bannerbanner
Süyinbay Aronulı
Süyinbay Aronulı

Полная версия

Süyinbay Aronulı

Язык: tr
Год издания: 2023
Добавлена:
Настройки чтения
Размер шрифта
Высота строк
Поля
На страницу:
2 из 2

ADALET

Düşman saldırır halkına,Han adaleti sağlamazsa.Mallar gibi kovar adamı,Uygunsuz yere zorlarsa.Ağa düşen balık gibi,Çırpınarak çıkamazsın,Koruyucunuz olmazsa.Güneşi de hep gizler,Göğü bulut kaplasa.Halka rızıklar yağar,Adalete dayansa.Uçacak gibi olur atlar,Ayağına kimse vurmazsa.Düşman diyen yiğitler saf durur,Sonuna kadar varmazsa.Elin devleti olur mu,Birlikte düşmana karşı çıkmazsa.Elçiliği bozulmaz,Toprağını düşmanından korusa.Ağaç ta kurur,Yaprak ile kökünde olsa.Deniz de kuraklık yaşar,Dökülen nehir olmazsa.Irmak da coşarak akar,Pınarla bulak kaynatsa.Süyinbay da gider ansızın,Halkım bana duacı olmazsa.

ZÜMRÜT DAĞIN TEPESİ

Zümrüt dağın tepesinde,Ak sungur kuşlar öterler.Onu aşağıda duyanlar:Karga ile kuzgunlarHiç durmadan gürlerler.Tacir olan insanlar,Şehirden şehre geçerler.Ahmak olanların belirtisi,Az şeye kanaat etmezler.Soylu doğan ırkların,Örnek olacak gelenekleri var.İyi ile kötününHududunu iyi bilesinYer ile gök arası farkı var.İyi adamlar, dikkatle dinleyin,Sohbetimizin devamı var.Dünya, eski bir saray,Yolcu olan insanlar,Güzelliğine onun bakarlar.Yine dünyanın eski tarihi:Göçerek giden kervanlar,Nice kervanı uğurladılar.Hayatının yıldızı parlar,Sevinme, görüp de yeni ayı.Kötü adamların belirtisi,Alıp veriştirdikleriniDışarıda bulunarak sayarlar.İyi ise arkadaşların,Yüzüne bakarlar.Dünyayı karıştırıp bitirdiysen de,Kötü sözü olmaz.Kötü arkadaşların belirtisi,Gri balıkçıl gibi boynu uzatarak,Burunları büyütürler.Kötüler ise sözden anlamazlar.Konuya vakıf olanlar,Üretici iş yaparlar.Eğitimli olanlar öğretseler,Cahillerin kalpleri dolar.Tembel at adım atmazsa,Yorulmaz mı yerinde tepinerek.Yarışa hazır olan atın,Ağzında köpürür dökülerek.

HÜRRİYET KUŞU

Eskimiş olan kasabam,Eskitti hayat serüvenini,Kaldırın hiç bıkmadan,Elemlerin nicelerini!Hürriyet kuşu yakalatmadıArkasını okşatmadan.Günü ise gün değil,Sözü ise söz değil,Fakir ile fukaranın!Zenginler aheste yürürler,Gamın yerler karnının,Kokan’a elini sattılar,Bi’lerse, elden attılar.Starşın, pisar, auılnay,Rüşvet denizine daldılar.Ödemezlerse vergiyi,Kemiğini kırdılar.Kiyıkbay denen auılnay,Kokan’la herşey çaldılar.Kokan’ın bir cansız aleti gibi,Eli kendilerinden soğuttular,Elini satan vefasızDolan mesane gibi.Kalmaz böyleler cezasız,Saldıran divane gibi.

Aladağların Akdoğanı

Prof.Dr. Darhan KIDIRALİ

Uluslararası Türk Akademisi Başkanı


Bu sene kuruluşunun 550. Yıldönümünü kutladığımız Kazak Hanlığının en belirgin anları hakkında söz edildiğinde tarihin beyaz sayfalarından da bahsetmek gerekir. Bu açıdan tarih boyunca nice zorlukları, kanlı anları yaşayan Kazak halkının maruz kaldığı en şiddetli zaman 19. yüzyıldan itibaren başladığı malumdur. Orta cüzden Veli Han 1819 yılında vefat ettikten sonra Rus Çarı 1.Aleksandr’ın fermanıyla 1822 yılında onaylanan “Sibirya Kırgızları (Kazakları) Hakkında Yasa” yürürlüğe girerek hanlık hükümetini resmiyette yok etmiştir. Böylece at üzerinde hayat geçiren, atların gidebildiği topraklara sahip çıkan bahadır dedelerimiz devletten ayrılarak sömürgeciliğin pençesine düşmüşlerdir. Küçük cüzden İsatay ayaklanıp Mahambet destek vererek milleti yeniden ayağa kaldırmış olsalar da, 1838 yılında yine nice eziyetlere maruz kaldı. Yedisu topraklarında çadırını kurarak milleti yeniden birleştirmeyi amaçlayan Kenesarı Han 1847 yılında şehit düştükten sonra binlerce yıl durmadan devam edegelen devletçilik geleneği kesildi, halk tarihinde daha önce yaşanmamış korkunç kabuslar yaşanmaya başladı.

Toplumsal sistemlerin yer yer değişime uğrayarak nice tartışmalarıyla kavgalara sebebiyet verdiği çok zor bir dönemde yaşayan mümtaz şahsiyetler, karmakarışık devirlerin omuzlarına yüklediği o ağır yükü büyük bir sorumlulukla taşıdılar.

Zamanı aşan ve zamanla eskimeyen büyük zatlar olduğu malum. Kaymaoluşum değişiklikler sürecinde milli ruh ve iradeyi muhafaza ederek hakikatin tercümanı olan bu şahsiyetler kesilen ümitleri yeniden ihya ederek sönen ocakları yeniden yakma niteliğine sahiptirler. Bu açıdan söz sanatıyla ilgilenen serdarlar, yüce kudretin özel donanımlı olgusu ve göstergesi hükmündedirler. İşte yazımıza konu teşkil olan Süyinbay Aronulı’yı milletin sesi ve soluğu olarak görmekteyiz.

Bir taraftan Alaş Elini zulmüyle sarıp sarmalayan Çarlık sistemi, bu sistemin gelişmesine katkıda bulunan makamsevdalı valiler ile bolıslar, töreler ile muhtarlar ve diğer taraftan milleti sıkıştıran Kokan Hanlığının datka ve temsilcilerinin zulüm ile adaletsizliği ozanın şiirlerinde yer aldı ve eleştirildi. Bununla birlikte o, milleti sarsan her türlü saldırılara karşı mücadele vermeye davet ederek adeta davul gibi uyaran ses oldu, özellikle, Suranşı ile Saurık bahadırlarla birlikte at üzerinde mücadelesini veren bir ozan idi.

Ondan dolayıdır ki, o:

“Ey, Suranşı, Saurık,Kokan’ın cenahı çoktu,Yedisu’da yerleşen.Güzelliği tarumar edip,Namusuna el uzattı!”

diye uranını, ilanını haykırarak askerlere Karasay Batır’ı örnek olarak gösterdi:

“İşte o Karasay dedemiz ki,Meşeden mızrak elde ederdi.Kırk bin düşman hücum etse de,Cesurca mücadele verirdi!”

Süyinbay Aronulı’nın bu enfes sözleri ile coşkulu nakaratı aynı dönemde yaşayan Mahambet, Şerniyaz gibi şairlerle aynı ses ve soluğa sahip olduğundan dolayı, onların şiirlerinde işledikleri cesaret ruhuyla aynı çizgide zikrettiğini görmek mümkündür.

“Han değilsin, çöplüksün,Milletin malını yiyerek,Elbisene zar zor sığmışsın…Yoktur kıymetin halk önünde,Akan su gibi sığ kalmışsın!”

Süyinbay’ın Tezek Töre’ye, Mahambet’in Jangir Han’a, Şerniyaz’ın Baymağambet Sultan’a karşı söyledikleri şiirsel uyarı sözleri birbirinden pek farklı değillerdi; ki, bu, sıkıntılı dönemin ayan beyan göstergesiydi. Söz konusu olan üç şair, yıkılan Kazak devletinin yerine Ruslara tabi olan maşa hanların, çaresiz idarecilerin, satılan sultanların yer almalarına hem kaygılı hem de karşıydılar. Bundan dolayı şairlerin ateşli şiirlerini değerlendirirken, sadece yerel idare ve hanlara karşı olan başkaldırma değil, milletini düşünen ve daha önce güzel hizmetleriyle yad edilen hanları özleme duygusu mahfuz olduğunu görmekteyiz.

Süyinbay, toplumsal meselelerle ilgilenen bir ozandı. Onun “Karga’yla atışmasında” sömürgecilerin oluşturdukları halkı boy ve soylara parçalayarak “böl ve yönet” sistemini hicivle eleştirir:

“Bizim de içimizden gür çıktı,Bölünen boy başı bigane çıktı.Küçük karga, karakarga, kuzgun karga,Diye damga vurdu yavuz Duan.Kan döküldü, üçü de savaş açınca,Ay ile Gün asumandan kaçınca.Barış ile birlik bizden gitti,Üç kardeş birbirine düşünce.”

Süyinbay Aronulı’nın elden giden Kazak Hanlığı’na hasret duyarak eski ozanların izlerini takip etmeksizin, eşsiz sanatsal çığır açtığı bir gerçektir. Bir atışma sırasında şöyle cevap verir:

“Nafaka bulmak kolay değil bu günde,Eşitlik mi, bu fakir için olmuş hayal.Kazanın, nerde olursan ol, dört sapı var,Buğday ek, birliği ikame et diye tavsiye ederim.Kardeşim, bundan başka çaren yok,Hiç olmazsa karnın olur tok.Hayaliyle yaşayan Asankaygı’ya,Vurulmuş derler bir ecel ok…Kargacan, sözün şartını söylerim ben,Türkü söyler, küy dinler halkım benim.Başı kesmek varsa dahi, dili kesmek yok,Gerçeği söyle ölsen dahi, utanmaman için.”

Böylece meşhur ozan, sanat dünyasındaki yerini izhar ederek milletini yeni döneme göre adapte olup ziraatla uğraşmaya, birlik ve beraberlik ruhunu ikame etmeye davet etmiş. Söz sanatını herşeyden önemli olduğunu idrak eden ferasetli ozan, hanlık hükümeti kurulduktan sonra ilçesinde bi (kadı) olarak seçildi, yirmi üç sene adilane halkına hizmet ederek adaletsizliğin önünü kesti. Burada mütefekkir Abay’ın da bi olduğunu hatırdan çıkartmamak gerekir. Toplumdaki önderlik hasletinden kaynaklanmalı ki, Süyinbay, eski kadı ile hakimler gibi güçlü hitabete sahipti. Toplumun ihtiyacını seslendirecek kadar da hakikatin tercümanıydı. Ateşli Süyinbay, Kokan Hanlığının direnen ‘datka’ ile, Kırgızların kibirlenen ‘manabı’ ile, Kazakların temerrüt eden ‘töre’ ile atışarak ürküten, kendisi ifade ettiği gibi, nice “delikanlıları diliyle yaralayan” ve halkını beyan gücüyle koruyan ozandı. Mesela, şu dörtlükte hırsız Kasım’a nasıl hüküm verdiği açık beyan edilmektedir:

“Geceni katarak atları çaldın,Arakçıların en alasısın…Yedi tay içinden yele ile kuyruk kalsa dahi,Bir dokuzla önüme getir bakalım!”

Ozan Süyinbay’ın şiirlerinden o dönemde yaşayan halkın canlı tarihini de görmek mümkündür. O, Jabay, Karasay, Suranşı, Saurık, Kazıbek, Kastek gibi Kazak batır ile bahadırları, birçok komşu ülkelerdeki şahsiyetleri, aynı dönemi paylaşanları, hayatın içinde belirgin bir şekilde yaşayanları şiirlerinde işleyerek karakterlerini ustaca resmeder. Hangi konuya parmak bastıysa, kaynaklarıyla aktarır ve herbir olaya şahit olarak yaklaşır. Bundan dolayı Süyinbay’ın şiirlerinde dile getirilen kahramanların tarihteki yerini analiz etmenin ve tarihsel bilgi olarak faydalanmanın ana tarihimize olan bakış açısını ve ufkunu daha da genişleteceği muhakkak. Sadece Süyinbay değil, genel manada Kazak folkloru, halk ozanlarının engin mirası tarihi incelemelerin vizyonunu genişletecek potansiyele, bilgi ve kaynağa sahip olduğundan ve zengin olduğundan dolayı, tarihçiler tarafından verimli bir şekilde faydalanırsa, birçok gerçekleri elde etmek mümkün.

Süyinbay Aronulı hakkında konuşurken atışma sanatıyla ilgili söz etmemek mümkün değildir. Her ne kadar bugün atışma sanatı Kazak kültüründe önemli yere sahip olsa da, Türk halklarının bir çoğunda atışma sanatı mevcuttur. Atışmanın Kırgızcası “aytış”, Azerbaycanca “deyişme veya meyhana”, Kazakçası “aytıs”, ki hepsi ozan ve aşıkların atışmasından ibarettir. Fakat Türk halkları arasında Süyinbay ile Katağan Atışması gibi popüler bir tarihi atışmanın yaşandığı malum değildir. Dolayısıyla “Kazak ozanı Süyinbay ile Kırgız ozanı Katağan atışması”, Türk halklarında eski zamanın uluslararası atışması olarak kağıda dökülerek belge şeklinde bugüne kadar muhafaza edilen tek tarihi olaydır. Herbir ozanın dilleri kılıç gibi keskin, düşünce dünyaları derin, zafere olan aşk u iştiyakları zirvede, atışmadaki kullanılan dil ile beyan, söz ile ahenk güçlü ve şiddetli, net ve belirgin, adeta ırmaklar gibi coşkulu. Fakat bu atışmada Katağan sözün başıyla sonuna kadar mantığını koruyamadığından dolayı nerede durması gerektiğini bilmiş, yenilgiye uğradığını anlamıştır.

Конец ознакомительного фрагмента.

Текст предоставлен ООО «Литрес».

Прочитайте эту книгу целиком, купив полную легальную версию на Литрес.

Безопасно оплатить книгу можно банковской картой Visa, MasterCard, Maestro, со счета мобильного телефона, с платежного терминала, в салоне МТС или Связной, через PayPal, WebMoney, Яндекс.Деньги, QIWI Кошелек, бонусными картами или другим удобным Вам способом.

Конец ознакомительного фрагмента
Купить и скачать всю книгу
На страницу:
2 из 2