bannerbanner
Hayat Veren Kılıç
Hayat Veren Kılıç

Полная версия

Hayat Veren Kılıç

Язык: tr
Год издания: 2024
Добавлена:
Настройки чтения
Размер шрифта
Высота строк
Поля
На страницу:
2 из 3

Rakibiniz ilk vuruşu ıskalar, siz de bunun karşılığında onu kılıcınızın ilk vuruşuyla ele geçirirsiniz.

İlk darbenizi vurduktan sonra ellerini tekrar kaldırmasını engellediğinizden emin olun. Vurduktan sonra ne yapacağınız konusunda tereddüt ederseniz, rakibiniz size mutlaka bir darbe daha vuracaktır. Bu noktada ihmal, yenilgiyle eşit demektir. Rakibiniz tarafından darbe alacaksınız ve ilk vuruşunuz boşa gidecektir. Bunun nedeni, darbeyi indirdiğiniz noktada zihninizin durmasıdır. Rakibine vurup vurmadığını düşünerek zihninizin dinlenmesine izin vermeyin. Ona başını bile kaldırmasına izin vermeden ikinci, üçüncü, dördüncü ve hatta beşinci kez vurmalısınız.

Zafer, kılıcınızın ilk darbesiyle belirlenecektir.


Üç Ritim 47

Birinci ritim, sizin ve rakibinizin aynı anda vuruş yaptığı, ikincisi rakibinizin kılıcını kaldırdığı ve sizin alttan vurduğunuz, üçüncüsü ise onun kılıcını indirdiği ve sizin de üzerinden geçip vurduğunuz zamandır.

Aynı anda vurma ritmi istenmeyen bir şey olarak kabul edilirken48 ayrı ayrı vurma ritminin iyi olduğu düşünülmektedir. Vuruşlar eşzamanlı ise rakibiniz kılıcını iyi kullanabilecek, eğer aynı anda gerçekleştirilmezlerse kılıcını kötü kullanacaktır. Rakibinize kılıcını kullanması zor olacak şekilde vurmalısınız. İster aşağıdan ister yukarıdan saldırın, darbeyi Vuruşsuz49 gerçekleştirmelisiniz.

Genel olarak konuşmak gerekirse, bir ritmi sürdürmek istenmez.


Geniş 50 Ritim, Kısa 51 Ritim; Kısa Ritim, Geniş Ritim

Rakibiniz kılıcını savurup geniş bir ritim oluşturuyorsa siz de kılıcınızı kısa bir ritimle savurmalısınız. Rakibiniz kısa bir ritim oluşturuyorsa geniş bir ritim kullanmalısınız. Bu da rakibinizi ritmin dışında tutmak için kullanılan bir ritim olarak anlaşılır. Bir ritmi korursanız, rakibiniz kılıcını iyi kullanabilecektir.

Örneğin, Noh dramasındaki usta bir şarkıcı belirli bir ritmi korumayacak şekilde performans gösterecek ve acemi bir davulcu onunla birlikte çalamayacak. Aynı şekilde eğer yetenekli bir şarkıcı ve acemi bir davulcu ya da yetenekli bir davulcu ama acemi bir şarkıcı varsa şarkı söylemenin veya davul çalmanın zor olacağı gibi, geniş ve kısa ritim ya da kısa ve geniş ritim kombinasyonları da rakibinizin vuruş yapmasını zorlaştıracaktır.

Acemi bir şarkıcı geniş bir ritme girerse, başarılı bir davulcu kısa bir ritimle vurmaya çalışacak ancak başarısız olacaktır. Yine, usta bir şarkıcı hafif bir vuruş yaparsa acemi bir davulcu geride kalmaktan kendini alamayacaktır.

Usta bir kuş avcısı, kuşun kazığı görmesine izin verir sonra kazığı hafifçe sallar ve düzgün bir şekilde kuşu yakalar. Kuş kazığın ritmine kapılır ve tekrar tekrar kanat çırpsa da uçamaz ve yakalanır.

Rakibinizle ritminizi bozacak şekilde hareket etmelisiniz. Ritim bozulursa hendeğin üzerinden atlayamaz ve içine doğru adım atar. Bu tür bir zihniyeti dikkatli bir şekilde incelemelisiniz.


Tüm Şarkının Farkında Olmak

Şarkının tamamını bilmiyorsanız performans gösteremezsiniz. Dövüş sanatlarında da Tüm Şarkıyı anlamalısınız. Özellikle rakibinizin içini görmeli ve kılıcının hareketlerini tespit etmelisiniz. Bütün bunları rakibinizin zihninin derinliklerine kadar bilin, böylece Tüm Şarkıyı ezberlemiş bir zihne sahip olacaksınız.

Rakibinizin tavırlarını ve hareketlerini iyi bilirseniz kendi hareketlerinizde özgürlük elde edersiniz.

• Karşı Saldırı52

• Rakipler Arasında İki veya Üç İnç53

• Bedeni Hızlıca Çalma54

Jodan Geçişini Kontrol Etme55

• Dönen Kılıç Manevrası Sırasında Sağ ve Sol Arasındaki Boşluğu Kontrol Etme56

• Üç Adım Aralığı57

Bu altı öğe sözlü olarak aktarılmadıkça ve usta ile yapılan karşılaşmalarda öğretilmedikçe öğrenilmeyecektir. Her şey fırça ve kâğıt ile not edilerek öğretilmemelidir.

Bu gibi tekniklerle çeşitli hileler ve aldatmalar kullanarak kılıcınızı savurduğunuz zamanlar olabilir ve sert bir Direnme tavrı sergileyen rakibiniz ne ürkecek ne de bir hamle başlatmak zorunda kalacaktır. Bu olduğunda rakibinizin bir metre yakınına yaklaşın. Bunu yapmaya daha fazla dayanamadığınızda ilk darbesini yapması için hareket etmesine izin verin ve ardından vurun. Rakibiniz vurmazsa muhtemelen onu yenemeyeceksiniz. Rakibiniz size vurursa temassızlık aralığını açıkça aklınızda tutun ve o zaman size ansızın vuramayacaktır.

Bu tekniği iyi uygulayıp çekinmeden rakibinize yaklaşın, ilk hamleyi ona yaptırın ve onu yenin. Bu, İlk Girişim58 kavramıdır.

• Büyük Sapma59 ve Çalım Saldırısı. Bunlar sözlü olarak aktarılmalıdır.

• Farkındalık:60 Hem Saldırıda hem de Direnmede savunma halinde olmak. Bu sözlü olarak aktarılmalıdır.

• Otuz Santim Açıklıkta Durarak Rakibin Kılıcından Kurtulmak.61

• Saldırıya Geçmek ve Direnmek: Şunu anlamalısınız: Beden Saldırıda, kılıç ise Direnmede.

Sözlü olarak aktarılmazlar ve ustayla yapılan karşılaşmalar sırasında öğrenilmezlerse tüm bu öğelerin anlaşılması zor olacaktır.


Rüzgârın ve Suyun Sesini Dinlemek 62

Bu Yolun temeli aldatmadır.63 Zafer bilgeliği baştan sona çeşitli numaralarla saldırmak, farklılıklar yaratmak ve ilk hamleyi rakibe yaptırmaktır. Dövüşten önce bile rakibinizin saldırması64 konusunda kararlı olmalı, ihmalkâr olmamalısınız. Konsantrasyonunuzu belinizin altında tutmak önemlidir.

Rakibinizin saldıracağını düşünmüyorsanız, mücadele başlar başlamaz hızlı ve ciddi bir şekilde üzerinize saldırılacak, tüm günlük çalışmalarınız ve eğitimleriniz boşa gidecektir. Mücadele başladıktan sonra zihninizi, bedeninizi ve bacaklarınızı Saldırıda, ellerinizi65 ise Direnmede tutmak esastır. Varoluşa bakmalı ve dikkat etmelisiniz.66 Bu, Varoluşu Kavrama dersidir. Nitekim, bu yönü sakince gözlemlemezseniz, kılıç ustalığı derslerinizin faydalı olması pek olası değildir.

Rüzgârı ve Suyu dinlemek, yukarıda sükûnet, aşağıda yoğun hareket anlamına gelir. Rüzgârın sesi yoktur ancak nesnelerle temasa geçtiğinde ortaya çıkar. Böylelikle, yüksekten estiğinde sakinleşir fakat aşağıdan esip ağaçlara, bambulara ve sayısız şeye dokunduğunda sesi aceleci ve yüksek çıkar. Su da yukarıdan düşerken ses çıkarmaz ama nesnelerle temas edip üzerlerine düştüğünde gürültü olur.

Sükûnet yukarıda, yoğun hareket aşağıda. Yani, dışarıda olan sakinlik ve huzurla bir kez daha bakmaya gerek olacak bir şey yokken içerisi özenli ve ihmalden uzaktır.

Vücudun ve uzuvların acele etmesi istenmeyen bir durumdur. Saldıran ve Direnen,67 hem içeride hem de dışarıda yerleştirilmelidir. Sadece birine yoğunlaşmak doğru değildir. Yin ve Yang’ın, değişimlerini karşılıklı olarak yaşadığını unutmayın. Hareket Yang, sükûnet Yin’dir. Yin ve Yang hareket eder, hem içeriye hem de dışarıya. Yang içerideyken, dışarısı Yin ile sakinleşir. Yin içerideyse, Yang hareket edip dışarıya tezahür eder. Dövüş sanatları da böyledir; ihmalden uzak hareket etmek, içerideki chi’yi harekete geçirmek, telaşa mahal vermeden dışarıyı huzurlu tutmak.

Yang’ın içeride hareket etmesi ve Yin’in dışarıda huzurlu olması Göklerin ilkesiyle uyumludur. Dahası, eğer Saldırı dışarıdan sert bir şekilde hareket ederse içerideki zihin sakin kalmalı ve dışarıdan etkilenmemelidir. Bu sayede, dışarısı Saldırı halinde olsa da düzensizlik içinde olmayacaktır.

Hem iç hem de dış hareket halindeyse düzensizlik söz konusu olacaktır. Saldırmak ve Direnmek, hareket ve sükûnet, iç ve dış; her şeyi karşılıklı yapmalısınız.

Su kuşu, su yüzeyi boyunca yüzer ve yukarıda durgun olmasına rağmen aşağıda perdeli ayaklar üzerinde ilerler. Aynı şekilde, eğer içinizde ihmalden uzaksanız ve bu uygulama ile büyük çabalar sarf ederseniz zihinle beden birleşir, içle dış bir olur ve engelsiz olursunuz. Bu evreye ulaştığınızda en son noktaya erişmiş olacaksınız.


Hastalık

Sadece kazanmayı düşünmek hastalıktır. Sadece dövüş sanatlarını kullanmayı düşünmek hastalıktır. Birinin yalnızca eğitiminin sonucunu göstermeyi düşünmesi, sadece bir saldırı yapmayı ya da bir saldırıyı beklemeyi düşünmek gibi bir hastalıktır. Değişmez bir şekilde sadece bu tür hastalıkları defetmeyi düşünmek de hastalıktır. Tam anlamıyla zihinde kalan her şey hastalık olarak kabul edilmelidir. Bu tür hastalıkların hepsi zihinde mevcut olduğundan, zihninizi düzene sokmalı ve onları dışarı atmalısınız.


Hastalıktan Kurtulmak İçin İki Seviyenin 68 Anlaşılması: 69 Başlangıç Seviyesi

“Düşüncesizliğe ulaşmak için düşünceyi, bağlanmamak için bağı kullanın.”70 Bunun özü, hastalığı kovma düşüncesinin de bir düşünce olmasıdır. Zihinde hastalığı kovma düşüncesi “bir düşünceyi kullanmak”tır.71 Bir düşünce tarafından tüketilmeye de hastalık denir.

Hastalıktan kurtulmayı düşünmek de bir düşüncedir. Yine de düşünceyi kullanarak düşüncenin kendisinden kurtulabilirsiniz. Düşünceleri bırakabildiğiniz zaman onlardan kurtulmuş olursunuz.72 Bu şekilde, düşünceleri kullanmanın Düşüncesiz olmak anlamına geldiği söylenir. Geride kalan düşüncelerin hastalığından düşünceyle kurtulabilirseniz, daha sonrasında kurtulunan düşünceyle ondan kurtulma düşüncesi yok olacaktır. Bu, bir kamayı çıkarmak için başka bir kama kullanmakla aynı şeydir. Kamanın sıkıştığı yere başka bir kama sürterseniz kama gevşeyip çıkacaktır. İlk kama çıkarıldığında onu gevşetmek için kullanılan kamaya da gerek kalmaz.

Hastalıktan kurtulmak isterseniz, sonrasında ondan kurtulmak için kullanılan düşünce de yok olur ve buna “Düşüncesizliğe ulaşmak için düşünceyi kullanmak,” denir. Hastalıktan kurtulma düşüncesi o hastalıkla bir bağlantı olarak görülebilir ama bu bağla birlikte hastalık kovulur ve takıntı ortadan kalkar. Buna da “Bağlanmamak için bağı kullanmak,” adı verilir.


Derin Seviye

Derin seviyede hastalıktan kurtulmak sadece bunu yapmayı düşünen zihnin eksikliğidir. Hastalıktan kurtulma düşüncesinin kendisi hastalıktır. Hastalıktan, kendini ona bırakıp yola onunla devam ederek kurtulunur.

Hastalıktan kurtulma düşüncesi sonuç vermeyecektir çünkü bu düşünce zihindedir. Bu nedenle, hastalık ne kadar çok kalırsa ve o düşünceye ne kadar takılı kalırsanız, kazanç da o kadar az olacaktır. Bu nasıl anlaşılabilir?

Cevap şudur:73 Başlangıç ve derin, bu kullanım için iki seviyede kurulmuştur. Kendinizi zihnin başlangıç çerçevesinde eğitip yeterli disiplini edindiğinizde sabit kalma, onu bırakma düşüncesi bile olmadan geride bırakılır.

“Hastalık” denen şey sabit kalmadır. Budizmde sabit kalmaktan hiç hoşlanılmaz. Keşiş, ancak sabit kalma durumunu geride bıraktığı zaman dünyevi işlere karışıp lekelenmez. O artık ne yaparsa yapsın hürdür ve hiçbir yerde sabit kalmaz. Çeşitli tekniklerin ötesinde, tüm Yollarda bilirkişi olup da kendilerini sabit kalma durumundan koparamamış insanlara usta denemez.74

Toz ve kir, kaba ve cilasız bir mücevhere yapışacaktır. Bununla birlikte, cilalı mücevher bataklığın ortasında bile kusursuz görünecektir. Disiplinle zihnin mücevherini parlatıp hiçbir kusura yer bırakmaz ve kendinizi hastalığa bırakıp zihni bir kenara atarsınız.

Bir keşiş saygın bir kişiye sordu: “Yol nedir?” Saygın kişi yanıtladı: “Sahip olduğun sıradan zihin, Yol budur.”75

Bu anekdot, tüm disiplinleri kapsayan bir ilkeyi içerir. Yolun açıklanması istenildiğinde cevap “sıradan zihin”dir. Bu gerçekten çok derindir. Zihindeki tüm hastalıklardan kurtulmak sıradan zihni yaratır fakat buna rağmen hastalığın ortasında kalır. Bu, hastalıksız olma halidir.

Bunu sanat dünyasına uygulayın. Okçuluk yaparken zihniniz yayı çekme düşüncesiyle meşgulse amacınız düzensiz ve başıboş olacaktır. Kılıcı kullanırken zihniniz kılıcı kullanma düşüncesiyle meşgulse ucu muhtemelen ayarlanamayacaktır. Kaligrafi çalışırken zihniniz yazma düşüncesiyle meşgulse fırça rahat kullanılamayacaktır. Koto çalarken zihniniz çalma düşüncesiyle doluysa melodi karışacaktır.

Yayı çeken kişi, bu eylemi düşünen zihni unutup hiçbir şey yapmadan sadece sahip olduğu sıradan zihinle yayı serbest bıraktığında yay sakinleşecektir. Kılıç kullanırken, ata binerken, bir şeyler yazarken veya koto çalarken bunların hiçbirini ya da hiçbir şey yapmayan sıradan zihni kullanın. O zaman ne yaparsanız yapın kolaylıkla yapacaksınız.

Hangi disiplini takip ederseniz edin, eğer yüreğinizde tek bir hedef varsa gerçek bir Yol söz konusu olmayacaktır. Yüreğinde hiçbir şey olmayan biri gerçek Yolun İnsanıdır. Yüreğinde hiçbir şey yoksa ne yaparsa yapsın kolaylıkla yapar.

Конец ознакомительного фрагмента.

Текст предоставлен ООО «Литрес».

Прочитайте эту книгу целиком, купив полную легальную версию на Литрес.

Безопасно оплатить книгу можно банковской картой Visa, MasterCard, Maestro, со счета мобильного телефона, с платежного терминала, в салоне МТС или Связной, через PayPal, WebMoney, Яндекс.Деньги, QIWI Кошелек, бонусными картами или другим удобным Вам способом.

1

“Ayakkabı Sunan Köprü” başlığı, Çin’deki Han Hanedanlığı döneminde Ssu-ma Ch’ien (MÖ 145-90) tarafından yazılan Shih-chi veya Lui Markizinin Aristokrat Soyu, Chang Liang’daki bir hikâyeye göndermedir. Hikâye şöyledir:

Bir keresinde Chang Liang, Hsia-p’ei’deki bir toprak köprünün yakınında yavaş yavaş yürüyüş yapıyordu. Eski püskü giysiler giyen yaşlı bir adam geldi ve ayakkabısını bilerek köprünün üzerinden düşürdü. Yaşlı adam Chang Liang’a dönerek, “Oraya git ve bana ayakkabımı geri getir, delikanlı,” dedi. Chang Liang çok şaşırdı ve yaşlı adama bir yumruk atmayı düşündü ancak adamın ilerlemiş yaşını göz önünde bulundurarak kendini tuttu ve köprüden inerek ayakkabıyı geri getirdi.

Yaşlı adam, “Ayakkabımı giydir!” dedi. Chang Liang ayakkabıyı zaten geri getirmiş olduğundan onu yaşlı adama giydirmek için diz çöktü. Yaşlı adam ayakkabıyı giydi ve gülerek uzaklaştı. Chang Liang şaşkınlığa uğradı ve onun uzaklaşmasını izledi.

Yaklaşık dört yüz metre yürüdükten sonra yaşlı adam arkasını döndü ve geri geldi. “Sana bir şey öğretmemde fayda var, delikanlı,” dedi. “Beş gün sonra şafakta burada buluşalım.” Bunu oldukça garip bulsa da Chang Liang diz çöktü ve bunu yapmayı kabul etti.

Chang Liang beş gün sonra şafakta dışarı çıktığında, yaşlı adam çoktan gelmişti ve öfkeliydi. “Yaşlı bir adama söz verip de geç kalman ne kadar ayıp!” dedi. “Git ve beş gün sonra şafakta benimle buluşmak için tekrar gel.”

Beş gün sonra Chang Liang horozlar öterken yola çıktı ama yaşlı adam çoktan gelmişti ve bir kez daha sinirlendi. “Bu ne gecikme böyle! Eve git! Beş gün sonra şafakta yine gel,” dedi. Beş gün sonra Chang Liang gece yarısından önce yola çıktı. Kısa bir süre sonra yaşlı adam geldi ve mutlu bir şekilde “Olması gereken işte bu!” dedi. Bir kitap çıkararak, “Bunu okursan, muhtemelen imparatorların öğretmeni olacaksın. On yıl sonra başarılı olacaksın ve on üç yıl sonra da benimle tekrar buluşacaksın, delikanlı. Ben kuzey Ch’i’deki Ku-ch’eng Dağı’nın eteğindeki sarı kaya olacağım.”

Başka bir şey söylemeden gitti ve onu bir daha gören olmadı.

Şafak söktüğünde, Chang Liang kitaba baktı ve bunun Büyük Dük Wang Lu Shang’ın Dövüş Sanatı kitabı olduğunu gördü. Chang Liang bu kitaba çok değer verdi ve onu sürekli inceleyerek hafızasına yazdı.

Chang Liang olağanüstü bir taktik uzmanı oldu ve sonunda Çin imparatoru Kao-tsu tarafından işe alındı. Munenori, görünüşe göre yaşlı adamla özdeşleştirdiği Shinkage-ryu’nun kurucusu Kamiizumi Ise no kami Hidetsuna’ya ve otuz beş yaşında olup hayatının sonraki kırk yılını bu okulun ilkelerini belirleyerek geçiren Munenori’nin babası Sekishusai Muneyoshi’ye atıfta bulunarak başlıkta bu hikâyeyi ima etmiş gibi görünüyor. Anlaşılan Munenori, babasına bir Chang Liang olarak saygı duyuyordu ve kendi kitabının Büyük Dük Wang Lu Shang’ın Dövüş Sanatı’na benzediğine dair bir ipucu veriyordu.

2

Bu, Budizmin Üç Öğrenimi ile ilgilidir: İlkeler, Meditasyon ve Bilgelik. Dövüş sanatları söz konusu olduğunda, Üç Öğrenim, vücudu özgürce taşımak için gerekli üç temel unsur ve disiplinli çalışma için de önemli önkoşullardır.

3

Bunların hepsi vücut duruşuyla ilgilidir. İster vurun ister savuşturun, bunlar unutulmamalıdır. Yeni başlayan biri için yanlış vücut duruşundan kaynaklanan zorluğun üstesinden gelmek için tasarlanmışlardır. Bir ilmekteki düzensizlikleri gidermekle aynıdır.

Vücudunuzu iyi tanıyorsanız, zorluğu bilmek kendinizi bilmektir. Sadece önünüzdekini düşünürseniz, vücudunuzu zorlamayı unutacaksınız. Zorluğu düzeltmek, kendinizi tanımanın ilk aşamasıdır. – Himonshu

4

Bu, Zen Budizmindeki “Varoluş ve Yokluğun iki görüşünü de anında kesen” ifadesine ve on ikinci yüzyıl Çin’inde derlenmiş bir Zen koan derlemesi olan Pi Yen Lu’nun, bir Zen rahibinin Budist olmayan bir şekilde bir kediyi kesin bir kararlılıkla ikiye böldüğü ünlü altmış üçüncü olayına atıfta bulunur. Diğer dört başlığın da aynı derlemeden olduğu söyleniyor.

5

Yagyu Mitsuyoshi, Tsuki no sho’sunda okuyuculara “bir duruşu sürdürmek için bu beş temel unsuru göz önünde bulundurmalarını” öğütler. Bunlar, Direnme için gerekli zihinsel tutumlardır.

6

Bunların Kamiizumi Ise no kami Hidetsuna’nın Shinkage-ryu için yeniden düzenleyip uyarladığı dokuz uygulama olduğu söylenir. Shindo-ryu’nun ve zamanın diğer tekniklerinin en derin ilkelerini ifade eden, ustalaştığı uygulamalardan özellikle dokuzunu seçti.

7

Şubat 1601’de Sekishusai, Noh oyuncusu arkadaşı Konparu Shichiro Ujikatsu’ya esasen bir kılıç kılavuzu olan resimli bir parşömen verdi. Teknikler, kılıç ustaları olarak kabul edilen uzun burunlu ve kanatlı efsanevi yarı insan, yarı hayvani karakterler olan tengu ile tasvir edildi. Shinkage-ryu Dövüş Sanatlarının Resimli Rehberi (Shinkage-ryu heiho e-mokuroku 新 陰 流 兵 法 絵 目 録 録) adlı bu kısa kitap, Beş Duruş, Dokuz Öğe ve aşağıdaki Altı Tekniğin resimlerini içerir. (Kılavuzun tamamı, Shinkage-Ryu Dövüş Sanatlarının Resimli Rehberinde bulunabilir.)

8

Shinkageryu’nun en derin ilkeleri olarak kabul edilir.

9

Eşzamanlı Kesme ve Baş Kaldıran Kesme duruşları Eşsiz Kılıç tarafından alt edilebilir. Eşsiz Kılıç da Hayat Veren Kılıç tarafından alt edilebilir. Hayat Veren Kılıç, Zirve tarafından ve Zirve de Gizli İlke tarafından yenilecektir. Gizli İlke, Gizemli Kılıç tarafından yenilecektir. Bu son noktadır. Bunun ötesinde bir şey olmadığı söylendiği için Gizemli Kılıç denir. Bu noktadan itibaren, dövüş sanatlarının zihinsel tutumlarının hepsinin Tek Zihin’de nihai olduğu söylenir. – Musashino

10

Savaş karargâhı. Generallerin özel olarak strateji planlayabilecekleri, savaş alanına yakın bir alanı çevreleyen ağır perdeler.

11

Han shu’dan (漢 書) veya Pan Ku (MS 32–92) tarafından derlenen Eski Han Tarihi’nden.

12

Bu noktaya kadar, “stratagem” kelimesi hakarigoto ( ) idi: bir düzen, kurmaca, plan veya hile. Sözcük muhtemelen hakaru’nun (策る) dengelemek veya ölçmek olan kök anlamından gelmektedir. Ancak burada Munenori, çeşitli şekillerde ikiyüzlülük, sahtekârlık veya aldatma olarak tanımlanan hyori (表裏) kelimesini kullanır. Çince karakterle yazılan “içeride” ve “dışarıda”, yüzeyde bir şeyi gösterirken zihinde başka bir şey olduğu hissi verir. Munenori, hyori’nin dövüş sanatlarının temeli olduğunu beyan eder.

13

Yagyu Mitsuyoshi, Musashino’sunda jo’yu (序) saldırıdan önceki mücadele, ha’yı (破) saldırının kendisi ve kyu’yu (急) her rakibin karşılıklı darbesi olarak tanımlandığını belirtir. İngilizce konuşulan dünyadaki modern kendo pratiğinde, bu terimler genellikle tercüme edilmeden bırakılır ve bundan itibaren bu geleneğe uyulmaya devam edilecektir.

14

Munenori’nin bu üç temel duruşu tam olarak nasıl öğrettiği net değildir ancak modern kendoda bunlar: jodan – alnın üzerinde tutulan ve rakibin kafasına vurmaya hazır kılıç, chudan – rakibin boğazına veya göğsüne saplanmaya hazır tutulan kılıç ve gedan, öne ve aşağı doğru eğilmiş kılıçtır.

15

Munenori’nin de çok aşina olduğu Noh dramasına eşlik eden müzikte olduğu gibi.

16

Tam ismi Huang Shih-kung, hikâyedeki yaşlı adam.

17

Yukarıdaki dipnot 1’e bakınız.

18

Tao Te Ching’in Açıklaması, Bölüm 31:


Silahlar uğursuz aletlerdir,

Hiçbir şey onları sevmez.

Bu nedenle kaçınır Yoldaki insan onlardan.

Silahlar uğursuzdur ve iyi bir insana ait değillerdir.

O insan sadece mecbur kaldığında onları kullanır.

Sakin ve kayıtsız kalır, zaferini övmez.

19

Takuan, Takuan sho’da, Çince karakter olan katsu’yu (活) “canlandırmak, hayata döndürmek” anlamına gelen yomigaeru (蘇) olarak biliyordu.

20

Burada kullanılan kelime, “yasa”, “yöntem”, “sanat” veya “Dharma” olarak farklı şekillerde anlaşılabilen ho’dur (法). Aynı zamanda “dövüş sanatı” (heiho veya hyoho 兵法) yazmak için kullanılan iki karakterden biridir ve bu, Munenori’nin aklındaki kavram gibi görünmektedir.

21

Ordu komutanları tarafından savaşta uygulanan “büyük” dövüş sanatına kıyasla.

22

Taiki taiyo (大機大用) Zen Budist felsefesinde kullanılan bir ifade. Kısaca, gerçek İlkeden tezahür eden gerçek İşlev anlamına gelir. Bu ancak pratik ve ilke içselleştirilip aşıldığında veya “unutulduğunda” gösterilebilir.

23

Buradaki ifade shuji shuriken no umu o miru (手字種利 剣の有無を見る) veya “shuji shuriken’in varlığını ve yokluğunu görmek” şeklindedir.

Shuji, rakibinizin kılıcını nasıl vurursa vursun, çapraz şekilde (ju 十 ) karşılamak anlamına gelir; bu, vurulmamak için yapılan bir uygulamadır. Rakibin kılıcını çapraz şekilde karşılarsanız, size vuramayacağı söylenir. Shuriken rakibin elinin (teknik) görünmeyen tarafıdır, bu görünmeyen tarafı gördüğünüzde onu yenersiniz. Buna varlığın ve yokluğun zaferi denir. Var olmayanın içinde var olanı görebildiğiniz zaman kazanacağınız söylenir. – Himonshu

24

Başka bir deyişle, gerçek kılıç ustalığını öğrencilerinin de bilip aktarmaya devam etmesi ve bunu herkesle paylaşarak etkisinin azalmamasını sağlamak.

Saklı Çiçeği bilmek. Saklanırsa çiçek olur, saklanmazsa olamaz. İnsanın kendini bilmesi çiçeğin özüdür. Her şeyde, her Yolda, şeyleri geleneksel çizgide gizli tutmanın nedeni, başarının bu sırra bağlı olmasıdır.

Savaş Yolunda kullanılan yöntemler buna bir örnektir. Büyük bir komutanın projeleri, planları ve beklenmedik yöntemleri, güçlü bir düşmanı bile yenecektir. Bu, kaybeden tarafın sık karşılaşılmamış ilkelerle şaşırtılıp yok edilmesinin sebebi değil midir?

Her şeyde, her Yolda ve savaşta bir zafer ilkesi vardır. Böylece geleneksel çizgide bazı şeyleri gizli tutarız. – Fushikaden

25

Konfüçyüsçü dört kitaptan biri. Kendini yetiştirmeyle ilgilidir.

26

Chichi kakubutsu (致知格物). Bunun Büyük Öğrenme’de görüldüğü paragraf Yokusei kiisha, senchi kichi, chichi zai kakubutsu’dur. (欲誠其意者、先致 其知、致知在格物) “İradesini gerçek kılmak isteyenler önce ilimlerini genişletmelidir. İlmi genişletmek, onu her şeye yaymaktır.” Bu, Konfüçyüs felsefesindeki en zor ve en sık tartışılan satırlardan biridir ve çok sayıda bilim insanı binlerce yıldır onu farklı yorumlamıştır. Munenori burada onu yorumlamak için şansını deniyor ve onu dövüş sanatlarına “genişletiyor”. Bu ifadeyi çevirirken genellikle Shimada’nın yorumunu takip ettim.

27

Acemi biri, ne vücudunun duruşu ne de kılıcının konumu hakkında bir şey bildiği için zihni onun içinde hiçbir yerde durmaz. Bir başkası ona kılıçla vurursa, saldırıyı hiçbir şey düşünmeden karşılar.

Birçok şeyi inceledikçe ve nasıl tavır alacağı, kılıcını nasıl kavrayacağı ve zihnini nereye koyacağı hakkında çeşitli yollar öğretildiğinde, zihni birçok yerde durur. O zaman bir rakibe saldırmak isterse, olağanüstü derecede rahatsız hisseder. Daha sonra, günler ve zaman geçtikçe, pratikleri doğrultusunda, zihninde ne vücudunun duruşları ne de kılıcı tutma biçimleri değerlendirilir. Zihni, hiçbir şey bilmediği ve henüz hiçbir şey öğretilmediği başlangıçtaki gibi olur. Bunda, başlangıcın sonla aynı olduğu yolu görebiliriz… – Fudochishinmyoroku

На страницу:
2 из 3