
Полная версия
Ondan Bundan
9
Fatih Kerimî, Andan Bundan, Biblioteka Tatarskogo Nauçno…İnstituta Yazıka i Literaturı, Orenburg: Kerimof ve Şirekâsı Matbaası, 1907.
10
Özellikle 1990’lı yıllardan sonra SSCB’nin de dağılmasıyla birlikte başlayan bağımsızlık hareketleriyle millî ve dinî hareketler Tatar toplumu arasında yayılmaya başlamıştır. Bu dönemde Tatar kültürünü yeniden canlandırmak ve geliştirmek için çalışmalar yapılmaya başlamıştır. Bu müspet gelişmeler dile ve alfabeye de yansımış, Tatar Türkçesini, Kiril alfabesinden sonra yeniden konuşma ve yazı dili haline getirme çalışmaları baş göstermiştir. 1 Eylül 1992 tarihinde de Tataristan Cumhuriyeti Meclisi kararıyla Tatar Türkçesine resmî dil statüsü verilmiştir. Bugün Tataristan’da resmî dil Rusça ve Tatar Türkçesi olup bu iki dil eşit statüdedir. Bütün okullarda okutulmak üzere Tatar Türkçesi dersi konmuştur. Bunun yanı sıra Tatar Türkçesiyle kitap, dergi, gazete çıkartılması ve devlet dairelerinde resmî işlerin Tatar Türkçesiyle yürütülmesi gibi adımlar da atılmıştır. Tüm bu adımlara rağmen Tataristan’da, Tatar Türkçesinin aksine Rusça ağırlığını ve hâkim dil pozisyonunu korumaktadır. Tataristan’da, Tatarca ikinci dil konumundadır. Tatar Türkçesinin Tatarlar tarafından çok iyi bilinmemesinin, Rusçanın uzun süre resmî dil olması, Tatar Türkçesinin uzun yıllar yasaklanması, Tatarlar ile diğer toplumlar arasında yapılan evlilikler gibi pek çok neden sayılabilir (Alkaya, 1998). Daha geniş bilgi için bkz. Ercan ALKAYA (1998). Tataristan’da Dil ve Alfabe Meselesi Üzerine, Türk Dili (562), s. 263-299.
11
“Zakir işan babamıza mektup gönderdi: ‘Oğlun Fatih bozuldu, yoldan çıktı. Eğer gelip oğlunu almazsan, medresemden kovup atacağım.’” (Şeref, 2000: 76-77).
12
Fatih Kerimî’nin babası Gılman Kerimî’nin hayatını anlatan Merhum Gılman Ahund başlıklı hal tercümesi (1904) tarafımızca hazırlanmakta ve ayrı bir kitap olarak yayımlanması planlanmaktadır.
13
“Yazılarında, Türklerin bir taraftan modern eğitim usullerini benimserken, diğer taraftan da medreselerin eski usul tedrisatında ıslahat yapmak mecburiyetinde olduğunu anlatan Gaspıralı İsmail Bey, kurtuluşun ancak böyle mümkün olabileceğini söylüyordu. Bu ise, mutaassıp çevrelerin büyük tepkisine sebep oluyordu. Nitekim, bu mutaassıp insanlardan birkaç tanesi kendisini öldürmeye dahi teşebbüs etmişlerdi. Bunlardan biri de Kazan ulemasından Gilman Kerim Bey (İlman Kerimî) idi. Gilman Bey’in oğlu Fatih Kerimî, Orenburg’ta çıkan ‘Vakit’ gazetesi başmuharriri ve aynı zamanda İsmail Bey’in hayranlarından bir münevver idi. Bir gün elinde ‘Tercüman’ gazetesini okurken, babası, bu gazete vasıtasıyla ‘Gaspıralı yeni fikirlerini yayıyor ve benim oğlum da onun peşinden gidiyor’ diye oğlunu öldürmeye karar vermiştir. Fakat, asıl kabahatlinin oğlu değil, Gaspıralı olduğuna hükmederek, onun ‘katlini vacip’ telakki etmiş ve bu maksatla Bahçesaray’a kadar gitmiştir. Taassubuna rağmen akıllı bir zat olan Gilman Kerim, İsmail Bey’le çok heyecanlı ve şiddetli münakaşalarda bulunmuştur. Fakat Gaspıralı İsmail Bey’in ihtiyatlı ve akıllı sözleriyle ikna olan Gilman Bey, tamamıyla Gaspıralı taraftarı olarak memleketine dönmüş ve hatta oğlu Fatih Bey’i tahsilini tamamlaması ve Türklüğe hizmet etmesi için İstanbul’a göndermeye karar vermiştir.” (Saray, 2008: 29, 30’dan naklen: Kırımer, 1934: 47).
14
İlerici fikirli bir yayın organı olan Vakit Gazetesi sadece Tatarlar arasında ilgi görmemiş; Özbek, Başkurt, Kazak Türkleri arasında da yoğun bir şekilde okunmuştur (Sabitov 2000: 194).
15
Ölmez mi açık olan milletin gözü?Tâ haşre kadar mı sürmeli bu sıklet?Hep cehalet karanlığıdır ki illetDaim kalıyor bu gaflet uykusuAbdülhak Hamid16
tenge (teŋke): yassı, yuvarlak altın veya gümüş akçe, para (TTAS III: 239).
17
istincâ: necâsetten, pislikten temizlenme (Devellioğlu 2003: 461).
18
istibrâ: 1. Küçük abdestten sonra akıntıyı tam arıtma. 2. Nikahla alınan bir dulun gebe olmadığına kanaat getirmek için bir hayz görünceye kadar ona yaklaşmaktan çekinme (Devellioğlu 2003: 454).
19
terakkiyat-ı fikriyye: fikri ilerleme.
20
işan: etrafında müritleri bulunan ve onlara ruhani liderlik yapan din adamı, kutsal kabul edilen kişi. 2.Dünya işleriyle ilgilenmeyen, takva sahibi kişi (TTAS I: 438).
21
“Alimlerin kalemlerinin mürekkepleri şehitlerin kanı ağırlığındadır.”
22
“Kimin ayakları ilim talep etme konusunda tozlanırsa Allah onun cesedine cehennemi haram kılar.”
23
sayısızca
24
tergib: arzu ettirme, istek verme, isteklendirme (Devellioğlu 2003: 1085).
25
bedel: başkasının adına ve masrafıyla hacca giden (Devellioğlu 2003: 76).
26
gimnaziya: lise, kolej (RTS 1996: 145).
27
Bu kelime ile kastedilen hot dog(?) olmalıdır.