculuğuna çevirmesi, evden yıllarca uzak kalmayı gerektirebilirdi. Bunun için ailenin tümü birlikte gitmeli, çocuklar ev ortamından ayrıldıklarını fazla hissetmemeliydi. İşin psikolojik ve pedagojik yönlerinden başka, maddi boyutu da Leopold Mozart’ın kazancının hayli üzerindeydi. Oldukça tutumlu bir yaşam süren Mozart ailesi, babalarının yeni terfiinin ardından parasal olarak rahatlamıştı ama yine de gündemdeki gezinin çok iyi planlanması gerekiyordu. Ayrıca Leopold Mozart’ın bu denli uzun izin alıp alamayacağı bir başka sıkıntı kaynağıydı. Ancak her şey yoluna girmiş, yolculuk için tüm hazırlıklar tamamlanmıştı. Bazı müzik tarihçilerine göre Leopold Mozart kentten ayrılırken saraya, yalnızca Paris’e gitmek istediğini bildirmiş, neredeyse tüm orta Avrupa’yı kapsayacak denli büyük bir yolculuk planladığını söylememişti. Bir başka olasılık da, aklında Londra’ya gitme fikri olsa bile yolculuğun gidişine, maddi olanakların elvermesine ve çocukların sağlığına göre gezinin detaylarını yol boyunca şekillendirmiş olduğudur. Özellikle Londra’nın ardından kesin bir rota belirlememiş olan Leopold Mozart, kendine yapılan tekliflerin içinden en uygununu seçerek Hollanda’ya da uğrayacaktı.


7

. 347-407 yılları arasında yaşayan ilk Kilise Babaları’ndan Antakyalı Aziz İoannes Khrysostomos. (Y.N.)


8

. O dönemde doğum günlerinden çok, kişilerin ön adlarını aldıkları azizlerin takvimdeki isim günleri daha önemli sayılır ve onlar da kutlanırdı.


9

. Bu kitapta bestecinin adının İngilizce yazımı tercih edilmiştir.


10

. Werner Pieck, Die Mozarts, s. 18, Europäische Verlagsanstalt,1998.


11

. Katolik ayin müziği.


12

. Çalgısal süit.


13

. Kurt Pahlen, Das Mozart Buch, s. 45, Gustav Lübbe Verlag, Zürich 1985.


14

. Mozart’ın karısı Constanze’nin ikinci eşi olan Georg Nikolaus von Nissen, müziğine büyük hayranlık duyduğu bestecinin ilk kapsamlı yaşamöyküsünü kaleme almıştı. Ailenin mektuplarına, besteciyi tanıyanlara ve en önemlisi Constanze’nin anlattıklarına dayanarak yazdığı eser, oldukça titiz bir çalışmaydı. Yapıt, Nissen’in 1826’daki ölümünün ardından Constanze tarafından 1828’de yayımlanabilmiştir. Günümüzde bile temel başvuru kaynağı olarak kabul edilmektedir.


15

. Georg Nikolaus von Nissen, Biographie W.A. Mozarts, s. 35, Georg Olms Verlag 1991 (1828 yılı baskısının tıpkıbasımı).


16

. Günümüzde Slovakya toprakları içinde yer alan Bratislava.


1763-1766

Büyük Avrupa gezisi

9 Haziran 1763 sabahı, Salzburg’dan Münih’e doğru yola çıkan arabanın içinde, Mozart ailesinin dört üyesi ve arabacıdan başka, Sebastian Winter adında bir uşak da bulunuyordu. Leopold Mozart, gezinin olabildiğince iyi şartlarda gerçekleşmesi için, maddi gücünü zorlamak pahasına, her şeyi düşünmüştü. Uzun yolculuklara çıkmak, farklı ülkeleri ziyaret etmek, XVIII. yüzyılın ikinci yarısına gelinmesine rağmen hâlâ zahmetli bir işti. Bu yüzden, varlıklılar haricinde, belirli bir zorunluluk olmadıkça seyahate çıkılmıyordu. Eğitimlerini, Avrupa’nın farklı bölgelerinde sürdüren, ilahiyat öğrencileri ve doğdukları kentteki okulların ardından, yabancı kültürleri tanımak amacıyla, başta İtalya olmak üzere değişik sanat merkezlerini dolaşan genç soyluların dışında, seyahat etmek pek çok yönden, o tarihlerde bir işkenceye dönüşebiliyordu. Kentler arasındaki olağan ve yaygın ulaşım aracı, posta arabalarıydı. Oldukça rahatsız olan bu taşıtlarda yer bulabilmek için sabahın erken saatlerinde sıraya girmek gerekebiliyordu. Yolların bozuk olması ve arabaların yeterince konforlu olmaması, yolculuğun zor geçmesine neden olan başlıca etkenlerdi.

Leopold Mozart, oğlunun eğitimi ve çocuklarının tanıtımı için gerçekleştirmek zorunda oldukları bu yolculuğa, posta arabası yerine kendi araçlarıyla çıkmayı uygun görmüştü. Bu, en azından istedikleri gibi hareket etme özgürlüğü kazandırmış, ayrıca yol boyunca tanımadıkları kişilerle bir arada olma zorunluluğunu ortadan kaldırmıştı. Ancak bunca özene karşın, Salzburg’dan ayrılmalarının üzerinden çok kısa bir zaman geçmeden arabanın arka tekerleği kırılmış, onarılması oldukça uzun sürmüş ve hiç hesapta olmayan bir masrafa neden olmuştu. Gezi boyunca yaşadıklarını en ince ayrıntısına dek Salzburg’a, arkadaşı Hagenauer’e bildiren Leopold Mozart, bu aksilik başlarına geldiğinde havanın iyi olmasının ve yakınlarda bir değirmenin bulunmasının tek olumlu şey olduğunu yazıyordu.17

Ailenin ilk durağı, Inn Irmağı kıyısındaki Wasserburg kentiydi. Önceki gezilerdeki gibi ilk sırayı, kalınan yerlerin önemli yapılarını gezmek, çevre hakkında bilgi sahibi olmak alıyordu. Daha sonra kentin büyüklüğüne bağlı olarak, bölgenin yöneticisinin huzuruna kabul edilmek için harekete geçiliyor ve olabilirse, halka açık konserler yardımıyla Wolfgang ve Nannerl’ın üstün yeteneklerini sergilemeleri sağlanıyordu. Konserler, gelir getirmesi yönünden önemliydi. Salzburg’dan ayrılırken belirli bir meblağla yola çıkan, hatırlı dostlarının yardımıyla gittiği kentlerde borç alabilecek durumda olan Leopold Mozart, pazarlık şansı olmasa da, konserlerden gelecek parayı çok önemsiyordu. Çünkü soyluların ya da kralların huzuruna kabul edildiklerinde, verilenle yetinmek zorundaydılar.

Leopold Mozart için Wasserburg’daki en önemli olay, Wolfgang’a orgun pedallarını kullanmayı öğretmesiydi. Viyana gezisi sırasında yalnızca orgun klavyesini kullanan oğlunun, çalgıya tümüyle hâkim olması babanın çok hoşuna gitmişti.18 Bu küçük detay bile Leopold Mozart’ın ne denli bilinçli bir eğitimci olduğunun ve tüm gezi boyunca oğlunu belirli bir ücret karşılığında “pazarlamak”tan çok daha fazlası için çaba harcadığının en iyi kanıtıdır. 12 Haziran günü gelinen Münih, herkes için tanıdık bir kentti. Wolfgang kısa bir süre önce, evinden ilk ayrılışında geldiği şehri tekrar görmekten mutluydu. Kente varışlarının hemen ertesinde ünlü Nymphenburg Şatosu’na giden aile, burada Viyana’dan tanıdıkları bir asilzade sayesinde Elektör III. Maximilian Joseph’e varlıklarını duyurmayı ve o akşam için davet edilmeyi başardı. Wolfgang’ın olağanüstü yeteneğinden önceki gezi sırasında çok etkilenen Elektör, bu sıra dışı çocuğu bir kez daha dinlemekten çok memnun olmuş, Mozart’ları birkaç gün sonra kız kardeşinin isim günü onuruna sarayda vereceği törene davet etmişti. 22 Haziran’da Münih’ten ayrılırken yanlarında, sonraki durakları için tavsiye mektuplarıyla birlikte, III. Maximilian’ın, çocuklara verdiği kıymetli hediyeler ve babalarına verdiği hatırı sayılır bir meblağ da vardı.

22 Haziran 1763 günü, Mozart’ların arabası, Augsburg meydanında durduğunda çocuklar, babalarının doğup büyüdüğü kenti ilk kez görmenin heyecanı içindeydiler. Büyük olasılıkla Leopold Mozart, yol boyunca çocukluk günlerini ve ailesini anlatmış, yıllar önce ayrıldığı, arada yalnızca bir kez ziyaret ettiği kenti, Wolfgang ve Nannerl’a tanıtmaya çalışmıştı. Aile, yaklaşık iki hafta kaldıkları Augsburg’da akrabalarını ziyaret etmiş, çocuklar da üç konser vermişti. Akrabalar arasında, Leopold Mozart’ın annesi Anna Maria Mozart da vardı. O tarihlerde altmış beş yaşını geçmiş olan kadınla oğlunun arası çok iyi olmamakla birlikte, kuşkusuz torunlarını ilk kez görecek olan babaanne için bu karşılaşma önemliydi. Kentteki akrabalar arasında Leopold Mozart’ın arasının en iyi olduğu kişi, erkek kardeşi Franz Alois Mozart’tı. O tarihlerde henüz dört yaşında olan kızı Maria Anna Thekla ve Wolfgang ilk kez, bu gezi sırasında karşılaşmışlardı. Sonraki yıllarda çok iyi arkadaş olacak iki çocuğun, o günkü izlenimleri hakkında ne yazık ki hiç bilgi yok.

Ailenin kentten ayrılmasından iki gün sonra, 9 Temmuz’da Augsburg Intelligenz gazetesinde çıkan bir haber Mozart’lar hakkında “hemşeri”lerine daha ayrıntılı bilgi vermeyi amaçlıyordu. Leopold Mozart ve ailesinin bu gezisinin kent halkını çok mutlu ettiği vurgulandıktan sonra, çocukların, özellikle de Wolfgang’ın üstün yeteneği ve verdiği konserlerle herkesi hayrete düşürdüğü anlatılıyordu. Altı yaşındaki çocuğun tuşları kapalı bir çalgıyı çalması, duyduğu her sesi ânında notaya geçirebilmesi ve hiç sıkılmadan uzun süre doğaçlama çalması tüm detaylarıyla okuyuculara duyuruluyordu.19 Leopold Mozart ise kentten ayrılmasının ardından dostu Hagenauer’e gönderdiği mektupta, Augsburg’da planladığından daha uzun kalmaktan, şehrin pahalılığından ve çocukların verdiği konserlerin maddi açıdan fazla tatminkâr olmamasından yakınıyordu.20

Genel olarak, yolculuklarının ilk ayı, planlandığı gibi geçmişti. İlk önemli durak olarak gördükleri Paris’e dek önlerinde uzun bir yol ve yaklaşık dört aylık bir süre vardı. Her geçen gün Salzburg’dan uzaklaşmalarına rağmen, Almanca konuşulan topraklarda bulundukları için kendilerini yabancı hissetmiyor, çevreleriyle kolaylıkla iletişim kurabiliyorlardı; gerçi dönemi için oldukça iyi eğitimli biri olan Leopold Mozart, Fransızca ve İngilizce konuşmaya da hazırdı. Augsburg’dan ayrıldıktan sonra kısa bir süre Ulm’da kalan Mozart’lar, bu kentin ardından Ludwigsburg’a ulaştılar. Burada Württemberg Kontu Karl Eugen tarafından kabul edileceklerini uman Leopold Mozart, bir türlü bu isteğine ulaşamayınca sinirlenmişti. Beraberinde getirdiği ve Kont’a hitaben yazılan tavsiye mektupları bir işe yaramamıştı. Her zaman olduğu gibi dertleşmek ve içini dökmek için kâğıt kaleme sarılmış, dostu Hagenauer’e yaşadıklarını anlatmıştı: “Kont’un av köşkünde olduğunu öğrenince onunla karşılaşabilmek için Stuttgart yerine buraya (Ludwigsburg) geldik. 10 Temmuz’da müzik yöneticisi Jomelli ve Baron Pöllniz’le konuşup kendisine Kont Wolfegg’in mektubunu verdim ama faydası olmadı. (…) Bence olay tümüyle Jomelli’nin bir oyunu, Almanları bu saraydan uzak tutmak için elinden geleni yapıyor.”21 Leopold Mozart, mektubuna ayrıca müzik yöneticisi Niccolò Jomelli’nin 4.000 gulden yıllık ücretin yanında, pek çok sosyal yardım aldığını, hem Stuttgart’ta hem Ludwigsburg’da evi bulunduğunu da eklemiş ve Wolfgang gibi yetenekli bir Alman’ın saray çevresinde söz sahibi olan İtalyanlar tarafından engellenmeye çalışıldığını bir kez daha vurgulamıştı.

На страницу:
2 из 7