
Полная версия
Kahramanlık Mitleri
Bu mitlerden biri, fırtına ve gecenin karanlığıyla ışığın söndürülmesi olup bir mücadeleyle temsil edilir. Öteki mitte ise sessizce batı ufkunda alçalan güneşin yavaş ve sakin ama bir yandan da kesin ve kaçınılmaz yok oluşu vardır.
Конец ознакомительного фрагмента.
Текст предоставлен ООО «Литрес».
Прочитайте эту книгу целиком, купив полную легальную версию на Литрес.
Безопасно оплатить книгу можно банковской картой Visa, MasterCard, Maestro, со счета мобильного телефона, с платежного терминала, в салоне МТС или Связной, через PayPal, WebMoney, Яндекс.Деньги, QIWI Кошелек, бонусными картами или другим удобным Вам способом.
1
Amerika anakarası. (e.n.)
2
Bu miti şu yazarlardan aldım: 1665-1699 yılları arasında yerliler içinde yaşamış olan zeki bir acemi tarafından yazılmış Nicholas Perrot, Mémoire sur les Meurs, Costumes et Relligion des Saurages de l’Amérique Septentrionale ve bilhassa 1667 ve 1670 yılları için muhtelif Relations des Jesuites.
3
Bay J. Hammond Trumbull, Algonkin gramerinin düzenli kurallarına göre bu dildeki osh “baba”, okas “anne” ve ohke “dünya” (Narraganset diyalekti) kelimelerinin hepsinin “-den çıkmak” anlamındaki aynı kökten getirilebileceğine işaret etmiştir. (Roger Williams, Key into the Language of America, s. 56). Dolayısıyla, Algonkin dilinde toprak, insanlığın anasıydı ve mitte de böyle olmasından daha doğal ne olabilirdi ki?
4
William Strachey, Historie of Travaile into Virginia, s. 98.
5
Francisco de Avila, Narrative of the Errors and False Gods of the Indians of Huarochiri (1608). Bu ilginç belge C.B. Markham tarafından kısmen çevrilmiş ve Hackluyt Society’s dizisinin bir cildinde yayımlanmıştır.
6
Algonkin dilinin Ojibway diyalektinde gündüz, gökyüzü ya da sema anlamındaki kelime gijig’dir. Aynı kelime fiil olarak ise “yetişkin olmak; (meyveler için) olgunlaşmak; bitmek, tamamlanmak” anlamlarına gelmektedir. Rev. Frederick Baraga, A Dictionary of the Otchipwe Language, Cincinnati, 1853. Bu, mitteki ifadeyle uyumlu gözükmektedir.
7
Bkz. H. R. Schoolcraft, Indian Tribes, Vol. V. s. 418, 419. Relations des Jesuites, 1634, s. 14, 1687, s. 46.
8
H. R. Schoolcraft, Algic Researches, Vol. 1, s. 135, et seq.
9
Brasseur de Bourbourg, Dissertation sur les Mythes de l’Antiquite Americaine, Vol. VII.
10
Büyük Göller (İngilizcesi Great Lakes): Amerika Birleşik Devletleri ile Kanada sınırında yer alan beş büyük gölün meydana getirdiği göller grubu. (ç.n.)
11
H. R. Schoolcraft, Algic Researches, Vol. I, s. 179, Vol. II, s.117. Ojibway dilinde animikig kelimesi “gök gürler ve şimşek çakar” anlamına gelmektedir. Bu kabilenin mitlerinde Batı Rüzgârı’nın Animiki yani Gök Gürültüsü tarafından yaratıldığı söylenir. (A.g.e., Indian Tribes, Vol. V, s. 420.)
12
Peder Buteux 1637’de Algonkinlerin arasındaydı ve Algonkinler ona şimşeği “Manito’nun kustuğu büyük bir yılan” şeklinde açıklamıştı. (Relation de la Nouvelle France, An. 1637, s. 53) John Tanner’e göre Ojibva resim yazısında şimşek için kullanılan sembol çıngıraklıyılandı. (Narrative, s. 351)
13
Bu dönüşüm Bay Charles Francis Keary’nin Outlines of Primitive Belief Among the Indo-European Races (London, 1882, Böl. IV-VII.) adlı eserinde açıkça ortaya konmaktadır. Yazar şunları belirtir: “Rüzgâr, gökyüzü yahut semadan çok daha somut ve daha az soyut bir kavramdır: Ayrıca daha değişken bir fenomendir. Bu iki öneri sebebiyle rüzgâr tanrısı, daha eski olan Dyâus’un yerini almıştır. (…) Bir fırtına ilahı olarak yeryüzüne inen Yunanistan’ın baş tanrısının yalnızca böyle kalmaktan hoşnut olmayarak kadim Dyâus’un bir benzeri haline dönüşmesi gibi, Odhinn da esasen daha yüce bir tanrıya ait olan niteliklerin neredeyse tümünü özümsemiştir. Fakat bunu kendi tabiatını göz ardı etmeksizin yapmıştır. O hem gökyüzü hem de rüzgârdı. Bütün dünyayı kucaklayarak göklerden insanlığa bakan Baba Tanrı idi.”
14
H. R. Schoolcraft, Algic Researches, Vol. I, s.216. Indian Tribes, Vol. V. s. 420.
15
Michabou, le Dieu des Eaux, etc. Charlevoix, Journal Historique, s. 281, Paris, 1721).
16
John Tanner, A Narrative of Captivity and Adventures, s. 351. Schoolcraft, Indian Tribes, Cilt V., s. 420, etc.
17
Thomas Campanius (Holm), Description of the Province of New Sweden, Campanius, kahraman-tanrının ismini vermez fakat bunun “Büyük YabanTavşanı” olduğu kesindir.
18
İrokuaların Ioskeha kahraman miti unsurunu bulduğum kaynaklar temel olarak şunlardır: Relations de la Nouvelle France, 1636, 1640, 1671 etc. Sagard, Histoire du Canada, s. 451, 452 (Paris,1636): David Cusick, Ancient History of the Six Nations ve İroqua tarihi ile diyalektlerini etraflıca incelemiş olan Bay Horatio Hale’in lütfederek bana verdiği elyazması.
19
Wampum: Amerikan yerlilerinin para olarak ve süs eşyası yapmak için kullandığı boncuklar. (ç.n.)
20
Mısır dininde bereket tanrılarının çoğu için bu tür unvanlar yaygın olarak kullanılırdı. Yazıtların birinde “Osiris’in ruhu” olarak adlandırılan Amun, ismini men “döllemek, babası olmak” kökünden alır. Karnak yazıtlarında “annesinin kocası” olarak da tanımlanır. Bu da Horos’un bir şekli olan Khem’in en sevdiği unvandı. Bkz. Dr. C.P. Tiele, History of the Egyptian Religion, s. 124, 146, 149, 150 etc.
21
Bu sözleri başka bir çalışmaya yazdığım notta inceledim ve bilhassa da etimolojinin araştırılıp araştırılmadığını bilmediğim için konuyu burada tekrarlamaktan kaçınacağım. Bkz. Myths of the New World, 2d Ed., s. 183.
22
Bu ismin özenli bir incelemesi, muhtemelen İrokualar konusunda yaşayan en iyi otorite olan Peder J. A. Cuoq tarafından Lexique de la Langue Iroquoise, s. 180’de (Montreal, 1882) verilmiştir. Yine burada İrokualar tam olarak eski Mısırlıların düşünce hattını takip ediyordu. Heliopolis dininde Shu, kozmik ışık ve ısıyı, canlandıran yaratıcı prensibi temsil ederdi. Yazıtlarda ifade edildiği üzere “gökleri tutan” odur ve anıtlarda kollarını kaldırarak gökkubbeyi destekleyen bir adam olarak betimlenir çünkü gökkubbe, yeryüzünü gökyüzünden ayıran ara ışıktır. Shu, rüzgârların da tanrısıydı: Ölüler Kitabı’ndaki bir pasajda ona şunlar söyletilir: “Ben Shu’yum. Rüzgârları semanın sınırlarına, yeryüzünün sınırlarına ve hatta uzayın sınırlarına gönderen benim.” Yine Ioskeha gibi Shu’nun da kendisini annesinin rahminde vücuda getirdiği rivayet edilir. Tıpkı Ataensic gibi su tanrıçası olan Nu yahut Nun, göksel okyanus yani ilkel denizdi. Tiele, History of the Egyptian Religion, s. 84-86.
23
Cuoq, Lexique de la Langue Iroquoise, s. 180’de bu ismin eksiksiz bir incelemesini yapar.
24
Alfredo Chavero, La Piedra del Sol, Anales del Museo National de Mexico, Tom, s. 247.
25
Chavero, Anales del Museo Nacional de Mexico, Tom, s. 14, 243.
26
Historia de las Cosas de Nueva España, Lib. VII, Böl. II.
27
“La barba longa entre cana y roja; el cabello largo, muy llanı.” Diego Duran, Historia, in Kingsborough Vol. VIII, s. 260.
28
Becerra, Felicidad de Mejico, 1685, şu eserden alıntılanmıştır: Veitia, Historia del Origen de las Gentes que poblaron la America Septentrional, Böl. XIX.
29
Havari Tomas, Yeni Ahit’e göre İsa’nın on iki havarisinden biri olup onun dirildiğine ilk önce inanmadığı için Şüpheci Tomas diye bilinir. Bir diğer lakabı ise Didymus yani “İkiz”dir. (ç.n.)
30
Eski Mısır’daki “Ölüler Kitabı”nda Güneş Tanrısı Ra, “Ben bir ruh ve onun ikizleriyim,” yahut “Ruhum iki ikiz olmakta,” der. “Bu, güneş tanrısı ruhunun tek olduğu fakat şimdi yeniden doğduğu, iki temel forma bölündüğü anlamına gelir. Ra’ya öne çıkan iki görünümü altında tapınılmaktaydı: Başlıca tanrı ya da daha belirgin biçimde akşam vaktindeki güneş tanrısı olan Tum ve yeni güneşin yani şafak vaktindeki güneşin tanrısı Harmachis olarak.” Tiele, History of the Egyptian Religion,s. 80.
31
Sir George W. Cox. The Science of Comparative Mythology and Folk Lore, s. 14, 83, 130, etc.
32
Geronimo de Medieta, Historia Eclesiastica Indiana. Lib. H. Böl., XIX.
33
“Papachtic, guedejudo: Papachtli, guedeja o vedija de capellos, o de orta cosa assi.” Molina, Vocabulario de la Lengua Mexicana sub voce. Juan de Tohar, in Kingsborough, Vol. VII, s. 259.
34
Mendieta, Historia Eclesiastica Indiana, Lib. II, Böl. XVI.
35
Moyocoyatzin, yocoya “yapmak” fiilinin saygı eki tzin ile üçüncü tekil şahıs çekimidir. Sahagun, hem yerde hem de gökte dilediği şeyi yapabildiği ve kimse ona engel olamadığı için ona bu unvanın verildiğini söyler. (Historia de Nuvea Expaña, Lib. III. Böl. II.) Bu ismin onun faal aklı ve yaratıcı gücüne göndermede bulunduğunu düşünüyorum.
36
Bütün bu unvanlar şu eserde bulunabilir: Sahagun, Historia de Nueva España.
37
Sahagun, Historia, Lib., Böl. XXXVII.
38
Anales del Museo Nacional, Tom, s. 257.
39
Señor Alfredo Chavero, Tezcatlipoca’nın ilk başta ay olduğuna inanmaktadır. Bu tanrı, karanlığın hükümdarı olduğundan ayın onun sembollerinden olduğuna şüphe yoktur. Öte yandan, M. Girard de Rialle, onun bir güneş tanrısı olduğunu düşünmektedir. Eminim ki orijinal kaynakların daha detaylı bir incelemesi M. De Rialle’ın fikrini değiştirirdi. Dr. Schultz-Sellack bu ilahı “Wassergott” olarak görür ve Die Amerikanischen Götter der View Weltgegenden, Zeitschrift für Ethnologie, Bd. XI, 1870 künyeli makalesinde ona “kuzey”i tahsis eder. Bu fikir, onun âşık karakterine daha çok yaklaşmaktadır.
40
Torquemada, Monarquia Indiana, Lib. XIV, Böl. XXII.
41
Tanrı Quetzalcoatl’ın doğumu konusundaki başlıca otoriteler şöyledir: Ramirez de Fueuleal Historia de los Mexicanos por sus Pinturas Böl. I, Anales del Museo Nacional; ikisi de Kingsborough’nun Mexican Antiquities’inde yer alan Codex Telleriano-Remeusis ve Codex Vaticanus.
Tonaca tecutli için yapılan genel tercüme “Varoluşumuzun Tanrısı” şeklindedir. To “Bizim”, naca “et”, tecutli “şef veya efendi”. Gerçekte daha ince bir anlama sahiptir. Naca yenilen et için kullanılmaz (bu anlama gelen gelime nonoac’tır) aksine bedenlerimizin etidir, canımız ve varlığımızdır. Bkz. Anales de Cuauhtitlan, s. 18.
42
Cipactli ve Cipactouall adları tatmin edici biçimde analiz edilmemiştir. Senor Chavero’nun önerdiği köken (Anales del Museo Nacional, Tom. II s. 116) yalnızca hayal ürünüdür: tonal şüphesiz tona “parlamak / uyarmak” fiilindendir; cipuetli’nin ise chipanac “güzel yahut berrak bir şey” kelimesinin kişi ekli ve yumuşatılmış bir şekli olduğunu düşünüyorum. Dolayısıyla, bu birleşik kelimenin anlamı “ Güzel ve Parlak Kişi”dir. Chavero’nun xomitl “ayak” kelimesinden türettiği oxomueo ise belki de Popol Vuh’a göre “insan ırkının anası” anlamında olan ve Maya dilinde “saklamak” ya da “toprağa gömmek” anlamındaki bir kökten geldiğini başka çalışmalarda gösterdiğim xmukane kelimesiyle aynıdır. Bkz. The Names of th Gods in the Kiche Mythss Trans of the Amer. Phil. Soc, 1881.
43
Chichimeca ismi bir muamma olmuştur. Chichi “köpek” ve mecatl “ip” kelimelerinden türemiş gibi gözüküyor. Yaygın geleneğe göre Chihimeca’lar Aztekler gelmeden önce Meksika’da yaşayan barbar bir kavimdi. Ancak Sahagun, asıl Chicimeca’ların Toltekler olduğunu söylüyor (Lib. X. Böl. XXIX). Ele aldığımız mitte Chicimeca’ların yıldızlar olduğu açıktır.
44
Popol Vuh, Le Livre Sacré des Quichés, s. 193.
45
Bkz. H. de Charencey, Des Couleurs Considérées comme Symboles des Points de l’Horizon chez les Peuples du Nouveau Monde, Actes de la Société Philologiques, Tome VI. No. 3.
46
Mitin bu versiyonunun tamamı Ramirez de Fuenleal’in eserinden alınmıştır. Bu eseri bazı bakımlardan sahip olduğumuz en değerli kaynak olarak görüyorum. Mitin bu versiyonu, Yenidünya’nın fethi sonrası hayatta kalan en yetkin kimselerin izah ettiği haliyle doğrudan Azteklerin kutsal kitaplarından alınmıştı.
47
Alfredo Chavero, La Piedra del Sol, in Anales del Museo Nacional, Tom. 1, s. 353, et seq.
48
A. S. Gatschef, The Four Creations of Mankind, a Tualiti myth, in Transactions of the Anthropological Society of Washington, Vol. I, s. 60 (1881).
49
Paul Haupt, Der Keilinschriftliche Sintfluthbericht, s. 17 (Leipzig, 1881).
50
Gabriel de Chaves, Relacion de la Provincia de Meztitlan, 1556, Colecion de Documentos Ineditos del Archivo de Indias, Tom. IV. s. 535-536. Chaves, isimleri tercüme etmez fakat ben bu tercümelerin doğru olduğunu düşünüyorum. Yalnızca üçüncü ismin çevirisi hatalı olabilir. Bu isim, tentetl “dudak taşı” ile temicti “katil” yerine temictli “rüya” kelimelerinin birleşiminden oluşuyor olabilir.
51
Ixcuina ayrıca zevk tanrıçasının ismiydi. Bu isim, ixtli “yüz”, cui “almak” ve na “dört” kelimelerinden türetilmiştir. Bkz. MM. Jourdanet ve Simeon’un, Sahagun’un Historia, s. 22 çevirisine ekledikleri not.
52
Dr. Schultz Sellack, Die Amerikanischen Götter der Vier Weltgegenden und ihre Tempel in Palenque, in Zeitschrift für Ethnologie, Bd. XI, (1879).
53
“Tonalan, ô lugar del sol,” diyor Tezozomoc (Cronica Mexicana, Böl. 1). Kelimenin tam şekli tona “hacer sol” ve yer eki tlan’la türetilmiş olan Tonatlan’dır. Tollin “saz, kamış” kelimesinden yapılan türetmenin bir kıymeti yoktur ve resim yazısında Tollan’ın bir saz yığınıyla temsil edilmesi de önemsizdir (Kinsborough, Vol. VI. s. 177, not) zira bu durum, isimlerin resimli bilmecelerle temsil edildiği resim yazısı kurallarına uymaktan ibarettir. Herrera’nın verdiği “Lugar de Tuna” ya da (kaynanadilinin yenilebilir meyvesi olan) tuna meyvesinin bulunduğu yer anlamındaki türetme ise daha da saçmadır (Historia de las Indias Occidentales, Dee. III. Lib. II, Böl.. XI) zira tuna kelimesi Aztek dilinden değildir, aksine Küba ve Haiti yerlilerince konuşulan Arawack diyalektine aittir.
54
Mayaların Chilan Balam, Kakçikellerin Record from Tecpan Atitlan ve Kiçelerin ulusal kitabı Popol vuh, Tulan hakkında çok şey söylemektedir. Bu çalışmaların hepsi çok eski bir tarihte yerliler tarafından yazılmıştı ve tümü özgün dillerinde korunmuştur ancak ne yazık ki sadece bahsettiğimiz son kitap yayımlanmıştır.
55
Sahagun, Historia, Lib. III, Böl. III.
56
Francisco Ernantez Arana Xahila, Memorial de Tecpan Mitlan. MS. in Cakchiquel.
57
Le Popol Vuh, s. 247. Yaqui adı Kiçe dilinde medeni ya da kibar anlamına gelir ve Aztekler için kullanılmıştır fakat kökeni bakımından Aztek dilindeki yauh “gitmek” kökünden gelir, yaque “seyyahlar” ve “tüccarlar” manasındaki kelime de buradan türetilmiştir. Aztek tüccarlarının üstün ve kültürlü bir sınıf olduğunu gören Kiçeler tüccarların kendilerine verdiği ismi kendi dillerine alarak yukarıda verilen anlamda kullandılar. Karşılaştırma için Historia de Nueva España, Lib. IX, Böl. XII.
58
Unvanları Tlanqua “büyük bir kararlılıkla diş geçirmek” ve cemilhuitia “bütün bir gün boyu koşmak” kelimelerinden oluşan Tlanqua cemilhuique’ti. Sahagun, Historia, Lib. III. Böl. III, and Lib. X, Böl. IXIX. Ayrıca Tezcatlipoca hakkındaki şu mitle karşılaştırınız: Tezcatlipoca, mısır kavuran yaşlı bir kadın kılığına girmişti ve kavurduğu mısırların kokusu ne kadar uzakta olurlarsa olsunlar Tolteklere hemen ulaşırdı. Oraya geldikleri zaman kadın Toltekleri öldürdü. Id. Lib. III, Böl. XI.
59
“Discipulos” Duran, Historia, in Kingdborough, Vol. VIII, s. 260.
60
A.g.e.
61
Burada betimlendiği üzere Tolteklerin bu özelliği için bkz. Ixtlilxochitl. Relaciones Historicus; Veitia, Historia, passion.
62
“Se metió (Quetzalcoatl) la tierra adentro hasta Tlapallan ó segun otros Huey Xalac, antigun patria de sus antepasados, en donde vivió muchos años.” Ixtlilxochitl, Relaciones Historicas, s. 394, in Kingsborough, Vol. IX. Xalac, xalli “kum” ve lokatif ekiyle türetilmiştir. Nahuatl dilinde xalli aquia “kuma girmek” ifadesi, ölmek anlamında kullanılmaktadır.
63
“Dicen que caminó acia el Oriente, y que se fué á la ciudad del Sol, llamada Tlapallan, y fué llamado del sol.” Libro. VIII, Prologo.
64
Ramirez de Fuenleal, Hist. de los Mexicanaoa, Böl. VIII.
65
Monarquia Indiana, Lib. VI, Böl. XXIV. Camaxtli kelimesi Yoamaxtli şeklinde de karşımıza çıkar; bu durum, maxtli “örtü, giysi” ve ekeylem ca. ya da ikinci örnekte yoatli “gece” kelimelerinin birleşmesiyle oluşturulduğunu gösterir. Dolayısıyla, “Gecenin mantosu” yahut “Gecenin giysisi”dir (“la faja nocturna,” Anales del Museo Nacional, Tom. II s. 363).
66
Codex Vaicanus, Tab. X; Codex Telleriano-Remensis, Pt. II. Lam. II. Bu isim chalchihuitl “yeşim taşı” ve citztli yani kurban töreninde dil, kulaklar ve penisi delmek için kullanılan diken anlamındaki kelimeden türetilmiştir. Chimalman, daha doğrusu Chimalmatl ise chimalli “kalkan” ve muhtemelen matlalin “yeşil” kelimelerinden gelmektedir.
67
Mendieta, Historia Eclesiastica Indiana, Lib. II, Böl. VI.
68
A.g.e.
69
Motolinia. Historia de los Indios de Nueva España, Epistolu Prıemial, s. 10. İlk karısı, ismi ilantli “yaşlı kadın” ve cueitl “etek” kelimelerinden türetilmiş olan Ilancueitl’di. Gomara, Conquista de Méjico, s. 432.
70
Aztlan adının aztatl “balıkçıl” kelimesinden türetildiği şeklindeki tez, Buschmann ve en iyi Aztek bilginleri tarafından reddedilmiştir. Bu isim iztac “beyaz” kökünden gelir ve yer eki tlan ile yapılmıştır, anlamı ise Beyaz ya da Parlak Topraklar’dır. Bkz. şu eserde tartışılan konu: Ueber die Atzektischen Ortsnamen, p. 612 ve Señor Orozco y Berra, Anales del Museo Nacional, Tom. II, s. 56.
71
Colhuaean bir yer belirtme halidir. Genel olarak coloa “bükmek, yuvarlamak” anlamındaki kelimeden türediği kabul edilir. Peder Duran, bunun Aztlan için kullanılan bir diğer kelime olduğunu söyler: “Estas cuevas son en Teoculacan, que por otro nombre se llama Aztlan.” Historia de los Indios de Nueva España. Lib. I, Böl. I.
Teo, “tanrı, ilah” anlamındaki teotl kelimesinden gelir. Metinde bu efsanevi ülkedeki toprak ve su hakkındaki tasvir de yine Duran’ın çalışmasından alınmıştır.
72
Mendieta, Historia Eclesiastica Indiana, Lib. II, Böl. XXXIII.
73
Bkz. The Myths of the New World, s. 242.
74
Ixtlilxochitl, Relaciones Historicas, s. 330, in Kingsborough, Vol. IX.
75
Ramirez de Fuenleal’ın eserinde (Böl. VIII), Tezcatlipoca’nın agaveden yapılan sarhoş edici şarap pulque’yi keşfeden kişi olduğu söylenir. Meztitlan’da bu içki ve sarhoşlukla ilişkilendirilir. Dolayısıyla, bu mitte Quetzalcoatl’a atfedilen Meconetzin isminin, Tezcatlipoca’nın oğlu olduğunu iletmek amaçlı olması muhtemeldir.
76
Torquemada, Monarquia Indiana, Lib. VI. Böl. XXIV. Belli ki bu, Cholula’daki kanonik doktrindi.
77
Historia Chichimeca, Böl. I.
78
Historia. Böl. XV.
79
Sahagun, Lib. IX, Böl. XXIX.
80
Quetzalcoatl’un banyosunun adı farklı şekillerde verilir: xicatli “sukabağından yapılmış vazo” ve poyan “boyamak” kelimelerinden türetilmiş Xicàpoyan (Sahaagun, Lib. III, Böl. III); atl “su”, pan “içinde” ve chalchinitl “kıymetli; parlak, yeşim taşı” kelimelerinden türetilmiş Chalchiuhapan (is., Lib. X, Böl. XXIX) ve atl “su”, terpan “kraliyete ait” amochtli “teneke gibi herhangi bir parlak beyaz metal” ve yer belirtme eki co ile türetilmiş olup “Krallığın Parlak Sularında” anlamındaki Atecpanamochco (Anales de Cuanhtillan, s. 21). Bu isimler, Işık Tanrısı hikâyesini çevreleyen semboller halkasını göstermesi bakımından ilginçtir.