
Полная версия
Türk Dünyasında Milli Ruh ve Edebiyata Yansıması
Konargöçer halkın özelliği şudur: ata olan tutku ve bağlılık, at üstünde yaşamak, özgürlük, koşan at toynağının sesini işitmek, rüzgâr gibi ata binmek. Bütün bunlar, şiirdeki mısralardan açıkça hissedilmektedir. Akın/âşık “Ben”, bir anda savaş çığlıkları atarak akıcı bir dille seslenir:
Namısımday eşkimge taptatpağan,Türkistanıñ kümbezi asqaqtağan.Babalarım jatır ğoy bata berip,Aruvaqtar amanatın aqtap bağam.Kök täñirden köñilge nur tilermizKök aspanday äli de kürkirermiz.Kök börili kök bayraq kökke şıqsa,Qay duşpannıñ aldında irkilermiz?Biz-Türkilermiz!Biz-Türkilermiz!!!Biz-Türkilermiz!!!!Namusunu kimseye çiğnetmeyen,Türkistan’ın kubbesi gururludur.Atalarım yatar ya dualar edip,Ruhlar emanetine tertemiz bakayım.Gök Tanrı’dan gönüle nur dilerizHâlâ da gökyüzü gibi kükreriz.Bozkurtlu gök bayrak göklere çıksa,Hangi düşman önünde duraksarız.Biz, Türkleriz!Biz, Türkleriz!Biz, Türkleriz!Şiirin başı ve sonu aynıdır; akın/âşık bu sanatsal yaklaşımıyla yüce Türk ülküsünü dile getririr. Başımızdan ne geçerse geçsin, hangi siyasî değişiklik ve yapının içinde yaşarsak yaşayalım, “Biz, Türkleriz!”, “Böyle yaşadık, böyle kurtulur, böyle yaşarız” anlamına gelen derin felsefî fikirler şiirde bütün açıklığıyla hissedilir.
Şairin “Türkistan Marşı” şiirinde sözle dile getirdiği ülküyü hayata geçirmenin, istek ve arzuların uygulanmasının zamanının geldiğini, “artık hiç kimseden korkmayız” tarzındaki ihtişamlı söyleyişleri hissettirir.
Türki halkı, tizeñdi jaz, türegel,Tizerlegen tığıraqqa tireler,Tübi türki tügendeler kez keldi,Birlik bolsa- qorlıq bolmas, bile ber.Atajurtıñ – Altayıñ tur arqañda,Tize qosıp, bas biriktir, tart alğa,Birigiñder, birigiñder, Türkiler,Ümit jüktep, senim artıp är tañğa.Sät te keldi qanat sermep silkiner,Kün de tuvdı kök aspanday kürkirer,Qay qaşanğı köz jasımız sirkirer,Birigiñder, birigiñder, Türkiler!Türk halkı, kaldır dizlerini, ayağa kalk,Dizlediği yerden doğrulan zorluğa da direnir,Aslı Türk olanın dirileceği an geldi,Birlik olsa, horluk olmaz, biliver.Ata yurdun – Altay’ın var arkanda,Birlikte, birleşiver, atıl öne,Toplanın hep, birleşin siz, ey Türkler,Ümitlenip inanarak, atan her tana.Vakti geldi kanat açıp silkinmenin,Güneş de doğdu, gökyüzü gibi kükrer,Ne zaman, hangi gözyaşımız çiseler,Toplanın siz, birleşin hep, ey Türkler!“Kök aspanday äli de kürkirermiz/Gökyüzü gibi hâlâ kükrüyoruz” şeklindeki söyleyiş, bugün “Kün de tuvdı kök aspanday kürkirer/Güneş de doğdu gökyüzü gibi kükrer” ifadelerine doğru yönelmiştir. Bu sözler, bağımsız ülke akın/âşığının güçlü ve hür sözleridir, çünkü o milliyetçiliği dile geriren, “Alaş”ı ağzına baktıran halkın yiğidi olarak konuşur.
20. yüzyılın 20’li ve 30’lu yıllarındaki Kazak edebiyatının, “Alaş edebiyatı” dönemi dediğimiz ve bugünkü Kazak edebiyatının önemli bir bölümünü oluşturan devrinin görkemli akını, Kazak destanî şiirinin peygamberi diye bilinen Mağjan Jumabayev’in şiir geleneği, bağımsızlık yılları Kazak şiirindeki vatandaşlık ruhuna büyük ölçüde etki etmiştir. Mağjan’ın destanî söyleyişleri, bir şiir görüşü olarak da Kazak şiirine yansımıştır. Mağjan Jumabayev’in şiirlerindeki ateşli ruh, diğer şairlerin şiirlerinde de görülmeye başlar. Kazak şiiri, Mağjan’ını aradı; şerefli ülke, şairini aradı; yeniden canlanan millî bilinç, yükselmenin temellerini tekrar kurdu ve yenilikleri keşfetti. Ulıkbek Esdevlet’in “Türkistan Marşı”, “Biz-Türkilermiz/Biz Türkleriz!” gibi şiirlerinin temel aldığı düşünce ve ülkünün, M. Jumabayev’in “Türkistan”, “Alıstağı Bavrıma”, “Tez baram” şiirlerinden beslenmesi, bu söylediklerimize delil teşkil eder. Bu etkilenme Kazak edebiyatında sanki bir kural hâline gelmiş gibidir. Çünkü Mağjan’ın kendi döneminde dile getirdiği bu fikirler yani Alaş fikri, milletin bilincinden hiçbir zaman silinmiş değildir. Bu fikirler yok olmamış, sadece tekrar ortaya çıkmak için uygun zamanı beklemiştir.
Şairin “Kazakistan” şiirinin ilk iki dörtlüğü M. Jumabayev’in “Men jastarğa senemin/ Ben Gençlere Güveniyorum” şiirine kelimesi kelimesine benzer. Fakat burada “benimki” şeklinde ifade edilen mülkiyet, yani “sahip olma” anlamı daha hâkim bir ifade taşır. Kazakistan’a “benim” diyerek sahip olmayı dile getiren söyleyiş, şairin iç dünyasında “vatan” kavramına yön verdiğini, vatan için beslenen duygulara samimi bir gönülle dikkat çektiğini gösterir. Şair, vatanını korur, üzerine titrer.
Arıstanday aybattım,Jolbarıstay qayrattım,Aspandağan bayraqtım,Qanşa juldız jaynattıñ,Qanşa bulbul sayrattıñ,Qazaqstan, ardaqtım!Tulparıñnıñ şabısın,Dombırañnıñ qağısın,Küñirentken tav işin,Dariyanıñ ağısın“Süyem!” desem – bäri şın,Qazaqstan – namısım!Ärbir tası- kiyelim,Är uvığı – jüyelim,Är kernegen jüregin,Küy kernegen tiyegin,Sarı altınnan süyegiñQazaqstan – jır elim!Şañırağıñ – şırağım,Topırağıñ – tumarım,Ğalamda joq sıñarıñ,Ğajayıbım, jumağım,Bası taza bulağım,Basılmaytın qumarım,Qazaqstan – qıranım!Ayıñ tuvsın oñıñnan,Küniñ tuvsın solıñnan,Juldız jansın jolıñnan,Basıña baq ornasın,Qıdır bolsın joldasıñ,Quday seni qoldasın,Qazaqstan – köz jasım!…Arslan gibi heybetlim,Parslar gibi gayretlim,Göklere çıkan bayraklım,Ne kadar yıldız parlattın,Ne kadar bülbül şakıttın,Kazakistan, kıymetlim!Hızlı atının koşuşunu,Dombıranın çalınışını,Feryat eden dağ içini,Deryanın akışını,“Aşkım!” desem, hepsi gerçek,Kazakistan, namusum!Her bir taşı, kutsalım,Her otağı, sistemlim,Her gerilen yüreğin,Nağme çalan sazların,Sarı altından kemiğin,Kazakistan, destan ilim!Ocağım, nur kandilim,Toprağın, nazarlığım,Alemde yok bir eşin,Harikam, cennetim,Yeni taze bulağım,Hiç dinmeyen hevesim,Kazakistan, kartalım!Ayın doğsun, sağından,Güneşin doğsun, solundan,Yıldız yansın yolundan,Başına baht yerleşsin,Hızır olsun yoldaşın,Hüda seni kollasın,Kazakistan, göz yaşım!…Şair Mağjan, gençlere yönelik şiirler söylerken Ulıkbek Esdevletov Kazakistan’a adanan şiirler söyler. Amaç aynıdır; ülkenin yarınları, ona olan inanç, dilek ve dua…
Temirhan Medetbek’in “Abılay Han”, “O, Mahambet, pirim-ay!/O, Muhammet, pirim hey!”, “Mağjan – jır/Mağjan, destan” şiirleri de altı Alaş kahramanının sembolü olarak kabul edilir.
Temirhan, edebiyattaki mübalağa sanatını şiirinde bir yöntem olarak kullansa da, “Şayqalıp tur ğoy, şayqalıp qazaqtıñ qalıñ ordası/Çalkalanıyor ya, sallanıp Kazak’ın kalabalık sarayı” diyerek bir anda hüzünlenir, mısralarında umutsuzluğu da yansıtır. Demek ki, mahzunlaşınca gamsız olamayacağını düşünüp ruhların “pir”ini çağırır. Mahambet, Mağjanların romantik geleneğindeki cesur, güçlü, ateşli şiirin ruhuna doğru yol alır.
Kendi şiirini “Mağjan jır” diye adlandıran Temirhan Medetbek, bilge millî şairlerden bir diğeridir. O, 20’li yıllarda tek taraflı siyasî darbeleri hedefleyen Mağjan Jumabayev’in şiirini “’dünyadan ümidini kesmek, tabut ile mezardan başka şey görmemek, sadece ölüm nağmesi işitmek’ tekdüzeliğinde yazılmış şiirlerdir” diye eleştirir.
Mağjan’ın “Korkıt” poemasında Korkut, bu yalan dünyadan kopuzu gibi inleyerek, feryat ederek göçüp gider. Bu yüzden bugün, Temirhan Medetbek “Mağjan – jırım muñaytadı qudaydı/Mağjan, şiirim bunaltır Tanrıyı” der. Fakat bu, Mağjan şiirinin Hak Teâla’yı bunaltan sadece bir yönüdür. Şair, bu söyleyişleri derinlemesine düşünür. Şair T. Medetbek, Mağjan’ın şiirinde karşıtlıkları içeren tekdüzeliğin sadece bir kanalda çarpıştığını şiirle şöyle ifade eder:
Qorqadı onıñ qayğısınıñ qası da!Ärbir sözi aynaldı köz jasıma.Alasurıp şarq urıp jür Mağjan – jırMañğıstavdıñ jay tüsirip tasına,Kökşetavdıñ bult üyirip basına.Korkar onun kaygısının düşmanı da!Her bir sözü dönüştü gözyaşıma.Derinlerden çırpınıyor Mağjan’ın şiiri.Manğıstav’ın yıldırım düşürüp taşına,Kökşetav’ın bulut toplayıp başına,Şiirdeki şair imajının millî görünümü yüksektir. Şair Mağjan’ı “Men kelemin, men kelemin, men kelem, Künnen tuvğan, Günnen tuvğan payğambar/ Ben gelirim, ben gelirim, ben gelirim, Güneşten doğan, günden doğan Peygamber” diye peygamber ilan eden duygu, Kazak halkının kahramanlık tarihine dair övgülerden güç alır.
Bağımsızlık şiirinin konu ve temalarının diğer bir özelliği de ülke tarihinin tekrar yazılmasında görev almasıdır. Elbette bu durum tasvirler vasıtasıyla gerçekleşir.
Jaraskan Abdiraş’ın “Qulpıtas/Musalla Taşı” adlı eserinde, Bökeyhanov, Şäkerim Kudayberdiulı, Mağjan Jumabayev, Ahmet Baytursınov, Mirjakıp Duvlatov, Jüsipbek Aymavıtov, Mustafa Şokayulı gibi Alaş hareketi savunucularının her birine uzun şiirler ithaf edilir. Bunlara tür özellikleri açısından ‘felsefî şiir’ demek mümkündür. Çünkü Alaş, asil oğullarını birer karakter olarak tanıtma açısından ele alındığında edebiyat bilimiyle uyumlu bir çizgidedir. Kahramanların kaderi ve yaratıcılık samimiyeti şiir türüyle dile getirilir. Şair Mağjan hakkındaki kıtadan bir örnek:
Kevdeli küreskerdiñ tili ötpegenBir päle tavıp aldın jürek degen,Bedeldi Bednıymen sırlaspadıñ,Sırlastıñ janı küygen Blokpenen.Güçlü savaşçının dili söylemez,Bir bela bulup aldın yürek denen,Ünlü Bednıy ile sır paylaşmadın,Sır paylaştın kederlenen Blok ile.Bu tek kıtadan hareketle ilmî bir makale yazmak mümkündür. “Bir bela buldun yürek denen” mısrası, Mağjan’ın “Jan Sözi” şiirini okumayan insanların anlayabileceği bir ifade değildir. Son iki mısra sosyalist realizm ile sembolizmden haberdar insanlar için bir şeyler ifade eder.
Bağımsızlığa kavuşulan ilk dönemlerde müjde istenmesi ve şiirlere atıfta bulunulması edebî kurallar içinde yer almıştır. Marfuğa Aythoca’nın “Añsav/Özlemek” adlı eseri:
Mümkün be Ata-tekti jasıruvım,Kümistey tögil sen deAşıl ünim!Öz erki,Öz tağdırıÖz qolında,Men Tävelsiz Qazaqtıñ –Aqınımın!-Mümkün mü soyumu saklamam,Gümüş gibi dökül sen deAçıl ünüm!Kendi erki,Kendi takdiriKendi elinde,Ben bağımsız Kazakların,Şairiyim!şiiriyle başlar.
Bağımsızlık Devri Şiirinin Ana Teması: Millî Tarihten Medet
Bağımsızlığın ilk dönemlerinde Sovyet toplumunda dünyaya gelip okumuş, bilim erbabı birer ülke vatandaşı olarak tanınan orta yaştaki edipler, şiirlerinde bağımsızlığa sevinip bu heyecanı yüksek tutarak genç nesildeki şairlere yol açtılar. Yukarıda adı geçen ve bazı şiirleri incelenen şairlerimizin bugün de Kazak şiirinde kendine ait bir yer edindiğini söyleyebiliriz.
Bugün, orta ve daha genç kuşaktan kabul edilen şairlerin eserleri hakkında sık sık olumlu görüşler dile getirilmektedir. Bağımsızlık, millî ruh, millî bilinç sonraki neslin şiirinin de çekirdeği hâline gelir. Meşhur şair Erlan Jünis’in “Meniñ atım Tävelsizdik/Benim Adım Bağımsızlık” adlı şiirinde cesurluk anlatılır. Gerçekten bağımsız bir nesil… Geçip gidenden pişmanlık duymuyoruz, yerinde sayan ve düşenin hâli ise donmuş bir manzara görüntüsü gibi önümüzde duruyor.
…Alıp qorğannıñ qulağanın kördim,Конец ознакомительного фрагмента.
Текст предоставлен ООО «Литрес».
Прочитайте эту книгу целиком, купив полную легальную версию на Литрес.
Безопасно оплатить книгу можно банковской картой Visa, MasterCard, Maestro, со счета мобильного телефона, с платежного терминала, в салоне МТС или Связной, через PayPal, WebMoney, Яндекс.Деньги, QIWI Кошелек, бонусными картами или другим удобным Вам способом.
1
(Kastamonu Üniversitesi, Fen Edebiyat Fakültesi, Çağdaş Türk Lehçeleri ve Edebiyatları Bölümü)
2
Milliyetçilik teorileri ve Benedict Anderson’un “hayali cemaatler” kavramı ile ilgili ayrıntılı bilgi için bkz. Benedict Anderson. Hayali Cemaatler –Milliyetçiliğin Kökenleri ve Yayılması-, Metis Yayıncılık, İstanbul 2015; Umut Özkırımlı. Milliyetçilik Kuramları –Eleştirel Bir Bakış-, Sarmal Yayınevi, İstanbul 1999.
3
“Yeni Nesir” ya da “1960 Nesri” olarak adlandırılan bu dönemle ilgili ayrıntılı bilgi için bkz. Sedat Adıgüzel, Azerbaycan Edebiyatında 1960 Nesri (Hikâye ve Roman), Fenomen Yayıncılık, Erzurum 2006.
4
Prof. Dr. (Azerbaycan Millî Bilimler Akademisi birinci Başkan Yardımcısı) Aktaran: Mehdi Genceli (Dr. Öğretim Üyesi. Marmara Üniversitesi, Türkiyat Araştırmaları Enstitüsü)
5
“Azerbaycan” qəzeti, 11 noyabr, 2015-ci il.
6
İ. Həbibbəyli. Heydər Əliyevin dövlətçilik təlimi və müasir dövr. Naxçivan, “Əcəmi”, 2013, s. 24.
7
Azərbaycan Respublikasının Prezidenti Heydər Əliyevin Azərbaycan yazıçılarının X qurultayında nitqi. Bax: Azərbaycan Yazıçılar Birliyi-75. Bakı, 2009, s. 107.
8
Azərbaycan Respublikasının Prezidenti Heydər Əliyevin Azərbaycan yazıçılarının X qurultayında nitqi. Bax: Azərbaycan Yazıçılar Birliyi-75. Bakı, 2009, s. 108.
9
Anar, Unudulmaz görüşlər, Bakı, “Təhsil”, 2011, s. 48-49.
10
Heydər Əliyevin Xalq şairi Məmməd Arazın yaradıcılıq gecəsindən sonra ziyalılarla görüşdə 16 aprel 1995-ci il tarixli çıxışından // Heydər Əliyev, Müstəqilliyimiz əbədidir. Üçüncü kitab. Bakı, Azərnəşr, 1997, s. 363.
11
Heydər Əliyev. Ədəbiyyatın böyük borcu və amalı. (tərtib edəni və ön sözün müəllifi V.Quliyev), Bakı, “Ozan”, 1999, s. 186-191.
12
Heydər Əliyev. Ədəbiyyatın böyük borcu və amalı. (tertib edeni və ön sözün müəllifi V.Quliyev), Bakı, “Ozan”, 1999, s. 186-191.
13
AMEA-nın 70 illik yubiley materialları. “Azərbaycan” qəzeti, 11 noyabr 2015-ci il.
14
Bax: Azərbaycan Yazıçılar Birliyi-75, Bakı, 2009, s. 100.
15
C.Məmmədquluzadə. Əsərləri. 4 cilddə, IV c. (tərtib edəni İ.Həbibbəyli) Bakı, Öndər, 2004, s.191-193.
16
Heydər Əliyev. Ədəbiyyatın yüksək borcu və amalı. – Bakı, Ozan, 1999, s.246.
17
M.Araz. Seçilmiş əsərləri. 2 cilddə, II c. – Bakı, Lider nəşriyyat, 2004, s.132.
18
Azərbaycan Respublikasının Prezidenti İlham Əliyevin Milli Elmlər Akademiyasının 70 illik yubileyindəki nitqi. “Azərbaycan” qəzeti, 11 noyabr 2015-ci il.
19
Bax: Azərbaycan Yazıçılar Birliyi – 75, Bakı, 2009, s. 101.
20
T. Əlişanoğlu. Müstəqillik illəri Azərbaycan ədəbiyyatı. – Bakı, Qanun, 2013, s.195.
21
История русской литературы. ХХ – начала ХХI века. Часть I. – Москва, ВЛАДОС, 2014, с.5.
22
V.Səmədoğlu. Mən burdayam, ilahi. – Bakı, Gənclik, 2005, s.375.
23
“Azərbaycan” qəzeti, 11 noyabr 2015-ci il.
24
Prof. Dr. (Manaş Kozıbayev adındaki Kuzey Kazakistan Devlet Üniversitesi Ruhani Cangıruv Birimi Başkanı ve Filoloji Fakültesi Öğretim Üyesi)
25
Prof. (Şokan Valihanov adındaki Kökşetav Devlet Üniversitesi Kazak Filolojisi Bölümü Öğretim Üyesi.) Aktaran: Prof. Dr. Nergis Biray (Pamukkale Üniversitesi, Fen Edebiyat Fakültesi, Çağdaş Türk Lehçeleri ve Edebiyatları Bölüm Başkanı)