
Полная версия
RAUF VE 2125’LILER KULÜBÜ – GEÇMISTEN GELEN SÖVALYE
Jak, boyaları yer yer dökülse de, hâlâ oldukça iyi durumdaki teneke treni eline almış, hayranlıkla bakıyordu. “Bu modelini görmemiştim.” diye mırıldandı.
Rauf, “Senin trenlerle oynama yaşın geçmedi mi?” diye sordu.
Jak, Rauf’u duymuyordu. Treni evirip çevirmekle meşguldu. Sonra aradığını bulmuş gibi, “Tabii ki görmem mümkün değil.” diye mırıldandı. “Bu model benim yaşadığım zamanda henüz üretilmemişti.”
Rauf çocuğun yeniden kutuya el attığını görünce sabırsızlıkla söylendi. “Jak, gitmeliyiz. Tren sende kalabilir.”
Jak kulaklarına inanamıyormuş gibi Rauf’a baktı. Sanki kararını değiştirmesinden korkarmış gibi treni kucakladı ve, “Öyleyse gidelim.” dedi.
Rauf, sırt çantasına gerekli olacağını düşündüğü birkaç eşya sıkıştırdı. Ardından mutfağa girdi. Jak da peşindeydi. Kalan keki de alıp çıktılar.
Kayla eve girer girmez ilk iş olarak Bayan Saçak’ı aradı. Kadının, Kayla’nın odasında beliren üç boyutlu görüntüsü darmadağındı. Üzerinde bol ve upuzun el örgüsü bir sabahlık vardı ve uyku sersemiydi.
Kayla özür dilercesine, “Sizi uyandırdım, ama gerçekten acil bir durum var.” dedi.
Bayan Saçak, kızın sözleri üzerine ayılmış gibiydi. Alnına düşen saçlarını geriye itti ve üstü battaniyeyle örtülmüş koltuğun ucuna ilişti. Bu saatte onu yatağından zıplatan şu acil durumun ne olduğunu duymaya hazırdı.
İrene eve sessizce girmeye çalıştıysa da bunu pek becerdiği söylenemezdi. Korku, sevinç, heyecan… Bütün duyguları bir arada hissediyordu. İlk iş olarak mutfağa daldı. Öyle nezakete ve görgü kurallarına önem veren biri değildi. Ama bunca zaman sonra Hurdacı’nın yanına eli boş gitmek istemiyordu. Bir torba dolusu elmalı ve tarçınlı kurabiyeyi çantasına yerleştirdi. Hurdacı’nın bu kurabiyeleri seveceğine emindi. Ardından iki parça eşyasını çantasına koydu.
Hurdacı’nın, evine dönmeden önce çocuklara emanet ettiği Cesur, İrenelerin bahçesinde yaşıyordu. İrene gitmeden önce köpeğe sarıldı. Kulağına, yakında Hurdacı’yı göreceğini fısıldadı. Hurdacı’nın adını duyan simsiyah uzun tüylü köpek sevinçle kuyruğunu sallayıp havladı. İrene susmasını söyleyerek köpeği azarladı, ama bir yandan da gülümsüyordu. “Ben yokken annemi çıldırtmaya kalkma sakın, uslu dur! Tamam mı?” dedi. Çantasındaki kurabiyelerden birini köpeğe uzatıp başını sevgiyle okşadı. Tıka basa dolu kurabiye torbası Cesur’un gözünden kaçmamıştı. Eğlenceli bir oyunun kendisini beklediğine emindi.
Конец ознакомительного фрагмента.
Текст предоставлен ООО «Литрес».
Прочитайте эту книгу целиком, купив полную легальную версию на Литрес.
Безопасно оплатить книгу можно банковской картой Visa, MasterCard, Maestro, со счета мобильного телефона, с платежного терминала, в салоне МТС или Связной, через PayPal, WebMoney, Яндекс.Деньги, QIWI Кошелек, бонусными картами или другим удобным Вам способом.