
Полная версия
Kosova'da Çağdaş Türk Edebiyatı
Roman açısından Kosova’daki Türk edebiyatını değerlendirdiğimiz zaman, 1970’li yıllarda gazetelerde yayınlanan tefrika romanlar bu türün başlangıcını oluşturur. İskender Muzbeg Yanan Sevgiler (1972, Tan Gazetesi), Hasan Mercan Taş Yaşar (1975, Birlik Gazetesi) adlı romanlarını gazetelerde tefrika ederler.
Ama asıl romanın yazılması daha geçlerdedir. 1987 yılında Sel adlı romanı ile Reşit Hanadan bu türün önemli bir temsilcisi olarak gelir. Aynı yazarın Taş Yerinde Ağırdır (2002), Başka Olur Rumeli’nin Harmanı (Taş Yerinde Ağırdır II) (2003) adlı iki romanı daha bulunmaktadır. Sonraki yıllarda Vahit Ergin de, Kaderin Cilvesi (2001) adıyla bir roman yayınlamıştır.
Roman, Kosova’da çağdaş Türk edebiyatının en zayıf kaldığı edebî tür olarak dikkatleri çekmektedir.
2.3. TİYATRO
Kosova’da çağdaş Türk tiyatrosu edebiyatı, özgün eserlerini vermeden önce üç koldan gelişimini sürdürmüştür.
Birinci kolda, geleneksel halk tiyatrosu verimlerini sayabiliriz. Özellikle Yugoslavya Krallığı döneminde, Türkçe’nin resmî dil olmayışı, tiyatro oynanacak mekanların bulunmayışı ve kimi zorluklar edebî metne bağlı tiyatro anlayışının gelişmesine engel olmuştur. Bu durumda bölgedeki Türk tiyatro sanatı geleneksel Türk tiyatrosunu yaşatmışlardır. Meddah, Karagöz, ortaoyunu gibi seyirlik oyunlar, halkın tiyatro ihtiyacını gidermiştir35. Bu dönemde yazılı tiyatro oyunları bulunma ihtimalinin olduğu, ancak hâlâ elimizde bu tarz bir belgenin, metnin, dokümanın bulunmadığı da burada hatırlatılmalıdır.
Kosova’da geleneksel Türk tiyatrosunun önemli temsilcisi, Aziz Buş’tur. Aziz Buş, tam bir tiyatro adamıdır ve Kosova Türk tiyatrosunun doğup canlanmasında önemli bir isimdir.
İkinci kolda özgün tarzda yazılmış, artık yazılı metni bulunan oyunlar dönemi gelmektedir. Durmuş Celina’nın yazmış olduğu, Büyük Kapı Kızı (1952) ile bu tarzın ilk örnekleri verilmeye başlanır. Aynı yazarın, Niçin Halam Anamı Sevmiyor (1954) adlı bir oyunu daha bulunmaktadır.
Kosova’da çağdaş Türk tiyatrosunda, Durmuş Celina’dan sonra, özgün tarzda kaleme alınan oyunlar ve yazarları şöyle sıralamak mümkündür: Aziz Buş, Mukadderat (1956), İki Ayağını Bir Pabuca (1958); Hasan Mercan, Çiçekçe Ali (1966), Ben Hasan Ağa (1966), Değirmende (1978), Yörük Osman (1982); Süreyya Yusuf, Düş ve Gerçek (1968), Ömrümün Tek Rüyası (1972); Agim Rifat, Seni Seviyoruz Orhan Veli (1973), Cüleşko İstanbul’da (1973), Milus-Pulus (1982); Nuhi Mazrek, Kanlı Sevda (Tan Yayınları), Rüstem Hükümet (1991, Tan Yayınları).
Özgün tarzda kaleme alınan oyunlar arasında, Kosova Türk tiyatrosunda, tek perdelik oyunlar ve monologlar36 da kaleme alınmıştır. Büyük projelerin, büyük paraların ihtiyaç duyduğu tiyatro ortamının sağlanamadığı Kosova gerçekliğinde, kısa oyunların yazılması tiyatro sanatının ülke gerçeklerine uyum sağlamasını göstermesi açısından dikkati çekmektedir. Bu amaçla Agim Rifat, ilk örneğini 1973 yılında, Seni Seviyoruz Orhan Veli ile verdiği kırk dört tane tek perdelik oyun yazar, yönetir, sahneye koyar.
Priştine’de önce radyo ardından da televizyonun Türkçe yayınlara başlaması ile gelişen süreç içerisinde, radyo oyunu, televizyon skeçleri yazılmaya başlanmıştır. Agim Rifat’ın, Osman Gaş’ın ve Aluş Nuş’un radyo skeçleri bulunmaktadır.
Şecaattin Koka’nın Sait Demo adıyla yazdığı radyo oyunu, 1980 yılında, Üsküp ve Prizren radyolarında yayınlamıştır ve Prizren radyosunda yayınlanan ilk Türk tiyatro oyunu olma özelliği taşımaktadır. Ethem Baymak’ın İnek İle Sinek (1987), Gül ve Diken (1988), Caro ile Curo (1989) adlı kısa oyunları da radyo için kaleme alınmıştır. Ethem Kazaz ve Aluş Nuş’un radyo skeçleri de bu konu içerisinde anılmalıdır.
Üçüncüsü aşamada, Kosova’da kabare tiyatrosu geleneğinden söz etmek gerekmektedir. Bu tarzın başarılı temsilcisi Agim Rıfat Yeşeren’dir. Kendisi aynı zamanda Yeşeren Kabare Tiyatrosu’nun hem sahibi hem kurucusudur.
Kabare tiyatrosu hem modern bir tarzdır hem de kısıtlı sahneleme imkanları çerçevesinde tiyatro geleneğinin devamına imkan vermektedir. Kosova şartları Türk azınlığı açısından düşünüldüğünde, küçük bütçeli, sınırlı imkanlar dahilinde kaliteli oyunların oynanabilmesi için tek perdelik oyunlar gibi kabare tiyatrosu da önemli bir açılım sağlayabilmektedir.
Agim Rifat’ın tiyatro oyunları hem teknik hem de içerik açısından son dönem Kosova tiyatro edebiyatının iyi örnekleri arasında anılmalıdır. Eşek Muhabbeti (2000); Payton Feneri I (2001); Payton Feneri (2002); Doktor Palyaço (2004) ve Fosforlu Antibiyotik (2007) kabare tiyatrosu tarzında kaleme alınmışlardır.
Burada bizim konu ettiğimiz Kosova’da tiyatro edebiyatıdır. Tiyatro bir bütün olarak ele alındığı zaman, bu geleneğin daha zengin olduğu anlaşılmaktadır. Telif, tercüme, uyarlama, parodi, resitaller, hicivli şarkılar, kısa betikler … şeklinde daha pek çok oyunun Kosova’da sahnelendiği dikkati çekmektedir. Özellikle Doğru Yol Derneğinin, Aziz Buş, Zekir Sipahi, Nafiz Gürcüali, Ethem Kazaz, Yeşeren Kabare gibi bireysel toplulukların oyun ve faaliyetleri başlı başına bir inceleme konusunu oluşturmaktadır.
2.4. ELEŞTİRİ
Kosova’da Türk edebiyatı üzerine yapılan eleştiri kitapları sanırız ki iki grupta incelenebilir: Birincisi, akademik eleştiri geleneği, ikincisi ise Kosova’da ki Türk edebiyatı konusunda tanıtım, değerlendirme yazıları. Yine bu iki ana başlığı kendi içlerinde üç alt başlığa da ayırmak mümkündür. Kosova’da yazılan ve yayınlanan eleştiri yazıları, Türkiye’de yazılan ve yayınlanan eleştiri yazıları ile Eski Yugoslavya toprakları ile diğer yabancı ülkelerde yazılan ve yayınlanan eleştiri yazıları. Eski Yugoslavya toprakları ile diğer yabancı ülkelerde yazılan ve yayınlanan eleştiri yazıları, alanımız dışında yer aldığından bu çalışmanın kapsamı dışarısında bırakılmıştır. Bu dilleri bilen akademisyenler tarafından yapılacak çalışmalarda bu konunun aydınlanacağı, ilginç sonuçlara varılacağı konusunda kuşkumuz yoktur. Çünkü gerek yazarları gerekse şairlerin değinilerinde kendi eserlerinin yabancı dillere çevirdiği, yurt dışında ödüller alındığı yolunda bilgiler bulunmaktadır.
1. Kosova Türk Edebiyatı Konusunda Akademik Eleştiri Geleneği
Kosova Türk edebiyatı alanında akademik eleştiri geleneği, Süreyya Yusuf ve Prof. Dr. Nimetullah Hafız ile başlamaktadır. Her iki yazarımız, aynı zamanda Kosova çağdaş Türk edebiyatının başlangıcında kurmaca alanında yazdıkları eserler ile birer öncü oldukları burada hatırlatılmalıdır.
Süreyya Yusuf, daha çok dil alanında çalışmalarda bulunmuş bir akademisyenimizdir. Dilimiz ve Biz (1972) ile Dil Çalışmaları (1984), yazarın Türk dili üzerinde yaptığı incelemelerden oluşmaktadır. Kendisinin doktora tezi Priştine ağzı üzerinedir. Diğer bir çalışması, Yugoslavya Türk Şiiri (1976) adlı antolojidir. Bu antoloji, Eski Yugoslavya’da yaşayan şairlerin kısa hayatları ve ardından onların eserlerinden seçmeleri içermektedir. Alanında ilk olması, derli toplu ve planlı bir çalışma olması yazarın araştırmacı titizliğini göstermektedir.
Nimetullah Hafız, akademik birikimi olan ve Kosova’da üniversite düzeyinde dersler veren önemli bir eleştirmenimizdir. Bölgede akademik eleştiri geleneğinin oluşumunda katkıları büyüktür. Daha ziyade çalışmaları, halk edebiyatı ve dil üzerinde yoğunlaşmaktadır. Çağdaş edebiyat dışında yapılmış çalışmaların tam listesi burada verilemeyecektir. Çağdaş edebiyat söz konusu olduğunda en önemli çalışmaları –kitap olanlar seçilmiştir-şöyle sıralanabilir. Yugoslavya Türk Şiirinde Atatürk (1983), Yugoslavya Türk Edebiyatında Devrim Şiirleri (1984), Yugoslavya Türk Halkı Şiirinde Tito (1985), Yugoslavya’da Çağdaş Türk Edebiyatı Antolojisi I, II ve III (1989).
Tacida Hafız, Priştine Üniversitesi, Türk Dili ve edebiyatı Bölümü öğretim üyelerindendir. Türkçe ve Sırp-Hırvat dilinde pek çok çalışmaya imza atan akademisyen, Kosova’daki divan edebiyatı ve halk edebiyatı ile karşılaştırmalı edebiyat konularında inceleme ve araştırmalar yapmıştır. Hacı Ömer Lütfi (Eserlerinden Seçmeler) (1992) üzerine yaptığı çalışmalar, Kosova’da çağdaş edebiyatın başlangıç dönemini aydınlatması açısından önemlidir. Hacı Ömer Lütfi, Osmanlı İmparatorluğu’nun yetiştirdiği son kuşak sanatçılardandır.
İrfan Morina, Priştine Üniversitesi öğretim üyelerindendir. Priştineli Mesihi (Hayatı Sanatı ve Eserleri) (1987), hazırladığı tezin, kitaplaşmış halidir. İrfan Morino, halk edebiyatı ve dil alanları üzerinde çalışmalarını yoğunlaştırmış, Kosova’daki çağdaş Türk edebiyatı üzerine değerlendirme ve incelemeleri geri planda kalmıştır.
Ethem Baymak (1988), Kosova’daki çağdaş Türk edebiyatı üzerine kitap boyutunda iki çalışma kazandırmıştır. Bunlar, Naim Şaban (Yaşamı-Sanatı-Yapıtları) (1988) ve Süreyya Yusuf (Yaşamı Sanatı Yapıtları) (1988) adlarındaki monografik incelemelerdir. Ethem Baymak daha sonra Balkan Türk şiiri üzerine yaptığı incelemeleri tuna akar serin serin (1999) adlı kitabında bir araya getirmiştir.
Güven Kaya, akademik kariyerini Türkiye’de tamamlamış bir araştırmacımızdır. Kendisi, Boğaziçi Üniversitesinde öğretim görevlisi olarak bir süre çalıştıktan sonra 1996 yılında, Kocaeli Üniversitesi’ne öğretim üyesi olarak geçmiştir. Akademik kariyerinde bir süre, Priştine Üniversitesi’nde çalışmalarına devam eden Güven Kaya, Kosova edebiyatı üzerine dikkate değer incelemelerde bulunmuştur. Onun çalışmalarının yapıldığı dönem, Kosova henüz Yugoslavya toprakları sınırları içerisinde olduğundan, kitaplarında Mekedon ve Kosova edebiyatı bir arada değerlendirilmiştir. Yugoslavya Türk Halkı Yazınına Gerçekçi Bir Bakış (1986), akademisyenin Kosova’da bulunduğu yılların bir ürünüdür. Çağdaş Türk edebiyatı örneklerini, toplumcu gerçekçilik bakış açısından tahlil eden eserde kimi örneklerin kuram ile tam örtüşmediğini yazar da dile getirmektedir. Yugoslavya Türk Halkı Edebiyatı (1993), yazarın ikinci çalışmasıdır. Çalışma, Yugoslavya çağdaş Türk edebiyatı üzerine yapılmış analitik bir değerlendirmeyi içermektedir.
Kosova’da yaşayan Türkçe edebiyat üzerine Türkiye’de yazılmış akademik çalışmalara gelindiği zaman, Prof. Dr. Mustafa İsen’in çalışmaları burada anılmalıdır. Prof. Dr. Mustafa İsen’in asıl çalışma alanının eski Türk edebiyatı olması, akademisyenin çalışmalarını o alana kaydırmıştır. Kosovalı divan şairleri, Priştine ve Prizrenli şairler, Aşık Çelebi kendisinin değerlendirme yaptığı konular arasında yer almaktadır. Ötelerden Bir Ses (1997), bu alanda yaptığı kimi incelemeleri içermektedir. Başlangıcından Günümüze Kadar Türkiye Dışındaki Türk Edebiyatları Antolojisi (1997), adlı ansiklopedik kitapta da, değerlendirmeleri bu yolda olmuştur. Yine bu kitap kapsamı içerisinde Makedon ve Yugoslavya Türk edebiyatı üzerine Suat Engüllü’nün yazmış olduğu makaleleri saymak mümkündür. Suat Engülü bir akademisyen olmamakla birlikte yazdığı yazılar, Prof. Dr. Mustafa İsen’in değerlendirmelerinden geçmiştir. Yine Prof. Dr. Mustafa İsen’in, Reyhan İsen ve Ayşe Esra Kireççi ile kaleme almış oldukları Balkanlarda Türk Çocuk Şiiri Antolojisi (2001) burada anılmalıdır.
Türk akademisyenler içerisindeki üçüncü halkayı Abdülkadir Hayber oluşturmaktadır. Abdülkadir Hayber, Ankara Gazi Üniversitesi öğretim üyesidir. Uzun yıllar Üsküp’te kalmış, bir Türk edebiyatı araştırmacısı olarak alanı tanıma fırsatını yakalayabilmiştir. Makedonya ve Kosova Türklerinin Edebiyatı (2001) adlı çalışmada, giriş bölümü ve genel bir edebiyat tarihi yazıldıktan sonra, şahıslar tek tek ele alınarak değerlendirilmiş, ansiklopedik bilgi verilmiştir. Kitabın en önemli tarafı, yazarının Makedon ve Kosova yazar ve şairlerinden seçtiği kişiler ve eserleri konusunda analitik bir çalışma yapmış olmasıdır. Kitap tahlilleri açısından çözümleme ve değerlendirmeler dikkate alınmalıdır. Yazarın makale boyutunda yazmış olduğu pek çok çalışma, henüz, kitaplaşmamıştır.
Bu noktada son olarak sözünü etmemiz gereken bir yüksek lisans tezi bulunmaktadır. Ankara’da Gazi Üniversitesi’nde Çağdaş Kosova Türk Edebiyatından İskender Muzbeg ve Eserleri Üzerine Bir Çalışma adlı teziyle Elsev Brina, yüksek lisans programını tamamlayarak bilim uzmanı olmuştur. Çalışma, akademik bir titizlikle ele alınmış, Kosovalı şair yazar İskender Muzbeg’in eserlerini tahlil edilerek bir sonuca ulaşılmıştır. Kosovalı genç bir araştırmacının yine, Kosovalı bir sanatçıyı eleştirel bir gözle işlemesi önemlidir.
Akademik eleştiri geleneği içerisinde bir de ansiklopedi ve sözlükleri de sıralamamız doğru olacaktır. Türkiye Dışındaki Türk Edebiyatları Ansiklopedisi, Türk Dünyası Edebiyatı Tarihi, ile Türk Dünyası Edebiyat Metinleri Antolojisi şu ana kadar yapılmış ansiklopedi düzeyindeki en kapsamlı çalışmalardır.
2. Kosova’da Türk Edebiyatı Konusunda Tanıtım, Değerlendirme Yazıları.
Kosova’da çağdaş Türk edebiyatı konusunda yazılan tanıtım, değerlendirme yazıları genellikle yazar ve şairler tarafından kaleme alınmıştır. Bu yazıların büyük bir çoğunluğu önce Kosova ve Makedonya’da Türkçe yayınlanan gazete ve dergilerde yayınlanmış, ardından kitaplaştırılmıştır. Bu konu başlığı altında yer alabilecek kitaplar37, arasında dikkatimizi en çok çeken antoloji yazımının yaygın oluşudur.
Necati Zekeriya, Makedonya’daki Türk edebiyatının önde gelen edebiyatçılarından birisidir. Kendisi aynı zamanda günün ihtiyaçları çerçevesinde gerek çocuklar gerekse büyükler için çeşitli antolojiler düzenlemiştir. Bu antolojilere, Makedonya ve Kosova edebiyatının ileri gelenlerinin eserlerinden örnekler almış, böylece Türk halkının okuma ihtiyacının giderilmesine yardımcı olmuştur. Çağdaş Yugoslavya Şiiri Antolojisi (1983) böyle bir çabanın ürünüdür. Çiçek (1963) adıyla yayınladığı antolojiye de çocuk edebiyatı örneklerini toplamıştır. Sevinç ve Tomurcuk dergileri ile Birlik gazetesinde yayınlanan şiirler ile şairlerin kitapları taranarak oluşturulmuş kitapta, Kosova edebiyatından Naim Şaban, Nusret Dişo Ülkü ve Nimetullah Hafız’ın şiirleri yer almaktadır.
Fahri Kaya, aslında Üsküplü bir yazar ve şairimizdir. Kendisi Makedonya ve Kosova’da meydana gelen çağdaş edebiyatın yakın tanıklarından birisidir. Dolayısıyla kendisi, son dönemlerde Eski Yugoslavya’da oluşmuş şiir ve hikâyeleri içerisine alan toplu değerlendirmelerde bulunmuştur. Yugoslavya Türk Hikâyesi Antolojisi (1990), Eski Yugoslavya’da Çağdaş Türk Şiiri Antolojisi (1992) ile Seçme Yazılar (1994) adlı kitaplar, Fahri Kaya’nın birikimini göstermesi ve çağdaş edebiyatı değerlendirmesi açısından önemli kaynaklardır.
Hasan Mercan, Kosova çağdaş Türk edebiyatında en verimli sanatçılardan birisidir. Çağdaş edebiyata hemen her alanda hizmetleri olmuştur. Antolojiler hazırlamış, değerlendirme ve röportajlar kaleme almıştır. Balkanlarda Çağdaş Türk Hikâyeleri Antolojisi (2000), Balkanlarda Çağdaş Türk Şiiri Antolojisi (2000), Balkanlarda Türk Çocuk Edebiyatı: Bize de Gülüş Verin (2000) son dönemlerde yazılmış önemli çalışmalardır. Bir Avuç Gökyüzü (1988) ve Yaprak (1985) yazarın çağdaş Türk (hem Kosova hem Türkiye) edebiyatı üzerine değerlendirmeleri ve röportajlarını içermektedir.
Kosova edebiyatını çeşitli açılardan değerlendiren çok sayıda antoloji olduğunu burada söylemeliyiz. Görebildiğimiz kadarıyla, bir liste38 yapacak olursak:
a) Şiir Antolojileri39: Süreyya Yusuf Yugoslavya Türk Şiiri (1976), Enver Baki ve Nusret Dişo Ülkü, Tito Şiiri (1977), Nimetullah Hafız, Yugoslavya Türk Şiirinde Atatürk (1983), Necati Zekeriya, Çağdaş Yugoslavya Şiiri Antolojisi (1983), Nimetullah Hafız, Yugoslavya Türk Edebiyatında Devrim Şiirleri (1984), Nimetullah Hafız, Yugoslavya Türk Halkı Şiirinde Tito (1985), Hasan Mercan, Bir Avuç Mavi (Kosova Şiir Antolojisi) (1985), Nimetullah Hafız, Yugoslavya’da Çağdaş Türk Edebiyatı Antolojisi I, II ve III (1989), Fahri Kaya, Eski Yugoslavya’da Çağdaş Türk Şiiri Antolojisi (1992), Osman Baymak, Yugoslavya Çağdaş Türk Şiiri Antolojisi (1996), Ali Alparslan, Çağımızda Türk Şiirinin Coğrafi Sınırları (2000), Osman Baymak, Rumeli Şairlerinden İstanbul’a Şiirler (2006)
b) Hikâye Antolojileri: Bedri Selim, Yugoslavya Türk Hikâyeleri (1978), Nimetullah Hafız, Yugoslavya’da Çağdaş Türk Edebiyatı Antolojisi I, II ve III (1989), Fahri Kaya, Yugoslavya Türk Hikâyesi Antolojisi (1990)
Kosova’da sadece Türk edebiyatı üzerine ya da Türkçe antolojiler düzenlenmemiştir. Arnavutça ve Sırpça antolojilerin çevirilerinin yapıldığını, çok kültürlü bir edebiyat ortamında karşılaştırmalı çalışmalara olanak sağlandığını söyleyebiliriz. Görebildiğimiz örnekler: Dragolyub Stoyadinoviç (Çev. Necati Zekeriya) Kosova Sırp Şiiri, Recep Cosya (Çev. Avni Çitak) Çağdaş Arnavut Hikâyeler Antolojisi ve İbrahim Rugova Yugoslavya Çağdaş Arnavut Şiiri Antolojisi.
Son olarak, yukarıda sıraladığımız çalışmalar dışında kitaplaşmamış, dergi ve gazete sayfalarında kalmış, bu tarz bir eleştiri geleneği ile kaleme alınmış onlarca çalışmanın olduğunu burada bir kez daha hatırlatmamız gerekmektedir.
2. 5. GAZETECİLİK VE BASIN YAYIN DÜNYASI
Kosova’da basın ve yayın faaliyetleri iki temel dönemde incelenmelidir. Nimetullah Hafız, henüz Yugoslavya devleti yıkılmadan önceki dönemi (1991 öncesi) iki bölüme ayırmıştır: Birinci dönem “Osmanlı Hükümranlığı Döneminden Bugünkü Yugoslavya’nın Kuruluşu’na Kadar Türk Basını”, ve ikinci dönem “Bugünkü Yugoslavya’da (1944 yılından Günümüze Kadar) Türk Basını” (Hafız 1990: 5)40. Bu çalışmada, Osmanlı dönemi basını konumuz dışı ve çok kapsamlı olduğu için sonraki dönemi, Kosova bağlamında açıklamayı uygun buluyoruz.
1969 Tan gazetesi kurulana kadar, Kosova yazar ve şairleri ana dillerinde yazdıkları metinleri, Makedonya’da çıkan dergi ve gazetelerde yayınlamışlar, sonraki dönemlerde de yayınlamaya devam etmişlerdir. Üsküp’te 23 Aralık 1944 yılında yayınlanan Birlik gazetesi, Kosova yazar ve şairlerinin anadillerinde yazı yayınladıkları ilk gazete olmuştur. On beş günde bir çıkan gazete, 1952 yılına kadar yayınlanmaya devam etmiştir. Nimetullah Hafız (1990: 8-9), yazısında Birlik gazetesi dışında, Makedonya’da çıkan gazete ve dergilerin dökümünün tamamını vermiştir. Ancak bu gazete ve dergilerde, bugün Kosova edebiyatı içerisinde yer alan hangi yazar ve şairlerimizin yazıları bulunmaktadır, hangi yazılar ve hangi sayılarda yer almaktadır şu anda bilemiyoruz. Onun için burada sadece ilk örnekten söz edilmiştir.
Gazete ve dergi yayıncılığı, Kosova’da Türk kültürünün ve yazılı edebiyatının devamının sağlanması ve sistemli bir hale getirilmesi aşamasında önemli bir rol oynamıştır. 1951 yılında Kosova’da Türk millî varlığının tanınması ile başlayan süreç, önce eğitimde sonuçlarını vermeye başlamıştır. Türk öğrenciler, anadilinde eğitim öğretim görme hakkını elde etmişlerdir. Yine aynı dönemlerde Türk derneklerinin kurulması ve faaliyetlerine başlamaları ve Priştine radyosunda Türkçe yayınlar yapılmaya başlanması, Türk kültürünün yeniden filizlenmesi anlamına gelmektedir. Tüm bu çaba ve gayretler gözden uzak tutulmamakla birlikte, çağdaş edebiyatın oluşumunda, Tan gazetesinin yayınlanmasının önem üzerinde öncelikle durulmalıdır.
Önceki dönemlerde çağdaş edebiyat, ya bireysel çaba ve çalışmaların ürünü, ya da birer dernek faaliyeti kapsamında iken Tan gazetesi, çağdaş edebiyat üzerinde bir okul olarak birleştirici, sistematize edici bir rol üstlenmiştir. Benzer bir durum ve model, bilindiği üzere, daha önceki yıllarda, 1944’te, Üsküp’te yayınlanan Birlik gazetesi için de geçerli olmuştur.
“16 Temmuz 1968 tarihinde yapılan Kosova Komünistler Birliği Yürütme Komitesi’nin oturumunda, Kosova’da yaşayan Türklerin durumu görüşülmüş, karşılaştıkları sorunların aşılması doğrultusunda bir dizi karar alınmıştır. Ne yazık ki onca karardan sadece biri, doğrusu Kosova’da da haftalık Türkçe bir gazetenin yayınlanması kararı engelini aşabilmiştir. 1 Mayıs 1969 tarihinde haftalık “Tan” gazetesi yayınlanmaya başlamıştır. Balkan Savaşları’ndan sonra Kosova’da ilk kez Türkçe bir gazetenin çıkmaya başlaması toplumsal ve politik gelişmelerin olduğu kadar, Kosova Türklerinin, sahip oldukları hak ve özgürlükleri genişletme yolunda verdikleri uzun ve ağır mücadelenin de sonucudur kuşkusuz.” (Krasniç 2007: 30)
Tan gazetesi 1 Mayıs 1969 tarihinde, Priştine’de yayınlanmaya başlamıştır. Kısa zamanda bir yayın kuruluşu haline gelmiştir. Çevren, Kuş ve Çığ dergileri ile kitap yayın faaliyetlerini sürdürmüştür. Gazete başlangıçta iki haftada bir yayınlanırken sonraları haftada bir yayınlanmaya başlamıştır. Önceden on altı sayfa olarak yayınlanırken sonraları maddi yetersizlikler nedeniyle sekiz sayfaya inmiştir.
Tan gazetesi, baş ve sorumlu yazarı Süleyman Brina, gazete yayınlanmaya başladığında ilk sayısında bir önsöz kaleme alır. Bu gazetenin Kosova Türk kültürü içerindeki yeri ve önemini anlatan bu önsöz, Kosova’da gelişecek olan sanat yaratıcılığının Yugoslavya’da yaşayan diğer ulus ve halklar arasında örnek oluşturması görüşünü ileri sürmektedir. (Brina 1969: 1) Süleyman Brina’nın Tan gazetesinin kuruluşunda, yapılanmasında, standart hale getirilip kurumlaşmasında etkisi ve gayretleri burada anılmalıdır. Süleyman Brina, “1969 yılında Kosova’da Türk dilinde çıkan “Tan” gazetesinin çıkması için hazırlıkları üstlendi, “Tan”ın kurucusu olarak, gazetenin ilk müdürü, baş ve sorumlu yazarı oldu, “Tan” etrafında en seçkin, en genç ve güçlü kadroyu toplayabildi, bu görevde 1972 yılına kadar kaldı.” (Türk Yazarlar Derneği 1996: 19) Süleyman Brina, Tan’ı, gazete olmanın ötesinde yazar ve şairlerin yetiştiği bir okul konumuna yükseltmiştir. İskender Muzbeg, anılarında bu gerçekliği vurgulamaktadır:
“Biz Öğretmen Okulu’nu bitirdikten sonra Priştine Üniversitesi Hukuk Fakültesi’nde eğitimimizi sürdürdük, bu arada Tan’da beraber çalıştık. Rahmetli müdürümüz (‘Tan’ Gazete Yayın Kurumu’nun ilk müdürü) Süleyman Brina Priştine’de kendisine verilen bir apartman dairesinin anahtarlarını bana verince ve bu dairenin ‘Tan’ gazetecileri tarafından kullanılabileceğini söyleyince, bu dairenin bir odasını ben kullanmaya başladım, bir diğer odasını ise Bayram İbrahim’e verdim, öyle ki işten sonra da Bayram İbrahim ile beraberce saatler geçirmiş bir kişiyim. Güncemde bu beraber geçen saatlerdeki sohbetlerimize dair bol bol bilgiler var. Daha sonra Altay Suroy ve Şecaattin Koka da bu dairede kalacaklardır. Bu dairede biz sanat sohbetleri ve çay sohbetleri düzenliyorduk, ki böyle sohbetlere özellikle Priştineli sanatçı dostlarımızdan Arif Bozacı ve Murtaza Büşra sık sık katılıyorlardı. Bu dairedeki sohbetlere, ötekileri arasında Profesör Süreyya Yusuf, Abbas Yaman, Hasan Mercan, Nusret Dişo Ülkü gibi isimler de katılmıştır.” (Ustaibo 2005: 86)
Tan gazetesi, yayınlanmaya başladıktan sonra sınırlarını genişletir. Dergi çıkartır (1973 yılında Çevren), popüler ve akademik yazılar, şiirler ve nesir türlerini bu dergide yayınlamaya başlar. Bir yayınevi kurar, Kosovalı yazar ve şairlerin kitaplarını bu yayınevinde bastırarak büyük bir kuruluş haline gelir (1974 kitap yayınına başlanır). Bir benzetme yapacak olursak, artık Kosova’da çağdaş edebiyat için bir edebiyat fabrikası kurulmuştur ve ürünlerini vermeye başlamıştır. Tan yayınevinde yayınlanan kitaplar arasında, şiir kitapları ile antolojiler önemli bir yer tutar.
Tan, Kosova’da çağdaş Türk edebiyatının gelişiminde, Türk kültürünün devamında büyük bir rol oynamıştır. Ancak Kosova’nın jeopolitik durumu, bölgede yaşanan yeni olaylar ve idarî yönetimin değişmesi ile başlayan sürecin devamlı kötüye gitmesi, gazetenin geleceğini etkilemiştir. Bu gazete, Kosova’da yaşanan kültür, politik, siyasi ve ekonomik nedenlerden ötürü 12 Haziran 1999 tarihinde son sayısını yayımlamak zorunda kalır.