bannerbanner
Balkar Şiir Antolojisi
Balkar Şiir Antolojisi

Полная версия

Balkar Şiir Antolojisi

Язык: tr
Год издания: 2023
Добавлена:
Настройки чтения
Размер шрифта
Высота строк
Поля
На страницу:
2 из 3
‘Ev yapıyor, attı temel,Aşı suyu hepsi güzel,Namaz kılar, verir selam,Ne mutludur cahil insan!* -Desek, bir bahane bulsak,Daha sonra pişman olsak-Başka yolu aramazsak,-Biz hayvanız. Ehh anlasak?!1912

DOĞRULUK

Yıkılmaz kale dünyadaDoğruluk. Yok güçlü ondanDoğruluk yitmez boradaDüşüp ölmez ki kayadan.Baylar beyler, övüngenlerİnsansınız bizim gibi.Ölümlüyüz, dünya fani,Nedir mal mülk? Kaç eder?Doğruluk ölmez, çürümez,Ona kılıç da vurulmaz,Zulmün atı çiğneyemez,Hançer, kalbin delip geçmez.Zalimlere diz çöktürdü,Padişahı kalpten vurdu,Zindanlardan uçup çıktı,Demir prangaları yırttı.Söyledim ben, topal Kâzim,Gelinceye kadar ölüm,Kapanmadan iki gözüm,Doğruya hizmettir sözüm!1912

KAYGI

Yüksek dağ başlarındaKarlar erir, güneşe dayanmaz.Ama benim yüreğimdeki kaygıKar gibi eriyip yok olamaz.Vurulan dağ keçisinin kanıYok olur, karışır toprağa.Benim kaygımı toprak yutmaz.Yel alıp götürmez ovalara.1910, İstanbul

AŞK YARASI

Dağ üstünde dağ olmaz,İki ağaç bağ olmaz.Kılıç yarası sarılır,Aşk yarası sarılmaz.1890

DÜNYA DEDİĞİN

Öyle zor, dik bir yol ki dünya dediğin,Azap çekmeyen biri var mı o yolda?Öyle acı bir deniz ki dünya dediğin,Kimin gemileri batmamış ki orada?Acı denizinde yüzüyoruz dünyanın,Bilmeden gemimizin ne zaman batacağını.Ne yapalım kar yolları hep kapatır,Sende yürüdüğümüz zor yollan.1910, Bağdat

ÖLÜM GELİR

Ölüm gelir, itim önünü kesmez,Ölüm gelir, oğlum onu devirmez.Ölüm gelir, acımaz bir an bile,Şiirim var ona karşı tek kale.Ölüm gelir, insanı alıp gider,Etin kemiğinle tutup sürükler.Kurduğun ev, yazdığın şiir kalır,Sahibiyse ölüm değil, insandır!1940

GENÇLİK

Gençlik, sen yayın okuydun,Ben savdım seni başımdan,Hangi dağların ardında kayboldun?Hangi kayaya çarptın sonunda?Gençlik, çok benziyordun bahardaSülünün boynuna sen.Yoksa o benim vurduğumDağlardaki geyik miydin sen?1911

DÖRTLÜKLER

Allah vazgeçmiyor zalimlerden,Ne yapayım zavallı halk için ben?Namazım da, niyazım da yetmiyorSözüm yaprağın kulağına gitmiyor.1908Bağdat’ta, İstanbul’da nice kaldım.Mekke’de Kabe taşına secde kıldım.Döndüğüm vakit zavallı yurdumaSanki ben dünyaya yeniden doğdum.1910Halk için mutluluk nerde bilseydimBacaklarımı at kılar uçardım.Aramızda kan selleri aksa da,Yüreğimi kayık yapar geçerdim.1910, MekkeGemi ile nice denizler aştım.Türk’ün de Arap’ın da halkına şaştım.Fakir her yerde fakirce yaşıyor,Kuvvetli kuvvetsizin etini yiyor.1910, İstanbul

SAİD ŞAHMURZAEV

(ŞAHMIRZALANI SAİD)(1886-1974)

En yaşlı Balkar şairlerden Said Şahmurzaev, Oğarı Çegem köyünde doğdu. Balkar edebiyatı çalışmalarını Meçiev ile birlikte ilk başlatanlardan (1916) biridir. 1925’te Şahmurzaev, Simferopol Pedagoji Enstitisüıne kaydını yaptırır. Enstitüyü bitirdikten sonra Nalçik’te Balkar Dili ve Edebiyatı öğretmeni olarak uzun yıllar çalışır. Aynı zamanda aydınlatma işlevi de üstlenen öğretmen ve şair Şahmurzaev, okullar için hazırlanan ilk Balkar ders kitaplarının da yazarıdır. Şiirlerinin birçoğu bestelenmiş olup halk arasında yaygın olarak söylenmektedir.

En ünlü şiiri “Kaya Kızı Kırlangıç” 8mart 1944’te Balkarların Orta Asyaıya sürüldüğü günlerde bu vesileyle yazılır ve yasak olduğu halde halk içinde ağızdan ağza dolaşmaya başlar. Şair bundan dolayı baskılara uğrar. 1974’te hayata gözlerini yuman şair, vasiyeti gereği Oğarı Çegemıde gömülüdür.

Başlıca kitapları: Sırıyna (1957, Kaval), Bitkileri Biliğiz (1960, Bitkileri Biliniz), Nazmula (1961, Şiirler), Jemişle (1961, Meyvalar), Şuyohlağa (1966, Balkarca ve Kabartayca, Dostlara), Tanğ Alada (1967, Tan Vakti), Zaman Jeli (1967, Zaman Rüzgârı), Taulunu Kalendarı (1970, 1986, Balkar Takvimi).

KAYA KIZI KIRLANGIÇ

Kaya kızı kırlangıç,Kayalarda uçardı.Konardı kenarına,Orda yuvası vardı.Kayalarda öterdi,Şiirler söyleyerek.Yüksek gökte oynardı,Bizleri terk ederek.Meskenin kaya ikenKim dağıttı yuvanı?Niçin kalkıp gidersin,Öksüz kılıp kayanı?Kaya kızı kırlangıç,Gittiğin yer neresi?Mağaralar boş kaldı,Yok mu emanetçisi?Kaya kızı kırlangıç,Kayadan niçin kaçtın?Dağı, taşı ağlatıpOvaya niye uçtun?Ne var bu ovalarda,Size kim bakar, tanır?Bilmediğin ovada,Size kimler yaranır?Ovada rüzgâr eser,Kayalık, mağara nerde?Soğuk meyve bile yok,Yazın sıcak günlerde. .Kışlar da soğuk geçer,Ne çok titretir seni.Odun, dal bulamazsın,İncitir bedenini.Soğuk yel uğuldayıpOvalan ağartır.Aynı şekilde yazın,Ak yüzünü karartır.Kaya kızı kırlangıç,Kim kovalar sizleri?Bu dağları kıskanıpNiye getirmez geri?Kaya kızı kırlangıç,Uzaklara uçarsın.Söyle niye ağlarsınNerelere göçersin?“Poyraz acı, kar soğukDoğrusu çok korkuttu.Dağlardan sürdü bizi,Yurdumuzu yok etti.“Yuh olsun eşkıyaya!Çok zorbalık ettiler.Yuvaları yıkarak,Dağıtarak gittiler.“Gün gelir dağların daSisi pusu açılır.Bahar gelir neşeyle,Cümle zalim yok olur!”Kaya kızı kırlangıç,Unutmayın dağları.Açık olsun yolunuz!Hatırlayın bağları.Yola çıktık uzağaGidiyoruz Kazak’a4Çoğalıyor öksüzler,Muhtaç kaldık azığa.Nerede dolaşırız,Ayranım yok kâseye,Ağlar anababalarYapışarak asaya.Bu yurttan ağlayarak,Gittik yaban eline.Hoşça kalın dağlarım,Kavuşacağız yine!!! Mart, 1944 5

SAİD OTAROV

(OTARLANI SAİD) (1903-1975)

En yaşlı Balkar şairlerinden S. Otarov, Gürhojan köyünde (şimdiki Tırnıauz şehri) doğdu. Öğretmen kurslarını, parti okullarını bitirdi. Lisede ve Pedagoji Enstitüsü’nde öğretmen olarak çalıştı. Uzun süre devlet yayınevi yönetmenliği yaptı. Balkar okulları için ders kitapları hazırladı.

Edebiyat çalışmalarına 1928’de başlayan ve SSCB Yazarlar Birliği üyesi olan (1934) S. Otarov, 1975’te hayata gözlerini yumdu.

Kitapları: Biz Jıgitlebiz (1935, Biz Yiğitleriz), Nazmula bla Poema (1939, Şiirler ve Uzun Şiirler), Jürek Sauğa (1965, Yürekten Armağan), Jaz Jılıvu (1968, Bahar Sıcaklığı).

TIRPANCILAR 6

Ey yiğitler, tan atmada, kalkınız!Birer çanak ayranı deviriniz.Orayda7, çanakları deviriniz.Tan atınca bileği taşa vuralım.Tırpanlar bilensin keskin sürelimOraydara, bileyip keskin sürelim.Tamata’8yı öne koyup başlayalım.Sıra sıra otlara tırpan çalalım.Oraydara, tırpanlan sıra sıra çalalım.Koltuklan geniş alıp uzak salalım.Biçik otu deste deste yığalım.Oraydara, deste deste yığalım.Taze otlar basa basa yıkılsınBiçileni demet demet yığılsınOraydara, demet demet yığılsın.Takım başı pehlivan sırt Naurdur,Peşi sıra yetişmek çok zorludur.Ey aslanlar, yetişmek çok zorludur.Kulaç atıp her kezde iki adım.Dolan olsun demetler hep kalın.Ey maşallah, demetler hep kalın.Kimse yeri onun gibi sarsamaz.Dağıtmasan otları gün kurutmaz.Seyret kî, otları güneş kurutmaz.Kolay mıdır otların sıra dizmesi?Tırpan oynar helak eder bileği.Alışıncaya, helak eder bileği.Önündeki yetiş diye hızlanıyor.Yorgun düşen ayak otta kayıyor.Hiç olur mu takımda geri kalmak.Takım —Kolhoz’un tırpan takımıBizi iş korkutmaz çalın tırpanıYiğitler, hayda bre çalın tırpanı.1933

AHMADİYA MALKARLI

(ULUBAŞLANI AHMADİYA) (1905-1965)

Oğarı Malkar köyünde doğdu. Köy okulu sonrasında, Balkar İli Yürütme Kurulu’na bağlı yönetim kurslarında öğrenim gördü. 1930’da Moskova’da Doğu Halkları Üniversitesi’ni (KUTV) bitirdikten sonra Nalçik’te öğretmenliğe başladı. 1935-1955 yıllarını, asılsız ihbarlar sonucu tutuklanarak Sibirya’nın en ağır toplama kampı olan Kolıma’da geçirir. 1956’da temize çıkarılır. Şiirleri uzun süre basılmadı. “İlkbahar” şiiri Balkarcada en sevilen şiirlerden biridir.

Kitapları: Şkolçula (1934, Okul Çocukları), Sabiy Haparla (1934, Çocuk Öyküleri), Çerek(l995, Çerek Irmağı).

İLKBAHAR

Ova çıkarırsa sis örtüsünü eğer,Guv guv diye kuğursa güvercinler,Gök gürler ve çakarsa şimşekler,Biz de çığlık atarız: İşte bahar!Taze otlar sıçramışsa toprağa,Su baskını kıyıları dalarsa,Salyangoz veda etmişse kabuğa,Biz de çığlık atarız: İşte bahar!Yurda dönmüş ötüyorsa kırlangıçlar,Tarlada buğdayın bir karış boyu var,Ve uçuyorsa dizi dizi turnalar,Biz de çığlık atarız: İşte bahar!Kuşlar çer çöple yuva telaşında,Taylar kıpır kıpır kişner güneşte,Köpek silkinip de tüyler atarsa,Biz de çığlık atarız: İşte bahar!Kuzucuk süte doymuş geğiriyor,Oğlak taşlar üstünde tepiniyorBuzağılar sevinçle böğürüyorBiz de çığlık atarız: İşte bahar!Yağmur suyu buzul suyuyla akarOtlağa yayılmıştır sürü davarAlabalık avında balıkçılarBiz de çığlık atarız:– İşte bahar!Elma çiçeği, patlak mısır gibiBal reçina boşaltır çam ağacıÇoban elde öğütüp yer ısırganıBiz de çığlık atarız: İşte bahar!Çocuklar yeri oyar oyun içinBuz topacı yerine çelik çomakYağmur suyu köpürcük uçuştursunBiz de çığlık atarız: İşte bahar!Kuzucuk süte doymuş geğiriyor,Oğlak taşlar üstünde tepiniyor,Buzağlar sevinçle böğürüyor,Biz de çığlık atarız: İşte bahar!Yağmur suyu buzul suyuyla akar,Otlağa yayılmıştır sürü davar,Alabalık avında balıkçılar,Biz de çığlık atarız: İşte bahar!Elma çiçeği, patlar mısır gibi,Bal reçina boşaltır çam ağacı,Çoban elde öğütüp yer ısırganı,Biz de çığlık atarız: İşte bahar!Çocuklar yeri oyar oyun için,Buz topacı yerine çelik çomak,Yağmur suyu köpürcük uçuştursun,Biz de çığlık atarız: İşte bahar!Yaşlılar attılar koç postu kürkü,Bak çit ördü bahçelere çalılarMallar ahırlardan çimene koştuBiz de çığlık atarız: İşte bahar!Çiftçiler hep birden tarla sürüyorSaban tutan el boza çanağındaKurutulmuş kuyruk gevrek tadındaBiz de çığlık atanz: İşte bahar!Ağaçlar boyunca çiçek ve yaprakSığırlar gök otla doyup geliyorOrmanları guguk sesi kaplamışBiz de çığlık atanz: İşte bahar!Ahmadiya der ki, bahar sevinçtir,Kızları sevdayla gülümsetir,Delikanlı kalbini hop hoplatır,Biz de çığlık atanz: İşte bahar!

BERT GURTUEV

(GURTULANI BERT)(1910-2001)

Yazılı Balkar Edebiyatının kurucularından Bert Gurtuev, Nalçik bölgesi Aksu köyünde doğdu. Öksüz kalan Gurtuev, çocukken ırgat olarak çalıştı. 1931’de Pedagoji Okulunu bitirdi. İlk şiirleri 1928’de basılan Bert Gurtuev, okullarda öğretmen olarak, daha sonra Eğitim Bakanlığına bağlı kurumlarda çalıştı. Artık şiirleri ve şarkıları halk ağzında söylenen şair, Kabardin-Balkar yazarlarını temsilen SSCB Yazarlar Birliği’nin kurucu kongresine katılır ve Maksim Gorkiy’in elinden yeni kurulan Birliğin üyelik kartını alır (1934). Aynı yıl , 24 yaşındaki Gurtuev, Kabardin-Balkar Yazarlar Birliği Başkan Yardımcısı seçilir. Edebiyat çalışmalarının yanı sıra B. Gurtuev okul ders kitaplarının hazırlanmasına büyük önem verir. Balkarca’ya Puşkin’in, Lermontov’un, Mayakovskiy’in, Şiller’in, Ali Şir Nevai’nin şiirlerini çevirdi. Hem şiir, hem nesir eserleri yazdı.

Bert Gurtuev Kabardin-Balkar Cumhuriyeti Yazarlar Birliği Sorumlu Sekreteri, Şuyohluk dergisi Yayın Yönetmenliği görevlerini yaptı. Devlet Sanatçısı ünvanına layık oldu. 1941-1945 Anayurt Savaşı gazisidir.

Şiir Kitapları: Kızıl Önle (1935, Kızıl Sesler), Çuak Ertdenlık (1958, Açık Havalı Sabah), Çalğıçıla (1958, Tırpancılar), Svetlıye Dali (1960, Rusça, Nalçik; Aydın Uzaklar), Şuyohlanı Arasında (1963, Dostların Arasında), Çomartlık (1969, Cömertlik), Navstreçu Livnyu (1972, Rusça, Nalçik; Sağanak Yağmura Karşı), Moya Pesnya (1987,Rusça, Moskova, Benim Şarkım), Sayla-mala (1973, Seçmeler), Ak Kögürçün (1980, Beyaz Güvercin), Jaşaunu Kılançları (1988, Yaşamın Zikzakları), Miniatürle Kitabı (1990, Minyatürler Kitabı), Saylamala (1992-1993), Seçmeler), Miniatürı (1998, Rusça, Nalçik, Minyatürler), Saylamala (2000, Seçmeler).

Roman Ve Öykü Kitapları: Adilgeriy (1961, Adilgeriy), Janğı Talisman (1970, Yeni Tılsım), Novıy Talisman (1975, Rusça, Nalçik, Yeni Tılsım)

Hakkında: Jaşau Izı, Oyumları, Tenğleri (2010, Hayatı, Düşünceleri, Dostları)

KAŞIK VE KÜREK

İki madde yaptılar aynı ağaçtan,Her birine ayrı görev verdiler.Biri kaşık, bal kotarmaya,Biri kürek, ahırı kürüsün diye.Bal kaşığı çalışıyor işinde,Kürek ağ topluyor atıldığı köşede.

AÇLIK VE UYKU

Açlık basarsa lavaş ekmeğe benzer,Uyku basarsa taş da döşeğe benzer.Açlık kara sular indirir bacaklara,Uyku yarı ölüye benzetir insanı.Kız ve erkek kardeştir onlar,Kİmse aramasa da onlar var.

KONUK

Evine konuk gelirseSaatine bakma.Gördüğünü o da görürGörmediğini sanma.Sezer hüzünlü halini,Hınzırca alır vaktini.

HAJİMUSA KULİEV

(KULÎYLANI HAJİMUSA)(1910-1971)

Oğarı Çegem’de doğdu. Çocukluk ve erginlik yılları (1923-1939) Kırım’da ve Karaçay’da geçti.

1939’da Finlandiya ile savaşa katıldı. Daha sonra da (1941-1945) Alman Nazilere karşı yürütülen

Anayurt savaşının son gününe kadar cephede kaldı. Çok sayıda nişan ve madalya ile taltif edildi.

Orta Asya’dan döndükten sonra Elbruz Yayınevi’nde çalıştı. 1971’de Nalçik’te hayata gözlerini yumdu.

Kitapları: Kaştanlı Şahar (1959, Kestane Şehri ), Karılğaç (1962, Kırlangıç), Jılla Ozadıla (1963, Yıllar Geçiyor), Bizni Tögeregibizde (1966, Bizim Etrafımızda), Jaşnasın Jer (1967, Yeşersin Yeryüzü).

AY

Nereye bakarsam, tepemde görürüm,Her görüşümde sana selam veririm,Karanlık gecede aydınlattın yolumu,Güneş hariç, şu Ay’dan güzel olur mu?Çok uzandım, ben sararmış otlarda,Ayıa gözlerimi diktim, hayaller kurdum,Soğuk pınara bakarak ay ışığında,Aynada gibi, öz çehremi gördüm.Geceler şu Ay’la ne de görkemli,Bulutlardan ak çadırlar kuruyor,Düğünlerin nasıl tektir gelini,O da odur, yıldızları tarıyor.

HAMİT TEMMOEV

(TEMMOLANI HAMİT)(1912-1937)

Elbruz dağının eteklerinde Oğarı Bahsan köyünde doğdu, l928’de Nalçik’te Sovyet Parti Okulunu bitirdikten sonra Balkar dilinde yayınlanan Karahalk ve Sosyalist Kabartı-Malkar gazetelerinde çalıştı. Edebiyata da o yıllarda başladı. Şiirlerinin konusu yeni kurulan düzen, kolhoz yaşamı, ülkedeki değişikliklerdi. Hamit Temmoev, Stalin’in devlet terörü kurbanı olarak, 1937’de iftira sonucu kurşuna dizilerek öldürüldü. 1956’da Stalin politikasının Kruşçev tarafından eleştirilmesinden sonra Hamit Temmoev’in itibarı iade edildi.

Kitapları: Horlam Jırları (1959, Zafer Şarkıları ), Çeviri Kitabı: A.S.Puşkin. Çıganlıla (1937, Çingeneler)

YENIKÖY

Doğa güzelliğinden pay dağıtan,İçinden dağ buzullu suları akan,Kayalara çam ağacı giydiren,İnsanları kıvanç hayatına sevinen,Kolhoz köyüm aydın yaşam kucağında,Mesken tutmuş kıyıyı Bahsan ırmağında.Yeni demeden geçemiyorum ben ona,Yenilikleri kıvanç veriyor bana.Görüyorum çayırların yeşerdiğini,Eski hayatın tozlarından sîlkindiğini:Güzelliği gözüm önünden gitmiyor,Üzerinde dağlardan serin yel esiyor.Derelerinde alabalık oynuyor,Maden suları fokurtuyla kaynıyor.Meralarla okşanarak yamaçları,Yavaş yavaş eğilir çam ağaçları.Dağ keçileri otlar dar boğazlarda,Turistler dolaşır buzullarda.Sağnak yağmur dinse, sabah güneş çıksa,Bulutsuz gökten ışınlarını sarkıtsa,Ciğerinde temiz havanın doruğu,Ot kokusu giderir sussuzluğu.Yeniköyü İlyiç’in lambalarıGeceyi gündüz edip aydınlatıyorKöyümde kuruldu yeni okullar, —Bilimle donanıyor şen okuyucular.Delikanlılar oynak atlarına binerekKoşuyor yiğitliklerini göstererek.Yaşlılar, gençler radyoyu dinliyor,Gerekli ve yeni şeyler öğreniyor.Yoktur orda kerpiç evler, örümcek ağlan,Kiremit damlı evde oturuyor şimdi dağlı.Yeni köyde telefonla kocakarıŞehirde okuyan çocuğunun adınıSeslendiriyor, hal hatırım soruyor,İyi haberlerle sevinip rahatlıyor.1936

KERİM OTAROV

(OTARLAN KERİM)(1912-1974)

Kerim Otarov 1912’de Bahsan bölgesi Gürhojan köyünde (şimdiki Tırnıauz şehri) doğdu. 1930-1934’te Nalçik’te öğrenim gördüğü pedagoji okulunu bitirdikten sonra öğretmen olarak çalışır. 1938-1941 yıllarında Kabardin-Balkar Yazarlar Birliği Başkanlık görevinde bulundu.

2. Dünya Savaşı yıllarında Sovyet ordusu saflarında Alman nazi birliklerine karşı çarpışan Otarov, 1943’te ağır yaralanır, bir bacağını kaybeder. Savaşın zor şartlarında da şiir yazmayı ihmal etmemiştir. Savaş şiirlerinde de güçlü bir lirizm vardır.

8 Mart 1944’te Otarov, haksızlığa maruz kalan Balkar halkıyla birlikte Stalin rejimi tarafından Orta Asya’ya sürüldü. Bu haksızlıkları anlatarak bizzat Stalin’e mektup yazma cesaretini gösterenlerden biridir. Kırgızistan’da da, yayınlayamadığı halde, şiir yazmayı bırakmadı. 1956ıdan sonra yurduna, Kafkasyaıya döndü. Şiir kitapları Balkar-ca ve Rusça, Nalçik’te ve Moskova’da yayınlandı. Kerim Otarov’un 2012 yılında ....kitabı Türkiye’de Adilhan Adiloğlu çevirisi ile Ankara’da neşredildi.

Kabardin-Balkar Cumhuriyeti Devlet Sanatçısı ünvanı ve Devlet Ödülü sahibi şair, 1974’te Nalçik’te dünyaya gözlerini yumdu.

Kitapları: Stihle Bla Jırla (1938, Şiirler ve Şarkılar), Şkolnu Tuuğanı (1940, Okulun Doğuşu), Andreev Atlı Kolhoz: Oçerk (1941, Andreev Adına Kolhoz: Deneme), Jolla (1956, Frunze, Yollar), Sağışla (1958, Düşünceler), Dalniye Dorogi (1958, Moskova, Rusça, Uzak Yollar?), Dorogi (1959, Moskova, Rusça, Yollar), Tuuğan Jerim (1960,) Vatanım), Saylama. 2 tom. (1962, 2 Ciltlik Seçilmiş Şiirler), Gornıy Potok (1963, Moskova, Rusça, Dağ Akını ), Jılla (1964, Yıllar), Godı İ Gorı (1966, Rusça,Yıllar Ve Dağlar), Dunya Ertdeni (1967, Dünya Sabahı), Tang Julduzum (1969, Şafak Yıldızım), Sınla (1972, Mezar Taşları), Dorogi Utra (1972, Moskova, Rusça, Sabah Yolları),Oktyabrnı Poeması (1973, Ekim Devrimi Uzun Şiiri), Jelleri (1979,) Nazmula Bla Poemala (1989, Şiirler Ve Uzun Şiirler), Zamannı Auazı (1990, Zamanın Sesi), Dunya Tınçlığın Tileyme Kadardan (1995, Dünya Rahatlığını Diliyorum Kaderden),Saylamala (1997, Seçilmiş Şiirler), Kerim Otarov. Şiirler (2012, Ankara, Türkçe, Kerim Otarov. Şiirler)

Hakkında Kitaplar: Kerim. Nazmula, Statyala, Es-sele, Esgeriule ( 2003, Kerim. Şiirler, Yazılar, Esseler, Anılar ;, Z. Tolgurov. Lirika K.Otarova (1974, Rusça, K.Otarov’un Aşk Şiirleri )

YANAN KÖY

Yanan köyü sabah ele geçirdik,Ateşini esirgemedi düşman.Kül ve taştan başka buradaHiç bir şey kalmadı, inan.Belki güzel köydü bir zamanlar,Şimdi hiçbir şey yok etrafta.Darağacında yanan cesetler gibiKararıyor yanmış kavaklar.Çevreyi kül kaplamış kar gibi,Mezar taşı gibi dikilmiş ocaklar.Sen buraya geç geldin asker:Bu köy seni bekledi uzun zaman.Savaş devam ediyor uzakta,Biz yürüyoruz köy sokağında.Bembeyaz kül sarmış etrafı,Affetmez bir sitem var bakışlarda.Aniden bir köpek çıktı karşımıza,Sevinmedi, havlamadı bize.“Gördünüz mü neler yaptı faşist?”Dermiş gibi baktı yüzümüze.1942

DOSTLARIN GÖREVİ

Er yüreği demirden değilKaslardan ve damarlardandır,Onu da yaralayabilir çılgınlarBir de sevmedikleri.Taş gibi dayanırsa da yürekAldığı yaraların tümüne,Gereksizdir onu erken yakmak,Koruma olanağı varsa.Kurt kemirip yıkabilir ağacıYolunu bulup üstün çıkarsa.Eksik kalır dostların görevi,Yüreği kıskançlardan korumazsa.

KISADIR ASKERİN UYKUSU

Savaşlardan sonra dinleniyoruz,Oturup bir orman kenarında.Yorulan askerler sayıklayarakUyuyorlar nemli otlarda.Gece sakinliğini bozuyorBaykuşun dinmek bilmeyen sesi.Orman alanına, düşünceli ormanaHuzur veriyor ayın ışığı.Asker uykusu alıyor payını,Kesildiğinde savaşın gürültüsü.Şilteden daha rahat görünür askerePayına düşen nemli yerin bağrı.Ot kokusu sarhoş eder, koyaktanUzaklaştığında çarpışmanın acı dumanı.Kısadır kısa – askerin uykusu,Uzundur onun ağır savaş günü.Uzak orman alanları anımsatarak,Üzüyor onu ormanın hışırtısı.Uzundur askerin zamansız yolu,Kurşun kesmezse yaşamını.Temmuz, 1942, Savaş cephesinde

VİŞNELER ÇİÇEK AÇTIĞINDA

“Savaş nasıl bir yol izliyor?” diyeHer sabah bakıyorsun belkiHaritaya. Canın sıkılıyor herhaldeBilmediğinden savaş süresini.Oturuyorsun, tutup sokak başım,Sabah yıldızına güle güle diyerek.Ağır düşüncelerle akşam yıldızınıKarşılıyorsun, hüznünü gizleyerek.Veya sağnak yağmur gece yansıPencereni çaldığımda ürke ürke,Keserek kaygı dolu rüyanıUyanıyorsun belki… Ne yapalım, ne?Yazgımız böyle, irkilerek yağmurdan,O, pencereni ansızın çaldığında…Dönerim güneşin battığı yerden,Baharda vişneler ak çiçek açtığında.1942, Savaş cephesinde

OMAR ETEZOV

(ETEZLANI OMAR) (1913-1961)

        Gürhojan köyünde doğdu. Kabardin – Balkar Devlet Üniversitesi Rus ve Balkar Bölümünü bitirdi.

Leningrad Üniversitesi Filoloji Fakültesi mezunu olduktan sonra Nalçik’te Pedagoji Okulunda öğretmen, Radyo Komitesi görevlisi

olarak çalıştı 1927’den itibaren şiirler, daha sonra da hikâye ve romanlar yazdı. Balkar Tiyatrosunda uzun yıllar sahnede kalan Kanlı Düğün piyesinin yazandır. SSCB Yazarlar Birliği Üyesi (1940), Anayurt savaşı gazisidir.

Kitapları: Kayata Unutmadıla (1958, Kayalar Unutmadılar), Kamni Pomnyat (1959, Rusça, Nalçik; Kayalar Unutmadılar), Tarda (İ961, Vadide).

YAŞAMI SEVİNİZ

Yeni günün sıcaklığında ısınarakKötülüğü kınayıp yoldan atarakYaşamın aydınlık yolunu tutarakYaşayın siz, işi seven insanlarYaşam yolu türlü türlü oluyorKimi yaşamından hep çıkar umuyorKimi tüm zorluklan yıkıyorYıkamayan dibe yıkılmaktadırAnlar kovana bal toplar nasılSuyun hızı değirmeni döndürür nasılSen de öyle işçi ol yorulmayanHerkese örnek, anıt insan ol

AZRET BUDAEV

(BUDAYLANI AZRET) (1915-1942)

1915’te Oğarı Bahsan köyünde doğdu. Çocukluktan edebiyat yanı güçlü ve konuşma sanatına yatkın olmasından dolayı köyde kendisine Kıyama (Kıyamet) lakabı verilmiştir. Pyatigorsk öğretmen okulunu bitirir (1931). Daha sonra şiir yazmaya başlar ve ilk şiiri Balkar şairlerinin ilk şiirler seçkisinde yer alır (1935). Kommunizmge Jol gazetesi sorumlu sekreteri olarak çalışır. 30ılu yıllarda devlet ve parti görevleri de üstlenen şair Alman nazi birliklerinin Kabardin-Balkar Cumhuriyeti’ni işgal ettiklerinde (1942) Çerek İlçe Parti Komitesi Başkanı görevinde, Almanlara karşı organize edilen gerilla hareketinin başını çekiyordu. Çatışma sonucu esir düşen Budaev faşistler tarafından işkence gördükten sonra öldürülür ve cesedi Balkar vadisinde bulunan Çirik Köl’’e (Çirik Göl) atılır. Şimdi bu gölün kıyısında şairin mermer heykeli dikilidir. Oğarı Bahsan köyü okulu ise Azret Budaev’in adını taşıyor. A. Budaev’in Bir Avcının Hikâyesi destanı ve Telefon şiiri Balkar okuyucularının, özellikle yazıldığı dönemde, ezbere bildikleri, çok popüler eserlerdi.

На страницу:
2 из 3