bannerbanner
Kelt Mitolojisi
Kelt Mitolojisi

Полная версия

Kelt Mitolojisi

Язык: tr
Год издания: 2024
Добавлена:
Настройки чтения
Размер шрифта
Высота строк
Поля
На страницу:
4 из 4

Bu hikâyeler, içerdikleri Hıristiyan unsurlarının yanı sıra, pagan kökenlidir ve tanrıların yarı tanrı oğulları ve tanrıların insanlara yaptığı yardımlara dair pagan fikirlerini yansıtır. Merhum Bay Nutt, Mongan hikâyesinin herhangi bir gerçek veya hayali kahramana uyarlanabilecek bir Kelt mitinin (fani bir anne ve doğaüstü bir babanın çocuğu olan, babasından büyülü özellikler almış, ilahi topraklarda onunla ilişkilendirilmiş ve ölüm anında oradan geçen harika bir çocuk hakkında) bir biçimi olduğunu ileri sürdü. Mongan’ın sonunda oraya gittiğini varsaymıştı. Bu varsayımı, Mongan’ın Manannan’la “canlı yürekli diyarda” dolaşmasından ve oradan Aziz Columba’yı görmeye gelişinden bahseden dizelere dayandırmaktadır. Mongan, Ulster’da böyle bir mitin kahramanıydı. Daha sonra İrlanda’nın her yerinde popüler olan başka bir yerel efsanede Fionn, benzer bir Briton mitinde ise Arthur’du.

Tanrıların ölümlülere yaptığı yardımla ilgili efsane, ihtiyaç anında ona yardım eden tanrı Lug’un oğlu Cúchulainn’in hikâyesinde tekrar görülür. Cúchulainn, Medb’in ordularına karşı tek başına savaşır; zira Medb, Ulster’ın askerleri hastayken orayı işgal eder. Cúchulainn, yüzlercesini öldürür ve şimdi, araba sürücüsü Loeg; sarı saçlı, gümüş broşlu yeşil bir manto giymiş, güzel, uzun boylu bir savaşçının yaklaştığını söylediğinde Cúchulainn, öfkeyle ve büyük bir sıkıntıyla yüzünü buruşturur. Elinde kalkan, beş köşeli mızrak ve cirit vardır. Savaşçı gelince bunları kullanır; ancak Medb’in savaşçılarına görünmez olduğu için “kimse ona saldırmıyor ve o da kimseye saldırmıyordu.” Cúchulainn, bunun yardımına gelen sídenin arkadaşlarından biri olması gerektiğini haykırır ve öyle olduğu ortaya çıkar; zira savaşçı, sídden babası Lug’dur. “Yaralarım ağır,” der Cúchulainn, “iyileşmelerinin zamanı geldi.” Lug ona üç gün uyumasını söyler. Ordularla savaşırken bir yandan tılsım mırıldanır ve kahraman uyur. Lug sadece onun için savaşmakla kalmaz, Mag-Tured savaşı hikâyesinde iyileştirme gücüne sahip olduğunu iddia ettiğinden, oğlunun yaralarını şifalı bitkilerle iyileştirir ve Cúchulainn uyandığında diri ve güçlüdür. Bununla birlikte tanrı, her ikisinin de yaptığı işlerin ünü Cúchulainn’de kalmasın diye ona daha fazla yardım etmez. Kahraman şimdi Vaatler Diyarı’nın değerli bir giysisi olan görünmezlik elbisesini giyer. Ona bu elbiseyi Manannan vermiştir. Manannan, Druidizm veya büyücülükte onun üvey babası olarak da adlandırılır ve Cúchulainn’in “síde arkadaşları”, insan güçleri onları başarısızlığa uğrattığında ölümlülerle arkadaş olan leannan sighe ile (periler) karşılaştırılabilir. Rakibi Ferdia, síde arkadaşlarının onları düşündüğünde nasıl yardımına koştuğunu söylemediği için onu azarlar; ancak Cúchulainn, Féth fiada’nın Mile’ın oğulları tarafından herkese gösterildiğinden, Tuatha Dé Danann’ın görünmezliği kullanamayacağını veya sihir yapamayacağını söyler. Bununla birlikte Táin Bó Cúalnge’nin Stowe elyazmasından alınan bu pasaj, son ifadesinde diğer elyazmalarında bahsedilen diğer olaylarla tutarsızdır.

Diğer kahramanlara Manannan yardım eder. Usnech’in Oğullarının Trajik Ölümü’nde (Longes mac nUsnig) Naisi’ye tanrı tarafından verilmiş bir kılıcı vardır. Bu kılıcın erdemi arkasında hiçbir darbe veya iz bırakmamasıdır. Bazı silahları Féinn tarafından ele geçirilmiştir. Diarmaid’in crann buidhesi (sarı saplı bir mızrak) vardır ancak bu silah, kırmızı saplı başka bir sihirli mızrak (gaí dearg) kadar güçlü değildir. Diarmaid’i öldüren domuza karşı hiçbir şey yapamamıştır ve Diarmaid, Grainne’in tavsiye ettiği gibi gaí Deargı yanına almadığına pişman olur. Bu mızrakların saplarını kullanarak etrafını saran düşmanların üstünden sıçrayarak onlardan kaçar ve ayrıca başka bir durumda bir uçurumdan atlamak için “Manannan’ın sihirli değneklerini” kullanır. Bunların yanı sıra, Manannan’ın veya Oengus’un kılıcı olan moralltacha sahiptir.

Diarmaid hakkında şöyle denir: “En güçlü Manannan mac Ler ile sen çalıştın ve Vaatler Diyarı’nda ve körfezli kıyılarda büyüdün; Dagda’nın oğlu Oengus seni en iyi şekilde eğitti.” Oengus ve Grainne, Fionn tarafından takip edildiğinde Diarmaid’e rahatça yardım eder. Oengus, etraflarının bir ormanla çevrili olduğunu öğrenir ve Féinn tarafından bilinmeyen düşmanın içinden geçerek, kaçan çiftin pelerininin altına girmesini ister; onları takip edenin haberi olmadan onları ortadan kaldıracaktır. Diarmaid gitmeyi kabul etmez ama tanrıdan Grainne’i görünmeyen uzak bir ormana götürmesini ister. Oengus görevi yerine getirir. Diarmaid ormana yanına geldiğinde bir ateş ve Oengus tarafından hazırlanan bir yemek bulur. Oengus onları bırakmadan önce Diarmaid’i gitmemesi gereken yerler konusunda uyarır. Diarmaid ve Grainne Dubhros’un canlandırıcı ağacına sığındıklarında Oengus eskisi gibi görünmez olarak gelir. Ancak her savaşçı sırayla Diarmaid’in kellesini almak için ağaca tırmanmalıdır. Diarmaid, onları aşağı atarken onlara kahraman şekline sokar. Ancak Féinn kafaları kestiğinde, gerçek suretleri geri gelir ve hile ortaya çıkar. Oengus her ikisini de götürmek ister ama yalnızca Grainne’i götürmekle yetinmesi gerekir. Onu sihirli pelerini içinde görünmeden Brug na Boinne’e taşır. Burada Diarmaid, Fionn’un kendisine karşı gönderdiği cadının başını taşıyarak onlara katılır. Oengus şimdi Diarmaid ve Fionn arasında üvey oğlunun talep ettiği koşulları ayarlayarak barış yapar. Son olarak, Diarmaid’in ölümüne Fionn’un hilesi neden olduğunda Fionn, Oengus ve Tuatha Dé Danann’ın onları yakalamaması için kaçmalarını tavsiye eder. Trajediden haberdar olan Oengus, çabucak gelip cesedi görünce bağırır: “Dokuz aylıkken seni Brug na Boinne’e götürdüğümden beri, dün geceye kadar seni gözetleyip düşmanlarına karşı dikkatle korumadığım bir gece bile olmadı, ey Diarmaid. Fionn’un sana karşı kalkıştığı ihanete, onunla barış içinde olduğun her şeye yazıklar olsun.” Sonra bir ağıt söyler ve cesedi Brug’una taşıyarak, “Onu hayata döndüremeyeceğime göre, her gün benimle konuşması için ona bir ruh üfleyeceğim,” der. Oengus’un, efsanelerdeki ölüleri hayata döndüren vahşi tıp adamları veya tanrılardan ya da Titanlar tarafından parçalandıktan sonra Dionysos’a hayat veren Demeter’den daha az gücü vardır. Ancak bu hikâye, bir tanrının bir faniye duyduğu sevginin neredeyse eşi bulunmaz bir örneğidir. Oengus’un, Brug’unda çocukken Diarmaid’e duyduğu aşka ve bir yabandomuzuna onunla aynı yaşam süresine sahip olması için büyü yapıldığında, tanrının asla bir domuz avlamaması için onu büyülediğine Fionn bizzat tanıktır.

Bir başka ilginç örnek, annesi tanrıça olan Fraoch’un hikâyesinde bulunur. Bir ejderhayı öldürdüğünde, síd kadınları gelip taşır ve yaralarını iyileştirirler. Aynı şekilde Cúchulainn tarafından bir geçitte öldürüldüğünde, yeşillere bürünmüş o ilahi kadınlar gelip onun için yas tutarlar ve cesedini síde taşırlar. Fraoch suya yaklaşmamalıdır, çünkü bu onun için tehlikelidir ve annesinin kız kardeşi tanrıça Boann, “Kara Su’da yüzmesine izin vermeyin, çünkü oraya kanını akıtacak,” der. Başka bir hikâyede tanrıça Morrígan, Conaire’in Druid’i Tulchainde’ye yardım eder. Druid, Lugmannair’in kızı Dil’in kendisiyle birlikte Falga Adası’ndan (ilahi toprak olarak kabul edilen Man Adası) kaçmasını dilemektedir. Dil, kendisiyle aynı zamanda doğan bir öküzü sevmektedir ve Tulchainde’nin onu yanına alması konusunda ısrar eder; Morrígan ona karşı dostça davranır ve isteği üzerine onu Mag mBreg’e getirir. Morrígan, Cúchulainn’e hem düşmanca hem de dostça davranır. Dolayısıyla Arthur anlatısındaki doğaüstü ama belirsiz şahsiyete benzer: Bazen yardım eden, bazen karşı çıkan Gölün Hanımı.

Altıncı Bölüm

İlahi Düşmanlık ve Ceza

Táin Bó Cúalnge’ye giriş niteliğindeki Echtra Nerai’de veya Nera’nın Maceraları’nda ilginç bir şekilde gösterildiği üzere tanrılar, her zaman nedenleri açık olmamakla birlikte, bazen insanlara düşman oluyorlardı. Burada tanrılar, Samhain’de büyük güçle ortaya çıkan iblisler olarak kabul edilir. Kral Ailill, o gece bir önceki gün asılan bir tutsağın ayağına ip bağlayan herkese ödül teklif eder. Birkaçı dener ama hepsi korkar. Nera daha cesurdur ama çubuğu cesetten fırlamaya devam eder. Sonunda ceset ona, çubuğunun içine bir kazık yerleştirmesini söyler. Sonra ceset, bir şeyler içmek için kendisini en yakın eve sırtında taşımasını ister. “Asıldığımda susamıştım,” der. Evin etrafı ateşten bir gölle çevrilidir. Denedikleri ikinci evi sudan bir göl çevreler. İçeri girmezler. Üçüncü evde ceset su bulur ve uyuyanların yüzlerine fışkırtarak onları öldürür. Ardından Nera cesedi darağacına taşır. Hikâyenin bu kısmı vampir inancıyla bağlantılıdır. Nera, Ailill’in kalesine geri döner, ancak kalenin yanıp kül olduğunu ve yanında bir yığın insan kafası bulunduğunu görür. Nera, kaleyi terk eden bir kafileyi takip ederek Cruachan’ın sídine gelir. Burada kral, onu evlerinden birinde bir kadına gönderir ve ona her gün kraliyet evine yakacak odun getirmesini teklif eder. Bu sırada, kör bir adamı kuyuya taşıyan topal bir adam görür ve kör adam her gün “Orada mı?” diye sorar. Topal adam cevap verir: “Gerçekten öyle; bırak gidelim.” Kadın, Nera’ya onların kuyudaki kral tacının koruyucuları olduklarını söyler. Nera maceralarını ve Ailill’in kalesinin yıkımını anlatınca kadın, bunun yalnızca bir elf ordusunun (sluag siabhra) büyüsü olduğunu, ancak arkadaşlarını uyarmadığı takdirde bunun gerçekleşeceğini açıklar. Nera döndüğünde onları bıraktığı gibi bulacaktır; bu, zamandan azade bir bölgede olduğunun açık kanıtıdır. İlk önce sídi yok etmedikçe bir sonraki Samhain’e göz kulak olmalılardır ve sözünün kanıtı olarak da sídden yaz meyvelerini (yabani sarımsak, çuha çiçeği ve altın eğrelti otu) alması gerekir. Halkı sídi yok etmeye gelmeden önce, sığırlarıyla ve doğuracağı çocukla birlikte hayatlarını kaybetmemesi için onu uyarması gerekir. Nera geri dönüp ödülünü alır ve Ailill sídi yok etmeye karar verir. Bu arada kadın, Nera’nın hasta olduğunu iddia ederek odunları taşır. Nera, onu uyarmaya geldiğinde kadın doğacak oğluna kalacak sığırlara bakmasını söyler. Tanrıça Morrígan, Nera uyurken bu ineği çalar ve onu Cúalnge’nin boğasına götürür. Cúchulainn, Morrígan’ı takip ederek ve ineği canlandırarak hikâyeye şimdi dahil olur ve inek canlanınca kadın, Nera’yı halkına geri gönderir (ilk geri göndermenin bir tekrarı). Síd halkı, sídin açılacağı bir sonraki Samhain arifesine kadar Ailill’in kalesini yok edemez ve Nera halkına harika sídi ve sakinlerinin kaleye nasıl saldırmaya geldiklerini anlatır. Ailill ona sídden kendine ait bir şey getirmesini buyurur ve oradan, şimdi ünlü Findbennach (beyaz boynuzlu boğa) ile savaşan çocuğunun buzağısının da içinde olduğu sığır sürüsünü getirir. Cúalnge’nin boğasına karşı dikkatli olması konusunda uyarılan Medb, boğası onunla dövüşene kadar dinlenmeyeceğine dair tanrıları üzerine yemin eder. Bu arada Ailill’in adamları; tacı, Loegaire’in mantosunu ve Dunlaing’in gömleğini alarak sídi yerle bir ederler. Nera sídde kalır ve kıyamete kadar gelmeyecektir. Diğer ölümlüler gibi o da tanrıların topraklarının sakini olur. Burada da Etain hikâyesinde olduğu gibi, faniler düşman tanrılarla başarılı bir savaş yürütürler. Ancak tanrılar hayatta kalır ve sadece onların sídlerinin dışarıdaki işleri yok edilir.

Táin Bó Regamna’da (Regamon’un Sığır Baskını) Morrígan’ın kahraman Cúchulainn’e düşmanlığı görülür. Morrígan, uyurken büyük bir çığlık duyar ve arabacısı Loeg ile bunun anlamını keşfetmek için yola çıkarlar. Tek bacaklı bir atın çektiği bir arabaya rast gelirler. Araba direği atın vücudundan geçip kafasından çıkmaktadır. Arabanın üzerinde kırmızı elbiseli giymiş kızıl saçlı bir kadın vardır. Arabanın yanında kırmızı bir tunik giymiş bir dev yürümektedir. Elinde bir mızrak, çatal şeklinde kocaman bir dal taşır ve yanında yürümekte olan ineği vardır. Cúchulainn, Ulster’daki tüm ineklerin kendisine ait olduğunu iddia eder, ancak kadın bunu reddeder. Cúchulainn, neden adam adına konuştuğunu sorunca kadın adının Uar-gaeth-sceo Luachair-sceo olduğunu açıklar. Sonra dev, kadının adının Faebor beg-beoil cuimdiuir folt scenbgairit sceo uath olduğunu haykırır. Bu anlamsız söze (ilahi isimlerin iyi bilinen gizlenmesinin bir örneği) sinirlenen kahraman, ayaklarını kadının omuzlarına ve mızrağını kadının başına dayayarak arabaya atlar ve gerçek adını sorar. Kadın bir büyücü olduğunu ve ineğin, yazdığı bir şiir için kendisine verilen ödül olduğunu söyler. Cúchulainn şiir duymak için yalvarır ve kadın, arabadan inmesi şartıyla razı olur. Şiir okunduktan sonra Cúchulainn tekrar arabaya atlamaya hazırlanır ki kadın, dev, inek ve savaş arabası ortadan kaybolur. O sırada bir ağacın dalındaki siyah bir kuşu fark eder. Kadın bu şekle bürünmüştür. Cúchulainn, şimdi onu Badb ya da savaş tanrıçası Morrígan olduğunu düşünür ve kadın ona davranışından dolayı peşine düşeceğini söyler. Cúalnge boğası tarafından örtülsün diye, Cruachan’ın sídinden ineği taşımaktadır. Buzağıları bir yaşına gelince Cúchulainn ölecektir. Kadın, Cúalnge saldırısı sırasında geçitte rakibiyle yüz yüze geldiğinde ona saldıracak ve bir yılan balığı olarak ayaklarının etrafına dolanacaktır. Cúchulainn, “Seni geçidin taşlarına çarpacağım ve benden asla şifa bulamayacaksın,” diye yanıtlar. Kadın, “Bir kurda dönüşüp sağ elini ısırıp seni yiyeceğim,” der. “Sana mızrağımla vuracağım ve gözünü çıkaracağım ve benden asla şifa bulamayacaksın,” diye cevap verir kahraman. “Kırmızı kulaklı beyaz bir inek olarak suya gireceğim ve beni yüz inek takip edecek. Üzerine atlayacağız. Öleceksin ve kelleni koparacağım,” der kadın. “Sana bir sapan atacağım, topuğun kırılacak ve benden yardım alamayacaksın,” diye haykırır Cúchulainn. Bunun üzerine Morrígan, Cruachan’ın sídine doğru kaybolur.

Bu hikâyenin bir yorumunda, bu düşmanlığın farklı bir nedeninden (inek sürme olayının belki de Echtra Nerai’de bahsedilen olay olduğu) bahsedilir. Morrígan, Cúchulainn’e aşkını, hazinelerini ve sürülerini sunan güzel bir kadın olarak ortaya çıkar ama o, umutsuz bir rekabete girdiği için fırsatın uygun olmadığını söyler ve yardımını küçümseyerek reddeder. Önceki yorumda olduğu gibi tehditler savurur. Geçitte dövüşürken elinde ezdiği bir yılan balığı tarafından devrilir, yine bir kurt ve bir düve olarak Morrígan yenilir. Artık Cúchulainn tarafından yaralananları onun dışında kimse iyileştirilemez. Bu nedenle Morrígan üç meme ucu olan bir ineği sağan topal ve kör yaşlı bir kadın olarak görünür. Cúchulainn, her memeden kendisine verdiği sütü ister ve her çekimde ona “tanrıların ve tanrı olmayanların” kutsamasını söyler. Her kutsamada yaralarından biri iyileşince kendini ifşa eder. Eğer bilseydi, ondan asla şifa alamayacağı söylenirdi. Belki de bu iyileşme yüzünden ya da daha sonraki bir uzlaşma yüzünden, Cúchulainn son ölümcül dövüşe gitmeden önce tanrıça, arabasını kırar, “çünkü onun savaşa gitmesinden hoşlanmıyordu, onun bir daha Emain Macha’ya gelmeyeceğini biliyordu.” Bu hikâye aynı zamanda tanrıların şekil değiştirme yeteneğine sahip olduklarını da göstermektedir. Ancak bu, kahramanın cesaretine karşı her zaman fayda sağlamaz.

Конец ознакомительного фрагмента.

Текст предоставлен ООО «Литрес».

Прочитайте эту книгу целиком, купив полную легальную версию на Литрес.

Безопасно оплатить книгу можно банковской картой Visa, MasterCard, Maestro, со счета мобильного телефона, с платежного терминала, в салоне МТС или Связной, через PayPal, WebMoney, Яндекс.Деньги, QIWI Кошелек, бонусными картами или другим удобным Вам способом.

1

Síd, İrlanda kültüründe “peri diyarı”, “perilerin yaşadığı höyük” anlamında kullanılır; burada yaşayan peri halkını ifade ederken ise síde kelimesi kullanılır. (e.n.)

2

İrlanda’daki eski Kelt halkları. (e.n.)

Конец ознакомительного фрагмента
Купить и скачать всю книгу
На страницу:
4 из 4