bannerbanner
Şiirler, Karasözler
Şiirler, Karasözler

Полная версия

Şiirler, Karasözler

Язык: tr
Год издания: 2023
Добавлена:
Настройки чтения
Размер шрифта
Высота строк
Поля
На страницу:
4 из 4

Bilek gibi, arkasında örülü başındaki saçı

Bilek gibi, arkasında örülü başındaki saçı,Tokası şırıldayarak yürüse, yumuşak başlı…Kalpağı kunduzdan, ak gerdanlı, karakaşlı,Görmüş mü …, güzel kızın bu kadarını?Beneksiz kara gözü, pırıl pırıldı,Hararet bastı yüreğe kurulup kaldı,Açık tenli, ak etli yumuşakçasını,Görmüş mü …, güzel dişli kızın rahatını?İnce belli, alımlı, küçük ayaklı,Böyle kıza çok seyrek rastlanırdı.Olgun elma gibi tap-tatlı kızı,Görmüş gibi olur da, kalkmam mı?Eğer, elin bir değerse bileğine,Fokurdayarak akar kan yüreğine.Varıp yaslasan yanağını döşüne,Etkisi, ürpertiyle iner kemiğine…

İnançlı dost, halkta yok

İnançlı dost, halkta yok,Dönülmez yemin, nerde var?Evvel gördüğün, ahir yok,Alay, gıybet, hile var.İyiliğini unut her gün,Bir yanılırsan, alır öcün.Faydası bir yana,Tek kendi dokunmasa…Fayda, övgü kendiliğindenArtar mı, dönersen yemininden?Doyacaksa gıybet sözünden,Söyleyiversin, durup dinlenmeden.Kime çok dostluk ettimse,Sonu bir küskünlük oldu işte.Güzel ömrünü avare ettin de,Düzgün bir yâr bulamadın işte.Düşman dağıtır, kırar-döker,Dost kararından döner, avare eder.Kimi haşarıdır, kimi ayıp eder,Kontrol edemeden ömür geçer.Saygı duyulacak soydaşın,Kim tanımaz nüshasın?Her gün bencil eğilimlinin,Nesini adam sayarsın?

Nerdesin, gençlik ateşi

Nerdesin, gençlik ateşi,Dürtüp okşamaz mısın yüreği?Faydasını bilip bilimin,Şaşaasını yormaz mısın âlemin?Adamın, bulup hilesini,Düşünmeden kişiliğini.Seçsin gönül silahını,Büyümeden ele gelmez ki.Kim bilir aşkı, mürüvveti,Onun tadına bakmasa?Başı, kökten kim verir ki,Kaygı canına batmasa?Esirgemez canını ardından gelirDost yoldaşlığını ispatlasa…Önüne alıp kim gelir,Erinmeden yürüyüp bakmasa…Mal bakıcılığı faaliyeti olsa,Helal kazansa, acele etmeden…Boş patırtıyla avare olmasa,Sanatın halini düşünmeden…Şimdi ne edeceğiz,Hepsinden de boş kaldık?“Gel ağzıma düş” diyeceğiz,Yaptık ettik, boş saldık!

Işıldamaz kara gönlüm, ne yapsa da

Işıldamaz kara gönlüm, ne yapsa da,Semada ay ile gün, göz kamaştırsa da,Bana, âlemde senin gibi yar yok galiba,Sana, benden üstün sevgili bulunsa da…Biçare âşık özlese de, sararıp solsa da,Yar yoldan çıkıp güzel söze aldansa da,Rıza gösterip dayanır ya, yâr davasına,Eziyet etmesi ile yergisine tapınsa da…

Tuğır 14 Tulpar’ı 15 geçemez atak yapsa da

Tuğır Tulpar’ı geçemez atak yapsa da,Ona da puhu tüyü, muska takılsa da…Kızdırmadan beni, açık ara koşmaz ya,Hevesliler, sağdan soldan sataşsa da…İt eniği kurt avlayabilir mi, atılsa da?Tanrı korur, var gücüyle tam vursa da…Arsız adam, şımarıp, höykürüyor ya,Her yerde germeye sıkıca bağlansa da…Kudurdu çoğunluğu bırakıp azıcığı,Şikâyetçi Rus, onların ganimet ortağı…Bazen onu ganimete boğar, bazen bunu,Semey’in bu kasabası, sevdi ya kovculuğu…

Kara hatuna

“Kara hatun” düşünülen kara hatun,Kapışarak alır ya tatmin duygusun…“Ala yazmış zengini” lafı bitmez ki,Ne edersin Kazak’ın örfünü âdetini…

1890

Zengin azaldı

Zengin azaldı,Yok maksadı,Ülkede iyi kalmadı.Eldeki erkek,Aylaklık ederek,Atıp ülkesini tutmadı.Yerli, yersiz,Söz teşbihsiz,Baş ile ayağı, aynı sıktı.Rus azarlayınca,Yönetici halka,Evden ürüyen iti andırdı.Kendi ulularaİtibarı olmayanaBakmadan, kendi halkına…Sözü bağlamadan,Mantıklıyı ayırmadan,Yurda vurur heyecanla…Bilemedik,Delirmedik,Aynı iyiye temelli…Eline alıp,Bela salıp,Gözetlediği öz eli…Saçtı malını,Verdi varlığını,Olduğunda yurduna.ŞefkatleşmezArtık pişmezHiç benzemez dışına…El de yaman,Er de yaman,Gözetlediği öz eli…Kongre var ülkede,Sancak düşüncede,Şifa bulmaz ki körü-keli…Gitti birlik,Söndü erlik,Artık kime yüz dönülecek?Ülkende gerginlik,Ateşin geçik,Kaysa ayağın, kim gömecek?Geçti ömrümCaydı gönlümBu dünyanın işine…Yaşı akranCanı emsal olanDost da demiş kişiye;“Söze ümitlense,El gerekliyse,Ne olacak gururun?Niyeti şüpheli,Aklı dalavereli,Yurt bu mu, bulduğun?”

Çare bulamadan

Çare bulamadan,Ateş alevi gibiKaygı doldu gövdeye,Sırlaşamadan,Söz açamadanKul köleye.Boşuna utanıp,Nafile sıkılıp,Kimi gördüysem, ben ondan,Yüzümü kapattım,Çok şaştım,Doğruca kaçtım, hemen ordan.Uyku, yemekseKaldı öyleceGereksiz iş oldu…Öylesine yatışım,Huzurlu kalışımGüç oldu…Genç yüreğimYandı benimYer bulamadan, vay halim!Kendin o zamanİyi yoldanSakin…Genç ağacıYaprağıKarışır, vursa yel.Düştü boyun,Doldu koyun,Aktı sel…Ben mağrur idim,Gamsız idim,Her bir şeyden gayri idim…Tez dertlendim,Bazen alevlendim,Bazen buz kestim…

Geldik nice yere şimdi

Geldik nice yere şimdi,Girmek kaldı mezara şimdi.Kızıl dilim eklemsiz,Sözümde yaz var sineksiz,Dinleyicimi düşüncesiz,Kılıp Tanrı’m vermiş idi.Bu yaşa gelinceye kadar,Kızgınlıktan ölünceye kadar,Bulamadık adam olan biriniSözümüzün peşinden gideni…Ömrün yamacını bitirip,Eğitimsizle didişip,Çıktık, işbu bele şimdi.Şimdi aheste gel, yıkılma,Sığılmaz yere tıkılma,Bırak eski süratini.Kaygı çıkıp omza,Barikat olmasın suskunluğa,Kımıldan gönlüm, kımıldan şimdi…Palaz kuş gibi bakılıp,Kanadını yağ bağlatıp,Yatma yuvada, saklanıp,Uç gönlüm, göğe, kurum sat şimdi…Gönülde kaygı, büyük feryatlar,Söyleyecek sözlerim var,Kulak salsın, anlayanlar,İlerle sözüm, ilerle şimdi!İçte kaygı, dert pıstırdı,Göğsü yangın sıkıştırdı,Gönlüm söylemeye salındı.“Kendin yalnız, nadan çokAnlatırsın sen de” dedi,Küstah, arsız ele şimdi…Sükûnet sevmez, kaşınır,Yalan olsa aklına alır,Beladan geri durmaz, dehşete kapılırSahipsiz bedenin, hevesine üstün geldi.Doğduğu yere kıyamadan,Haşarıyı yenip, durduramadan,Hala oturuyoruz utanmadan,Bulamadık, bundan başka eli…Şakada Tanrı’m biçare etti,Arsız halk ile avare etti,Yalnız evde feryat ettirdi,Bildik, yazgıya sabretmeyi…“Adam” denen şanım var,Adam etmez halkım var,Yalan ile gıybeteYarış atı gibi uğuldar,Bütün vücudum ürperdi…Bütün gruplara çağrılmadan,Yabancı evinde takılmadan,Dayanır mıyım, aman aman,Yatmaya çıkmadan, evde şimdi?Hatunun, oynaşınıGörsen, bilsen ambarını,Ne düşünür idin, kendin dahi,İşte onun gibiyiz, biz de şimdi…

Başkasına, gönlüm, doyarsın

Başkasına, gönlüm, doyarsın,Şiiri nereye, nasıl bırakırsın?Şiir söyleyince duygulanır,İçteki derdi, ortadan kaldırırsın.Terennüm et, feryat et, kızıl dil.Merhametsiz gönlüm uyansın.Ağlasın, gözümden yaş aksın,Göğsümün mecali kalmasın…Karabasan, başıboş dolaşan,Düşman nadan, neyi anlasın?Göğsünde odu olanDüşünceli er kulak assın…Dinlemese hiçbir adam,Kendi gönlüm duygulansın.Her sözüne iyi baksın,İçimdeki dert kımıldansın.Havalansın, kalkışsın,Od alevlenip şavkısın.Ağlaya sızlana ölünce,Arkadakine söz kalsın.Benim gibi zavallı rastlasaDüşünsün, dikkatini versin,Kabul gören sözümü,Tanıyan kimse, o alsın…Ne fayda var; bin nadanDışını işitip, hayrette kalsın.Onlardan bile bir akıllı,İç sırrının farkına varsın.Sizler de düşünseniz,Nice türlü canlarsınız.Bilim de yok, beyin de,Bozkırdaki avlarsınız…Gönülden dinlemez,Kulağından tutarsın…Bunu görüp, onlara,Nasıl hala yakınırsın?

Bazen delice gönül, kör olası

Bazen delice gönül, kör olasıAşk ararken heyecan duyar“İçeyim” der ızdırap içkisini,İsyankâr yürek coşup taşar…Çekilen ızdırap, dökülen yaşYürek ateşini söndürmez ya…Aşk, ömrün görkemi hakikat,Ölmüş o da, ses vermez ha…Aşksız, anlamsız dünya,Onları, katınız hayvanlara…Önemsiz, ilgiden ayrı kalsan da,Kadının, evladın, dostun var ya.Yüreği yumuşak bilinen kullar da,Gerçek dost bulmadan durmaz ha!Fayda, övünç hepsi boşuna,Dostsuz ağız, lezzet almaz ya…

İlkbaharda

İlkbaharda kalmaz ki kışın rutubeti,Yumuşacık ipek gibi, canlanır yeryüzü.Canlı varlıklar, insanlar kuşatsa çevreyi,Ana baba gibi, parlar güneşin gözü…Yazın ihtişamı gelir göçmen kuşlarlaNeşelenen genç güler akranıyla…Ölüme yüz tutmuş nineler dedeler,Şaklabanlık eder kendi yaşıtına…Kırdaki halk şehirdekiyle kaynaşır,Gülüşür, görüşür, kucaklaşır…İş peşindeki gençlerin eli boşalır,Ergenlik bastırır, fiskos eder, sırlaşır.Deve bozlar, koyun kuzular, avluda şamata,Kelebek ile kuşlar da bahçede bağrışmakta.Gül ile ağaçlar sıcaktan mayışıp baktığında,Fışır fışır fışırdayıp, kıvrılarak akar sular da…Bir sürü kuğu ile kaz, paytak paytak yürür sırayla,Yumurta arayan çocuklar mutlulukla koşuşmakta.

Конец ознакомительного фрагмента.

Текст предоставлен ООО «Литрес».

Прочитайте эту книгу целиком, купив полную легальную версию на Литрес.

Безопасно оплатить книгу можно банковской картой Visa, MasterCard, Maestro, со счета мобильного телефона, с платежного терминала, в салоне МТС или Связной, через PayPal, WebMoney, Яндекс.Деньги, QIWI Кошелек, бонусными картами или другим удобным Вам способом.

1

Lebi ahmer: Dudağı kızıl.

2

Bihter: En iyi.

3

Nasıbay: Dilin altına konulmak için hazırlanmış, kokulu, keyif verici madde.

4

Alaş: 1. Kazak Türklerine verilen eski ad. 2. Eski Kazak kabilelerinin kullandığı slogan. 3. Memleket, millet, halk.

5

Ağzıyla orak vurmak: Hatiplik etmek, güzel ve süslü konuşma yapmak.

6

Bu şiirde geçen Argın, Nayman ve Tobıktı Kazak boylarından bazılarının adlarıdır. Tobıktı boyu Abay’ın mensup olduğu boydur.

7

Kamışkulak: Kulakları ince, düzgün ve dik olan at.

8

Saba: Kımız hazırlamak için kullanılan ve at derisinden yapılan kap.

9

Şortanbay Kanayulı (1808-1881). Kazak şair, din hizmetleri görevlisi.

10

Dulat Babatayulı (1802-1874). Kazak şair.

11

Bukar Jırau Kalkamanulı (1668-1781). Kazak ozan. 18’inci asır Cungar saldırılarına karşı Kazak kavimlerini bir araya getiren ve savaşı yöneten tanınmış Abılay Han’ın danışmanı.

12

Dullama: At kuyruğunun kesilmesi. Abay’ın başka şiirlerinde yansımasını bulduğu gibi, yiğidin atı; onun en büyük ganimeti, adeta en yakın arkadaşı gibiydi. Türk töresinde, yiğidi ölen at dul sayılır idi. Çeşitli kaynakların bildirdiğine göre, Alp Arslan ve yiğitleri de Malazgirt Savaşı’na çıkarken atlarının kuyruklarını kesmiş ve mızraklarının ucuna bağlamış idi.

13

Kazakça “kerege” denilen (germe) ve ince kayın çıtalardan çatılan tahta perdeler, küyiz evin (keçe evin) taşınabilmesi ve yeniden kurulurken kolay kurulması için belirli büyüklüklerde yapılır. Bunların dördünün yan yana bağlanması ile kurulan küyiz eve “dört kanatlı”, altısı ile kurulanına “altı kanatlı” denir.

14

Tuğır: Soylu olmayan, ancak dayanıklı ve ağır yük taşıyabilen at.

15

Tulpar: Uzak yolculuğa dayanıklı, büyük savaşlarda kahramanların bindiği, soylu ve çok hızlı koşan at.

Конец ознакомительного фрагмента
Купить и скачать всю книгу
На страницу:
4 из 4