bannerbanner
Sağlam Çocuklar Yetiştirmek
Sağlam Çocuklar Yetiştirmek

Полная версия

Sağlam Çocuklar Yetiştirmek

Язык: tr
Год издания: 2023
Добавлена:
Настройки чтения
Размер шрифта
Высота строк
Поля
На страницу:
4 из 5

Bugünkü ebeveynlerin işine yarayacak bir yapı iskelesi inşa edebilmek için modası geçmiş eski planın üstünü çizmeli, o kadar klostrofobik olmayan, eklemeler için bol bol yer bırakılmış modern ve serbest bir yeni plan çizmeliyiz.

Claire “kasırga”dan farksız olan oğlu Daniel ile zor zamanlar yaşıyordu. Yedi yaşındaki bu çocuk bir odaya girmesini izleyen beş dakika içinde ya bir şeyi kırıyor ya da döküyordu. Claire onun peşinde dolaşmayı alışkanlık haline getirmişti, ona sürekli yavaşlaması ve dikkatli olması uyarısında bulunuyordu. Felaket baş gösterdiğinde ona bağırıyor, sonra ortamdan uzaklaşmasını, başka bir odaya gidip oturmasını istiyordu, Daniel kimi zaman buna uyuyordu. Claire, “Sanki sırf beni delirtmek için bir şeyleri kırıp azgın azgın koşturuyor,” diyordu. Sadece gerçekleşen fiziksel hasarı görüyor, itaatsizliğin farkına varıyordu. “Oğlum beni zora düşürmekten zevk alıyor, çaresizlik içindeyim. Onun kötü davranışlarından ötürü insanlardan özür dilemekten yoruldum. En büyük korkum da hep böyle biri olarak kalması.”

Claire ebeveynlik tarzının, donanımındaki iki içgüdüden kaynaklandığını (henüz) anlamamıştı. Bu içgüdülerin ikisi de insan beyinlerimize önceden yerleştirilmiştir ve bir zamanlar türümüzün devamı için gerekli olan içgüdülerdir ama bugün yaşadığımız dünyada bağımsız, özgüvenli çocuklar yetiştirmeye uygun değillerdir. Ebeveynler bu antik içgüdülere uyarak aslında çocuklarında kaygıya neden olur.

Büyük bir güncellemeyi gerektiren bu iki içgüdü olumsuz izleme ve doğrulama yanlılığıdır.

Olumsuz izleme, yani sadece “yanlış” olan şeylerin fark edilmesi. Ortaya çıkabilecek herhangi bir tehlikeye karşı her an tetikte olup ufku gözlemek türümüzü hayatta tutmuştur ve toplumu bir arada tutan bağ olmuştur. Maalesef olumsuz şeylere odaklanmak olumlu insan davranışları şekillendirmekte ve yakın bağlar kurmakta etkisiz bir yoldur. Sadece kötü olanın görülmesi iyi davranışların geliştirilmesini desteklemez. Eğer çocuklarınıza durmadan ne yapmamaları gerektiğini söylüyorsanız onlara ne yapmaları gerektiğini öğretmiyorsunuzdur. Tipik bir örnek: Claire’in Daniel’ın bütün sorunlu davranışlarına lazer keskinliğiyle odaklanması ve oğlunda iyi şeyler görmeyi başaramaması.

Doğrulama yanlılığı, yani her zaman “haklı” olduğunuza inanmak. Ebeveynin bilgiyi eğip bükerek görüşlerini doğrulama, kendisini haklı çıkarma eğilimi, “kötü” çocuklar söz konusu olduğunda korkulan şeyin başa gelmesine neden olur. Bu eğilim ebeveynlerin yüksek beklentisine karşılık vermeye çalışan “iyi” çocukları da kaygıya sürükler. Doğrulama yanlılığına kapılan ebeveynler çocuklarını tiplere ayırır: “uslu” ve “baş belası” gibi örneğin, sonra da çelişkili kanıtlar bulunmasına rağmen bu tiplemelere bağlı kalırlar. Daniel daha sadece yedi yaşındaydı ve Claire ömrünün geri kalanında Daniel’ın kendisini üzeceğine çoktan karar vermişti.

Çocuğunuzun özgüvenini artıran ve aranızdaki bağı güçlendiren kuvvetli bir yapı iskelesi inşa etmek için kusurlu planı çöpe atın ve büyümeye izin veren, kaygıyı önleyen yeni bir plan çizin.

SADECE YANLIŞ OLAN ŞEYLERI FARK ETMEK

Olumsuz izleme, ebeveynlerde herhangi bir davranış çalışmasına başlamadan önce tanıttığımız ana kavramlardan biridir. İnsanlığın erken bir evresinde, her gün yiyeceğin nereden bulunacağının bilinmediği gündelik geçim kültüründe ebeveynler, çocuklarına sadece, kendilerini veya başkalarını tehlikeye attıklarında dikkat edecek zihinsel yetiye sahipti. Ama bu programlama modern ilişkilerin kurulması açısından işe yaramıyor.

Bu konu hakkında konferans verirken ebeveynlere bir parkta oynayan yirmi çocuğun bulunduğu bir fotoğraf gösteriyorum ve ilk dikkatlerini çeken şeyi göstermelerini istiyorum. Hiç şaşmaz, ebeveynler burnunu karıştıran çocuğu, ağlayanı, bir başka çocuğa yumruk atmaya hazırlananı görür. Tatlı tatlı paylaşan çocukları, kendi başına sessiz sakin oynayanı ya da başka bir çocuğu oyuna davet edeni görmezler.

Dolayısıyla ebeveynler sadece olumlu davranışı görüp olumsuz davranışlar yaşanmıyormuş gibi yapmaları gerekip geremediğini sık sık sorarlar. Hayır. Kuvvetli bir yapı iskelesi, pamuk helva ve hayaller üstüne kurulmaz. Yeni plan, sadece olumsuz davranışlar yerine olumlu ve olumsuz bütün davranışların farkına varmaktır. Child Mind Institute’taki klinik psikolog David Anderson, “Literatür, çocuğunuzun olumlu davranışlarına –hiç gözünüzden kaçmayan olumsuz davranışların karşıtı olanlara– daha yüksek oranda dikkat etmeyi başarırsanız istediğiniz şeyi daha fazla göreceğinizi gösteriyor,” diyor ve anlatmaya devam ediyor: “Örneğin kısa süre önce bir anne gelip, ‘Kızım hep eliyle yemek yiyor,’ dedi. Bütün özenli ebeveynler gibi o da kızına böyle yapmamasını söylemişti. Ona önce olumsuz davranışın tersinin ne olduğunu düşünerek, ki çatal bıçakla doğru düzgün yemektir, sonra da kızının bunu ne kadar sık yaptığını izleyerek yaklaşımını değiştirmesini önerdim.”

Claire’in örneğinde, Daniel’ın bir şeyleri dökmesinin tersi olduğunu düşündüğü davranış, çocuğun bir bardak meyve suyunu bir damla bile dökmeksizin içmesiydi. Zihninizde bu karşıt davranışları düşündüğünüzde bunları fark etmeye odaklanın ve çocuğunuz bu davranışları gösterdiğinde onu takdir edin. Çocuğunuz gece bin kez yatağından kalktığında sinir olma düzeyinizi düşürün ve onun yerine yatağından kalkmadığında onu takdir etme düzeyinizi yükseltin.

Bir kılavuz çizgisi olarak, takdire karşı eleştiri oranını kabaca 3’e 1 düzeyine çekin. Sadece olumsuzu fark etmeye alışmışken bunu yapmak zordur ama uzun vadede getirdiği ödül dilinizi ısırmanın acısına değer. Dr. Anderson, “Ebeveyn çocuk ilişkisi temeldir, davranış yönetimi bunun üstüne inşa edilir. Başarılı olduğunda çocuğunuzu takdir edin, bağırmayı ve olumsuz davranışlara dikkat etmeyi azaltın, böylece ilişkiniz daha güçlü ve daha sıcak olur, zaman içinde gerçek bir davranış değişikliği görürsünüz,” diyor.

TEKRARLAYARAK ÖĞRENMEK İÇIN ASLA FAZLA YAŞLI DEĞILSINIZ

Eski alışkanlıklarınız ve içgüdüleriniz bu kadar içinize işlemişken nasıl yeni bir plan çizebilir ve 3 takdire 1 eleştiri oranını tutturabilirsiniz?

Bunu yaparken yaslanacağınız yönteme pekiştirerek öğrenme deniyor. Bir basketbol oyuncusunun üç puanlık atışı tekrar tekrar binlerce kez çalışmasına benziyor. Aynı oyuncu maçta bir savunma oyuncusuyla mücadele ediyorken, becerileri baskı altındayken tökezleyebilir ama aşırı pratik yaptığı için basketi atma ihtimali yine de daha fazladır.

Dolayısıyla yeni planı çalıştığınız ilk iki üç ay içinde olumlu davranışı takdir etmeyi artırıp olumsuz eleştiriyi azaltma pratiğinde 3’e 1’den çok daha yüksek bir oranı hedefleyin. Bu zihinsel bir disiplin gerektirir; yoğun, zorlu hayatları olan ebeveynlerden çok şey ister. Ama bunu bir süreliğine yapabilirseniz çocuğunuzun davranışında bir değişiklik fark edeceksiniz. Bu değişikliği birkaç ay boyunca sürdürebilirseniz on ikiden vurmuş olursunuz. Yeni beceriniz zaman içinde silinmeye yüz tutsa bile –muhtemelen de öyle olacaktır– yine de bu stratejiyi önceki sürece göre daha sık kullanıyor olacaksınız.

Pekiştirerek öğrenmenin güzelliği de siz yeni becerilerinizi uygularken (onun davranışlarına dikkat eder, iyi davranışlarını takdir etmeyi artırırken) çocuğunuzun da davranışlarını iyileştirmesinde yatıyor. İkiniz de ilişkiniz ve birbirinizi anlama biçiminiz için yeni bir plan çizersiniz. “Ebeveynlere göre tekrarlayarak öğrenmek becerileri koruyor. Bazıları kafalarının içinde benim, ‘Bunun tersi olan olumlu davranış nedir?’ ve ‘Çabayı takdir edin!’ dediğimi gerçekten duyduklarını söylüyor,” diyor Dr. Anderson.

Kulağınıza ne kadar gayrisamimi gelirse gelsin takdiri gerçekten de bol bol dağıtın. Çocuğunuz elleriyle yemeyi bırakmışsa onu takdir ederken biraz tuhaf hissetmişsiniz, çok mu? Bir anne takdir ederken hissettiği utanma duygusunu, cümlelerinin başına “ahbap” sözcüğünü getirerek aştığını söylemişti bana: “Bu ifade, bir şekilde beni rahatlattı. ‘Ahbap, cipsleri kâsede tuttuğun için teşekkürler. Kız kardeşine nazik davrandığın için teşekkürler ahbap,’ diyorum mesela. Başka yerde olsa ‘ahbap’ desem utanırdım. Ama burada benim takdir duygumu ifade etmeme yardımcı oluyor.”

Size hangisi uyarsa ahbap.

HER ŞEYI İZLEYIN

İki hafta boyunca çocuklarınız birer denekmiş, siz de laboratuvar önlüğünü giyip dosyasını eline almış bir biliminsanıymışsınız gibi davranın. İncelemek istediğiniz sorunlu davranışı seçin ve veri toplamaya başlayın. Yatma zamanı çok sık rastlanan bir şikâyet olduğundan onu örnek alalım. Her gece çocuğunuzun kaç kere ve hangi gerekçeyle yatağından kalktığını sayın. Nasıl tepki verdiğinizi kaydedin. Yataktan kalkmadığı zamanları da not alın.

Ebeveynler çocuğun haftada iki gece yatma kuralını bozmasına takar, o iki geceye odaklanmaya meyleder, özellikle de bu durum bir saat boyunca kimin patron olduğu konusunda bir bağırış çığırışa neden oluyorsa. Çocuğun üç gece doğruca yatağa gittiğini ya da diğer iki gecede azıcık şikâyet ettiğini ama sonra çabucak yattığını unuturlar.

Veriler çocuğunuzun davranışlarının çoğu zaman iyi olduğunu gösteriyorsa bu durumda yatma vakti geldiğinde her zaman olduğu gibi üçüncü seviyede savunma hazırlık durumuna (DEFCON 3) geçip herkesi germek yerine rahat davranmayı öğrenmenizin vakti gelmiştir. Veriler elinizde olduğunda tabletinize ya da dosyanıza bakıp çocuğunuzun iki gece sizi zorladığını, bir kere bağırdığınızı, bir kere duygularınızı kontrol ettiğinizi görebilirsiniz. Ertesi hafta “kayıp” sayınızı daha aşağı çekmeye çalışabilirsiniz. Çocuğunuz çabucak uyuduğu iki gece boyunca ilk kez yatağında kitap okumuştu. Ertesi hafta çocuğunuzun bir kitabın kapağını açmasına ne kadar bayıldığınızı söyleyip durmanız gerekir.

Kendinizi ve çocuğunuzu izler, verileri neyin işe yaradığını neyin yaramadığını öğrenmek için kullanırsanız kötü gecelerin sayısı azalır, araları açılır ve süreleri kısalır. Sağlam kanıtlarla belgelenmiş, kötü geçmiş bir tek gece çocuğunuzun kayıp bir vaka olduğu anlamına gelmez, uyum sağlamaya yönelik düşünceleriniz iyileşmeye başlar. Verilerin toplanması ister yatma vakti, ister oyun vakti ya da ev ödevleriyle ilgili olsun, sizin ve çocuğunuzun neyin yolunda neyin yanlış gittiğine dikkat etmenizi, bu bilgiyi herkesin yararına nasıl kullanacağınıza özen göstermenizi sağlar.

ÇOCUKLAR DA OLUMSUZLUĞA MEYILLIDIR

Bir odada bulunan yirmi yetişkinin fotoğrafını bir grup ergene gösterseniz ve onlardan dikkatlerini çeken şeyleri göstermelerini isteseniz bu gençler de şaşmaz bir tutumla çocuğuna bağıran bir babayı ya da hayal kırıklığı içinde ellerini havaya kaldırmış bir anneyi gösterirlerdi. Oğlunun ev ödevine sabırla yardım eden anneyi ya da kızının sorunlarını saygıyla dinleyen babayı fark etmezlerdi. Herkes beyninde saldırgan ve incitici davranışı taramaya yönelik bir donanımla doğar. Ama siz hep olumsuz davranışlara tepki verirseniz çocukların olumsuzluk eğilimi de sizinle etkileşimi nedeniyle güçlenir. Çocuğunuz fark edilmek istiyorsa size gözünüzden asla kaçmayacağını bildiği şeyi, yani kötü davranışı gösterecektir. Bamtelinize basan bir ergen dikkatinizi çekeceğine güveniyordur. Buradan büyük bir kavga çıkarsa ev ödevinden kaçacağı bir bahane yaratmıştır.

BUNU EVDE DENEMEYİNÇocuğunuzu Küçük Düşürmek

Olumsuzluk eğiliminin yan ürünlerinden biri de çocuğunuzu utandırmanın, küçük düşürmenin ya da onunla alay etmenin, dalga geçmenin nasıl davranacağını öğretmekte etkili bir örnek olduğu inancıdır. Kesinlikle yanlış bir inançtır. Kanada’da kısa süre önce yapılmış, on üç ile on beş yaş arası 1400 çocuğun katıldığı bir araştırmada evde alaycı ebeveynlerin zorbalık ettiği çocukların okulda akran zorbalığına uğraması ihtimalinin daha yüksek olduğu ortaya çıkmış. Ebeveynler çocuklarıyla alay ederek onların öfkeye uygun tepki verme becerilerini her iki yönde de sakatlamışlar. Öfkeye ve düşmanlığa kapılmak arkadaş kazanmayı sağlayacak müthiş bir yol değildir. Ebeveynleri onları böyle işlediği için akranların alayları karşısında fazla hoşgörülü olmak da iyi değildir.

Oğullarım küçükken onlarla bir beyzbol maçına gitmiştim, kenarda duran bir babanın oğluna atletik becerileri konusunda bağıra çağıra hakaret ettiğini dinleyerek geçmişti bütün maç. Çocuk ilk posta doğru koşarken babası, “Bu mu senin hızın? Kaldır kıçını!” diye bağırıyordu. Çocuk oyundan çıkarıldığından babası durmadan onunla alay etti. Alayları bütün oyun boyunca sürdü, izlemesi ıstırap vericiydi. Baba belki de oğlunu daha çok çabalamaya teşvik ettiğine yürekten inanıyordu. Ama araştırmalar alaycı ebeveynlerin çocuğun benlik algısına hasar verdiğini gösteriyor. Benlik duygusunun çarpılmış olması da kalıcı depresyon ve kaygıya yol açıyor. Ergenlerde kaygıyı ve depresyonu önlemenin en kolay yolu, evde onlara işkence ETMEMEKTİR.

Utandırmaya başvurmak olumsuz davranışı güçlendirir, gerçi görünüşe bakılırsa bazı ebeveynler bunun tam tersinin doğru olduğunu düşünür. Bir babanın, oğlunu otobüste bazı çocuklara kötü davranırken yakaladığını, sonra da ona okula bir hafta koşarak gitme cezası verdiğini duyurduğu bir video paylaştığını görünce başımı iki yana sallamaktan başka bir şey gelmedi elimden. Baba, akranlarını utandırdığı, onlara zorbalık ettiği için oğlunu utandırıyor, ona zorbalık ediyor, böylece cehennem misali bir olumsuzluk döngüsü yaratıyordu.

Nick Lowe kusura bakmasın ama iyi olmak için asla zalim olmamalısınız.

Bilakis iyi olmak için iyi olun. Bir çocuğun özgüvenini sıcaklıkla perçinleyin.

Terapide ve konferanslarda bu dinamiği ebeveynlere işaret ettiğimizde odayı büyük bir sessizlik kaplardı.

Stephen diye anacağım on üç yaşında bir çocuk ev ödevi yapmaktan nefret ediyordu. Babası Michael oğlunun terapistlerine, her gece bu konuda hararetli bir tartışma yaşadıklarını anlatmıştı. Michael akşam yemeğinden sonra Stephen’a oturmasını, kitaplarını açıp ödevlerine başlamasını söylüyordu. Stephen ise atıştıracak bir şeyler alıyor, sonra banyoya gidiyor, arkasından internette “bir şeye bakıyor”du; babasının tepesi yavaş yavaş atıyordu. Michael oğlunu kaçınılmaz olarak ödevini geciktirmekle suçluyordu. Stephen ona dikkatini dağıttığını, kötü bir baba olduğunu, kendisini sabote ettiğini söyleyerek karşılık veriyordu. Ardından tartışma alevleniyordu.

Baba oğul ikisi de olumsuz planı kullandıkları için bu kalıba kilitleniyorlardı. Bu arada fazla ev ödevi de yapılmıyordu.

Bir ergenin dikkat çekmek için bamtelinize basmasını ona istediği ilgiyi göstererek ödüllendiremezsiniz. Ona ev ödevinden kaçma fırsatı tanımayın, özellikle de çoğu zaman ödevlerini yapıyorsa. Dolayısıyla bir ergen tam da ödevini yapması gerektiği sırada size saldırganca bir şeyler söylüyorsa bu yemi yutmayın. Bunun yerine ona, “Benimle böyle konuşman yakışık almıyor ama ödevlerinin yarısını bitirmiş olman hoşuma gitti,” deyin.

Kışkırtıcı yorumları ve kötü davranışları görmezden gelmenizi, o sırada ortada pek kanıt görünmese de olumlu yöndeki karşıt davranışlara odaklanmanızı istemem epey büyük bir istek, biliyorum. Ergen çocuğunuz bağırmanızı beklerken sizin, “Söylediklerini beğenmedim ama kendini bu kadar iyi ifade etmene bayılıyorum,” demeniz ona da epey tuhaf gelecektir.

Ergen çocuğunuz, onun üstünde bir ebeveynlik stratejisini denediğinizi fark edecek kadar uyanık olsa da bamteline basmayı görmezden gelmeniz yine de işe yarar. Ebeveynlerin bu yolu tutmasına birkaç kez kılavuzluk ettik. Birkaç hafta sonra çocuğa sorduk: “Annenle babanın daha önce seninle konuşma tarzını beğeniyor muydun yoksa son birkaç haftadır denedikleri şeyi mi tercih edersin?” “Eskiye dönmelerini, daha önce yaptıkları gibi davranmalarını istiyorum,” diyen bir çocuk henüz çıkmadı. Çocuklar kavga etmektense ne kadar tuhaf gelirse gelsin takdiri kabul etmeyi tercih ederler.

YENI PLANIN MÜREKKEBI NE KADAR HIZLI KURUR?

S: Eski planı bugün bıraksanız çocuğunuzun davranışı ne zaman değişir?

C: Üç aya.


Daha çabuk olmasını dilerdim ama yeni davranışın yerleşik ve normal davranış halini alması biraz zaman ister. Yine de yol boyunca bazı cesaretlendirici işaretler görürsünüz:

• İkinci haftada olumsuz eğilimi değiştirmeye olan direncinizi kırmaya başlarsınız.

• Dördüncü haftada pekiştirerek öğrenme sayesinde takdir-düzeltme oranınızı çocuğunuzun davranışında bazı değişiklikler görecek kadar yükseltmiş olursunuz.

• Altıncı haftada çocuğunuz hedeflenen davranışta tutarlı bir iyileşme göstermeye başlar.

• Sekizinci haftada çocuğunuzun sık sık olumlu davranış sergilemesine alışırsınız. (Bu noktada ebeveynlerimiz terapistlere, “Bana başka ne önerebilirsiniz?” diye sormaya başlar.)

• On ikinci haftada yeni davranış –sizin ve çocuğunuzun yeni davranışı– yerleşmiş ve sağlamlaşmış olur.

Klinik olarak ağır zorluklarla karşı karşıya olan çocukların kötü alışkanlıkları kırması dört beş ayı bulabilir. Tipik çocuklarda sekiz hafta kadar kısa sürebilir. Ama değişiklikleri görecek kadar uzun bir süre boyunca bu stratejiye sadık kalırsanız değişiklik muhtemelen kalıcı olacaktır. Araştırmalara ve şahsi deneyimime göre bu müdahalelerin süresi kararlılık gösterir. Olumlu güçlendirmeyi üç ay boyunca sürdürün, çocuğunuzun iyi davranışını altı ay, bir yıl, üç yıl sonra hâlâ görürsünüz. Üç ay doldurulması uzun bir süreymiş gibi görünebilir. Ama değişikliği yerleşik kıldığınızda, tarafsız izleme ve iyi davranış yeni normal haline gelir.

ÇOCUKLARINIZIN AKSI DAVRANIŞLARI İÇIN YAPI İSKELESI

Yapı. Düşüncelerinizi çocuğunuzda sadece olumsuz olanı değil her şeyi fark etmeye yöneltin. Onun davranışını bütünlüğü içinde görebilirseniz neyin değişmesi gerektiğini de daha iyi anlayabilirsiniz.

Destek. Çocuğunuza olumlu bir değişiklik yapabilmesi için ihtiyaç duyduğu bütün bilgileri, görmeyi sevdiğiniz davranışı nedeniyle onu takdir etmek ile sevmediğiniz davranışı nedeniyle ona bağırmak arasında 3’e 1 oranını kurarak verin.

Teşvik. Çocuğunuz için olduğu kadar kendiniz için de sevinin. İçgüdüsel davranışı kökünden kazımak çok fazla zihinsel disiplin gerektirir, gösterdiğiniz çabadan ötürü kendinize ekstra puan verin.

ÇOCUĞUNUZ HAKKINDA HEP HAKLI ÇIKMAK

Karım Linda ile benim üç oğlumuz var, her birinin arasında iki buçuk yaş bulunuyor, üçü de biraz birbirine benziyor; aynı evde büyüdüler, aynı okullara gittiler. Ama mizaçları, kusurları ve sahip olduklarıyla birbirlerinden tümüyle farklı insanlar.

En büyük çocuğum Joshua yedi yaşından beri kendisini çok iyi ifade eden bir entelektüel. İkinci sınıftayken bir hafta sonu arabayla bir yerlere giderken ulusal radyo kanalında toplumsal kaygı hakkında bir program dinliyorduk. Eve geldiğimizde, “Arabayı kapama. Programın sonunu dinlemek istiyorum,” demişti.

Biz de program bitinceye kadar arabada oturmuştuk. Sonra Joshua bana dönüp, “Baba sen aslında neden bahsettiklerini anlamıyorsun. Sen ve Adam (ortanca oğlum) insanlarla hiç düşünmeden konuşabiliyorsunuz. Annem ve benim önce ne söyleyeceğimizi düşünmemiz gerekiyor,” dedi.

Onun bu kadar genç yaşta kendisinin bilincinde olması beni gururlandırmıştı. Kesinlikle de haklıydı. Joshua ile annesi bir salona girince, “Benimle kim konuşacak?” diye düşünürler. Adam ve ben ise bir salona girdiğimizde kalabalığa şöyle bir bakarız, “Kiminle konuşacağım?” diye düşünürüz.

Joshua o gün kim olduğunu söyleyerek benim için bir şey yaptı. Ben de onu dinleyerek, ona inanarak onun için bir yapı iskelesi kurdum. Çocuğu kaygısından bahsettiğinde birçok ebeveynin yaptığı gibi, “Rahatla ve kendin ol. Her şey iyi olacak,” demedim. Çocuğa gerçekten de “kendisi olma” özgürlüğü verilirse ebeveynleri onun kaygısını görmezden gelmez. Ebeveynin kurduğu yapı iskelesi, çocuk kim olduğunu düşünürken, onun kurduğu yapının çevresinde şekil alır. Çocuğun kim olduğu konusunda ebeveynlerin düşüncesine dayanarak onu sınırlamaz ya da bastırmaz.

Doğrulama yanlılığından söz edilirken, sıklıkla siyasi bir bağlama atfen, ideolojik yankı odalarında ya da “fanus” içinde yaşayan insanlarla ilişkili olduğu düşünülüyor. İnandığınız ne varsa Facebook akışınızdaki beş yüz kişi, hayatınıza aldığınız haber kanalları, yaşadığınız eyalet, bölge, şehir tarafından onaylanır. Ama çocuklarınızla ilgili olarak da aynı “balon” düşüncesini uyguluyor olabilirsiniz. Bilinçaltınızda, birkaç etkene, örneğin çocuğunuzun iki yaşındaki kişiliğine, sizin kişiliğinize ya da çocuğunuzun nasıl biri olmasını istediğinize dayanarak onun için bir plan çizmiş olabilirsiniz. Fantezi planın mürekkebi kuruduğunda onu değiştirmek ya da yeniden çizmek çok zordur. Claire gibi bir annenin, “Daniel tam bir baş belası” dediğini işitsem zihnimde bir kırmızı bayrak sallanmaya başlar. Claire oğluna ilişkin değerlendirmelerinde yüzde yüz haklı olduğuna inanıyordu, hiçbir şey onun “haklı” olduğu duygusunu sarsamıyordu. Daniel nasıl davranırsa davransın, Claire gördüklerini, yerleşik düşüncesini doğrulayacak şekilde “evirip çeviriyordu”.

Ebeveynlerin çocuklarını değerlendirmeye getirip, “Ne oluyor bilmiyorum. Lily hep mutlu bir çocuktu,” demesiyle sayamayacağım kadar çok karşılaştım. Lily’nin asla mutlu olmadığını söylemek istemiyorum. Küçük bir çocukken belki öyleydi. Ama olgunlaşırken beyni değişti. Hormonları harekete geçti. Hayat oldu. Çocuğun kaygısı ya da depresyonu onu bana getirecek kadar ağırsa hep mutlu olmadığı açıktır. Ama yine de ebeveynler kendi fantezilerinde kurduklarına karşılık çocuklarının gerçekte kim olduğunu görmekte zorluk çekerler.

Doğrulama yanlılığı ebeveynlerin tehlikeli kör noktalarından biridir. Çocuğunuz hakkında “haklı” olduğunuzu düşünmeniz sizi, yapı iskelesi kurularak çözülmesi gereken sorunları yanlış biçimde ele almaya yöneltebilir. Çocuğun, kendisinin söylediği kişi olmadığında ısrar etmek –“Rahatla, her şey iyi olacak,” demek– ebeveyn çocuk ilişkisine de zarar verir. Dinlemeyerek, içinde bulunduğunuz balonu bozmayı reddederek çocuğunuza sizin desteğinize güvenmemeyi öğretirsiniz.

ANDA KALIN

Diyelim ki çocuğunuz üst üste iki matematik sınavında başarısız oldu. Sonraki iki matematik sınavında en yüksek notu alması, çocuğunuzun matematikte zorlandığı yönündeki görüşünüzü değiştirmeye yeter miydi?

Muhtemelen yetmezdi ama yetmesi gerekir. Birincisi beyniniz sizi sorun çıkmasını beklemeye ve sorun aramaya yöneltti (olumsuzluk eğilimi), sonra da bu olumsuz izlenimi doğrulamaya çalıştınız. Görüşler oluştuktan sonra onları değiştirmek için çok büyük miktarda aksi yönde kanıt gerekir. İnsanlar farklı bir şey yapmaya ya da olmaya çalışan biriyle ilgili yorumlarını yeniden formüle etmekte çok zorlanır.

Başka bir deyişle, “Çocuğumun matematiği iyi değil,” diye düşünüyorsanız bu konu sizi kaygılandırabilir ve beklentiye sokabilir. Çocuğunuz başarılı bile olsa bu konudaki kaygılarınızı bir kenara bırakamayabilirsiniz. Matematiği iyi olan bir çocuk için, bir sınavda başarısız oldu diye pahalı bir öğretmen tutmak, yapı iskelesi kurmakta aşırıya kaçmanın ya da hiçbir şey yapmamak onun güçlenmesini sağlayacakken çok fazla şey yapmanın bir örneğidir.

Burada Viktor diye anacağım bir çocuk ortaokuldayken derslerine özen göstermiyordu, okulu ve öğretmenlerini küçümsediğini de açıkça dile getiriyordu. Ebeveynleri sabahları onu kapıdan çıkarmakta feci zorlanıyor, sürekli kasten kaçırdığı okul servisine kelimenin tam anlamıyla sürükleye sürükleye götürüyordu. Ailesi Viktor okula zamanında yetişsin diye Uber’a bir servet harcadı.

Viktor bir şekilde ortaokulu bitirdi. Sonra lisede bir şey oldu, her şey yerli yerine oturdu. Yeni öğretmenleri ona şevk vermişti, Viktor derslerini önemsiyor, okula zamanında gitmek istiyordu. Katılım göstermeye başlayınca arkadaşları da oldu ve –olumlu anlamda– akran baskısını hissederek derslere özen gösterdi ve bazı kulüplere katıldı. Dahası, başarılı olmak için kendi üzerinde de baskı kurdu.

Ebeveynlerinin Viktor’un değiştiğine inanması epey zaman aldı. Lise birinci sınıf boyunca her sabah geç kalmaması için ona bağırmaya devam ettiler. Otobüsü bir kez bile kaçırmadığını fark etmemiş gibi görünüyorlardı. Geceleri ödevini yap dırdırı devam etti, oysa Viktor kendiliğinden ödevlerini yapmaya koyulan bir çocuk olmuştu. İkinci yılına geldiğinde, ebeveynleri onun iyi gittiğini kabul ediyor ama bu başarılı “balayı dönemi” son bulduğunda eski haline geri döneceğinden sürekli korkuyorlardı. Viktor’un annesi onlardan “bir şey koparmak” için iki yıldır derslerine özen gösteriyormuş gibi yaptığını ileri sürüyordu. Annesiyle babası Viktor’un gerçekten de yeni bir sayfaya geçtiğini göremiyorlardı. Onun yeniden, “tanıdıkları” Viktor olacağı beklentisi içinde yaşıyorlardı.

Bu çocuk ailesinin meylettiği o öznel yargıyı, onun dalgacının biri olup çıkacağı beklentisini aştı ve sınıf birincisi olarak mezun oldu, saygın bir üniversiteye girdi, iyi bir iş buldu ve bağımsız bir yetişkin oldu. Maalesef on yıl sonra bugün bile annesi ile babası, Viktor’un eski haline dönmesinden ve her şeyin feci şekilde son bulmasından kaygı duyuyor.

На страницу:
4 из 5