
Полная версия
Tuzaktaki Özgürlük

Remis Aymet
Tuzaktaki Özgürlük
UÇSUZ BUCAKSIZ
UzanıyorumKurtar diyen yanınaHadi diyorumZamanıdır, dön artık kıyılarıma.Ortasında kıvrılıyor apak gerçeklerUçurumun siyahına boyanır– ken-–Zaman uçsuzToplayıp çiçeklerdenSon olan nefesleriKurtul tuzağın dişlerindenZamanıdır, dön artık kıyılarıma.Dalga sarıyor sarı kumlarımıGece siyah siyah mehtaplanır-ken-–Zaman bucaksız.Dön artık.Henüz ben genç-ken.ÇİNGENEM-I-
Geçmekte çingene arabalarıTanın sırları süzülürkenTekerler döndürerek düşünceleriBen de dönüyorum kendimeGeçip gidiyor çingene arabaları,Allı ballı özgürlük sarılmışken hindibayaÜflüyor rüzgârı denizin dalgalarıFısıldıyor yüreğime bir martıBen özgürlük…Uzaktaki ufukUfuktaki martıMartıdaki kanat gibiGeçerken çingene arabalarıÇaındıl tanın sırlarıSöylemeyin hindibayaDarılırım sonraFısıldıyor yüreğime rüzgârBen özgürlük…Ey özgürlükGel yanı başımaNe renksin göremedim?Şehri Kazanımda gürler misin işitemedim?Atalarımın kanının renginde misin bilemedim?Ey özgürlükTatlı bir sözsken dilimdeSallan dur yüreğimdeGitme bir yere.ÇİNGENEM-II-
Bir türkü yaktın çingene kızıVe….Sessiz kaldı acıyan gerçeğimÜrktü rüyamÜrktü bulutun mavisiKimsenin dokunamadığı sessizliğimBir türküsün çingenemSen bende.Uyandı halsiz ellerimUyandı ufuk sesineUzandı yollar o yereDoldu tan suları sarkan kirpiklerineBir bakışsın çingenemSen bende.Fırtına gülüyorGönlüme ördüğüm ırmağaGözüme sürmelediğim toprağaGül vazgeçiyor dikenindenBir bülbülsün çingenemSen bende.Sakın susma söyleAğlama gül deSensin sazımdaki tel deDilimdeki türkü deÇiçekteki renk deKal gitme çingenemSen bende.KADERimiz
Bir gecedeBir karanlık içindeBir karayılan tıslıyorBu kader!Bizim kaderimiz.Bir ormandaBir ağaç gövdesindeBir Şüreli’nin parmakları kanıyorBu kader!Bizim kaderimiz.Bir denizdeBir dalganın köpüğündeBir martı çırpınıyorBu kader!Bizim kaderimiz.Bizim kaderimiz Huda’nın elinde.Örülmüş karışıp bin kör düğüme.KUŞ MU?
Ben mi?Ben mi?Yarin yanağındaki ben mi?Uzanıyor gönül gönüleSöyleyin tutmasınlar beni.Siz mi?Siz mi?Enginleri enlerde uçan siz mi?Dönüyor başınız yükseklerdeSöyleyiniz tutsunlar elimi.O mu?O mu?O kafesteki bir kuş mu?Kırılıyor teller ellerdeSöyleyin tutunsun gönlüme.Ben hep aynı yerde…YOLDA
Cihan hareketsizHer şey nedir bekler,Unutarak dünyanın ahu zarını.Durmuş gidemiyorHuzuru kaçan gönül durağımdanKederlerim beklerYarı yolda kesilmiş sözlerKuğular da uçup gitmişDönmüyor geriYolunu kaybetmiş yıllarım gibiSolmuş mu bakışlar ne?Gözler hem tanıdık hem yabancı.Durmuş da mucizeyi beklerAyın geceyi beklediği gibiBekliyorum ümidiYarı yoldaYol yarıdaSINIRLAR
ÖnündeÖzgürlüğü olmayanlarSallanıpSerap olanEriyipKayıp olanlarGidipGeri dönmeyenKirlenipArınamayanlarŞu gürültülü dünyadaVaktin sınırındaGeç sınırları,Geç sen,Geç geri adım atma!Göğün yüzüne bakanlarEl avuç açanlarMerhamet isteyenlerKilitli göğün kapısındanÇırpınıpDövünenlerAh edip üşüyenlerÇıplak ayaklaKanlı ufka yürüyenlerGeç sınırları,Geç sen,Geç geri adım atma!KALBİM
Göğsümden çıkarcasınaVuruyorsun kalbim.Yürüyorum uzatıp ellerimiSevdaya doğruOf çekerekKapısını kapatıyor ufukBakıyorum göğün yüzüneMerhamet dilenerekUzaklaşıyor ufukBu sevda bir tuzakÇevirmiş etrafımıGönüllüyüm tutsaklığaGöğsümden çıkarcasınaVuruyorsun kalbim.Yürüyorum uzatıp ellerimiSevdaya doğruKalbimi sıkıştıran kadim gerçekYürüyorum sevdaya doğru.OCAK
İki bin birinci yıl.Ocak ayı.Gerçek mi bu yoksa rüya mı?Hayat adlı kutsal savaştaÇırpınan son günüm mü?Unutulan yere yağmur yağar,Son kez ağlıyor mu gök?Zaman dağları aşar daO vakit gelir mi?Kış mı bahar mı dünyada?İki bin bir mi?Aylardan ocak mı?Her şey geldi geçiyor daBen duruyorum halâKaderlerin yokuş kıyısında.Duruyorum.Saçlarımı yıkıyor yağmurBaharların ülkesindeYalnız turna sesi mi?Tepelerin gölgesi mi?Bu yüzüme vuranSayıklıyor muyum?BilmiyorumAsrın başı mı?Asrın ahiri mi?Bu insanların anlatacağıBenim öyküm mü?İki bin birin ocak ayı çırpınıyor bende,Ateş ileBen bağlıyorum şiir sözü ile.İnat ileRİTM
Ah ritm,Ah kafiyeDur.Sabret.Fikir sürmem kısa.Ben şiir değilim.Yine deRitim! Ritim! YüreğimBugün ufuklar günlenmişYürekler birbirine düğümlenmişEzilmiş büzülmüş ayrılıkBen şair değilim.Yine deRitim! Ritim! YüreğimUYANIŞ
Şehir uyuyor.Gecenin karasını örtüp omzuna.Bu kış günündeYasin okuyup eren cana,Dünyayı gece bekliyorAy şahit sevgiliEttiğim yeminlereÖldüm de dirildimEndişeli yüreğimleKarabasanlar uyandırdıİçi sarı dolu odalardaVe deGecenin bir yarısındaAyrılık kim bilir hangi sevgilideŞehir uyandı şafaklaKucak dolusu papatyaUlaştı mı sanaYapraklarından yol yaptımSeviyor sevmiyor diyeGün şahit sevgiliSeni sevdiğimeSen de sevdin mi beni?Yalandan da olsaSevdim de.PENCERE
“Açın pencereleri,Pencereniz varsa!..M. Aglam”Pencereler varAçılmıyorlar;Kafesli pencereler.Paslı tellere çivilenmişAçılmayacaklarYanıldı işte tüm falcılarGeçti artık candanGönlümün ateşineEklenmekte alev alevSolgun zamanlardanUzaklara bak halkımGürleyen uzun gecelerYüreğimde kaç ateş yakıyor?Kafesli pencerelerde yansıyanlarBakıyorum yırtıcılar gibiDaha ne kadar sınanırımDursun tecrübelerDüşsün üzerime kafeslerAydınlık hayalleri yerle bir ederek.Kapanıyor gönül pencereleriAvrupa’ya pencere oyarak…TUZAKTAKİ ALEV
Ah çırpınıyor alev!Tuzaktaki alev!Uçurumdaki alev,Çiğniyor zincirini o,Talep ediyor şarkısınıÇırpınıyorDurgunlaşıyor.Yaşanmaz talepsiz,Yaşanmaz savaşsız,Kanı çekilmiş firavunlar ülkesindeBinlerin gözü bizdeBiz kendimiz deTuzaktaki alev benzerinde.VAKİT
Aç hadi aç yelkenleriZamanı geldiYola çıkmalı yolaYalan bu deryaÇevirmiş canımıNerede güzellikGerilmiş yelkenSon umutBelki tamuSon altın balıkNe olursun tez elden gitmeliAçmalı yelkeni hemen bugünVakit altın.Arınarak gidilmiyorGeçmişin ağır yükünden.AçılmalıVarmalıÜmitsizliğin sis perdesini yırtarak.Geçmiş geç değildirGeç kalırızNedir coşturtuyor.Su üstüneRüzgar yazıp geçmişGecikmeSEVDİĞİM
Güneşten aydınlıkSaf, sade olur gün.Utanarak bize doğruElini uzatır tünAyın gümüş nurunu çalarakHüzünlü türküler söyler rüzgârSallanır hüzün beşiğindeGökleri aşar samyeliDöner ilkbaharlarBakmaksızın kışa güzeEbedi baharı görürsünBakarak gözlerimeCihanın parlamasını.Türkü yakar gölcüklerSeni sevdiğim içinO tanda leylaklarBeş taçlı çiçek açarBeyaz bulut, beyaz kundaktaSallanır yalnız başına“Bin bir gece”yi anlatırSönene dek son yıldızaTutunarak benim aşkıma.SEN
Sen beni yeniden doğurdunSen bana taktın kanatBuza dönüşen canımıŞefkatinle sardınYüzüyorum baharda daKışın daYazın daZincirlenmiş bir kulun daHür azat kuşun da benimGönlümün nehri deArayıp buldu kıyısını.Ebediyete dek döndüÇoktan unutulmuş türküm.Bir anda sanki benAlemi kulakucakladımÇünkü sen bana yenidenDünyayı bağışladın.HER TARAFTA MUTLULUK
Her taraftaMutluluk nefes alıyorduSevgi bekliyorduDüşüncelerimin uzak mesafeleriniGidip gidip dönüyordum kaç defa.Kaç defa volta atıyordumAşkın masmavi gökyüzünde.Masmavi gökyüzünde aşkınKaç defa şimşek gibi çakıp kaç defa gök gürültüsügibi kükredim.Hepsi söndü… Senin haberiniBüyük gökler mi verdi?Gece rüzgarı mı yoksa kader miÜfleyerek sevgi mumunu söndürdü?Göz yaşları dökerek söndü mumum,Açar mı tekrar kirpiklerini?Kirpik uçlarında asılı kalmışGöz yaşının son damlası.Bakmış da melül melül gözlerimeNe demek istiyor ıstırap içinde?Ya göklerde… şimşeğin kucağındaYalnız bulut ağlıyor hüngür hüngür…Şimşeklerde umut. Sevgi mumumYanar yine parlayıp.Mutluluk nefes alır, mutluluk her tarafta,Sevgi bekleyerek atar her bir sokak.CEVAPSIZ AŞK
Affet, dedimAffetÜzerini çizelim ayrılığınKırmızı çizgilerden geçelimO tan vaktinde anladımSen bendeymişsin aşkAffetAklım başımda değildiGiderken senTüm menekşeler önünde eğildiKalbim azatArasatlı buzatBin bir gece masallarından döküldüm aşkGünahım boynunaKalbimi ister atİster satBen aşkı gördümBir kış ortası idiAk boranlarla karşıladılarBen kucakladım ayrılığıEridim kucağındaAffetSESSİZLİK
UyuyorsunCanıma sinmişGönülde bir gamsınHem fa hem lâ’sınBense sonsuzluğa denk düşmüş bir noktaBeklemişsin beni duydumUnutmuşsun eşi dostuTutmamış gözlerin uykuyuHer daim açık kalmış sarı kapıTutunmuş hazana bahçendeki yaprakFark etmemişsin serçeyiGeri çevirmişsin uzak seferleriBense bir yudum içmeye gitmiştimGözlerinin kahvesindenDönüp de gelemedimKaldımİşittin mi?Bülbül uzanmış da gülün dikenineAşk figân olmuşBulutlar pespaye olmuş pencerendeŞafak sökmez oldu bendeUyuyordunCanıma sinmişŞimdi bildin mi?GÜZ OLMUŞ GİDİYORSUN
Bahar olup gelmiştinGüz olmuş gidiyorsunSon yaprak gibiGöçmen kuşlar gibiSönen umutlar gibiKırılan bir cam fanus gibiGüz olmuş gidiyorsunGitme!Unutulan vaatler olup gelmiştinGüz olmuş gidiyorsunTutuşan yüreğim gibiSırlı bakışın gibiÇöldeki serap gibiCan yakan hatıralar gibiGüz olmuş gidiyorsunGitme!GECE PATİKASI
Gece patikasıGötürüyor beni yârimden.Dönmemek üzereAziz yârim,Hüzünlü türküm benim.Yıldızlar uyurGölgeler rüya görürAy başucumda yoldaş gibiGece tacı,Hüzünlü türküm benim.Aşkım kokar yasemendeSanki son kez geçmekteYüreğime bir tayErvah tozuna bulanmaktaHüzünlü türküm benim.O YILDIZ
O yıldızıArtık nice yıllarBulamıyorum yüksek gökyüzündeBakmıyor bana dalgalanarakNilüferli derin göllerdeŞu yıldıza bakarak, aşktaNice yemin içmiş idik bizŞunun aydınlığında ömrünNice yolunu geçmiş idik bizGittin hüzünlü gençliğimAnılar kaçıştıBir haber vermeden,Bilmem nerelere kayboldu.Canıma yer bulamayarak,Aşktan umudumu kestiğim an,Geldim de ben ikimize bir ömürYerde yatan taşı ele alıp,Dünyaya vurayım derkenDile geldi yıldız-taşım:“Kutsal aşka el kaldırma sen!”SEBEBİM SEN MİSİN?
Merhaba! Sen misin bu?Yüzün solmuş bu denli?Rüya değilsin kiNe haber, dedindiYüzüneYazılmış sebebimBu dünya bil ki bizimSen bil ki sebebimsinAğlama arsız gecelerdeUzanıp göğün yedinci katına,Yazalım aşkın suresini.Örtmesin bulut biziSöz Tanrım erkinde.O sure, bin gıybet değilUzanıp alamaz kimseSızlanma geçmişimO GECEDE
Kavuştuğumuz gecenin devamıYağmur bardaktan boşaldıFırtınanın kucağında taze kayın ağaçları,Bağrıma yıllar yıkıldı.Yıkıldı yıllar…İhanetin savrulduYağmur damlalarının raksederkenAğladı toprak,Seni beklerken o gecede.DÜŞ
Huysuz bir gecedeEdepli bir bahçedeTutulmayan dileklerden düştü yıldızKalbimin üstüne.Tutuşan ufkun morundaSolan yaprağın sarısındaHicranın kırmızısını içti gönülGözümdeki izinle.Yaralı kuşun kanat sesindeYerini bulamamış gelinlerin telindeSessiz ağıtlara dolandı kirpikDudağımdaki isminle.Gördüm benGüzel bir düştünN’olur gönlümden düşme.YALVARIŞ
Götür beni geçmiş günlerimeYalan söyleHaydi inandır beniGeçenlerin tatlı azabındaSen tutuştur beniAh edip aşkınlaCanda sönen ateş ileSırdaş kağıdım kalemim ileHaydi söylet beniAlevden bir çemberdeAğırlaşan kelimelerim ileSöyleyemediğim ninni ileHaydi kandır beniGitmek isteyen anılara inatDizlerinde uyut beniAşkınla avutGitme bir yerlereBaşucunda unut beniBİR HATIRA
Neden bana ıstırap verirUzaklarda kalan bir hatıra?Gök rengi sisten kalkıp,Neden geliyor aklıma?Artık unutuldu sanıpSakınıp saklanıpUsumda yenileniyorBilmem nedenO rüzgârdaki can hatıraTutuşuyor canda.Tek başına gelemezsinVakti geçen gençliğimeTek tek basaraktan gidemezsinSaçımdaki beyaz rengeSayma dakikaları ey yorgun hatıraSolmuş günün ışığıÇıkıyor önümeKurumuş bir gül hatıra defterindeUçuyor hüzün kül olup geçmişimeO bakışlar…O kirpikO kaşlarYıl almış durur karşımdaYakma canımıYakma artık ey hatıra.ÖZLEM
Sen yoksun artık…“Dön!” diye çağırsam daDönülmez artık.Güneş batıyorÖmrümün ufkunaDur desem deDuyulmaz artıkSel sularını geçerek,Akar idim kıyınaİstesem deDurulmaz artık.Sen yoksun artık…KÖR EBE
-Gökte, gökte neler var? -Gök kaftanlı yılan var.-Bağrında neler var? -Hoş bir koku var.-Güzel kokunu verir misin? -Vermem.-Hoş kokunu verir misin? -Vermem.-Tak altınını, giy gümüşünü.İpek şalın, püsküllü, gizemli…Gözlerimi bağladın daKandırdın sen beniHuri kızına dönüştün deAğlattın beniKoştun sen tana doğru.Günü gördün mü?Bak yeni doğdu.Geceyi sardın mı?Ufuklarda aksiseda gibiBin sır taşıyan gülüşün gibiBakışının sedasından düştümBildin mi?Kirpiklerine salınıpBeni sevdin mi?Basarak yüreğime.Çözülmüş aşk beliğinleİnce bir tül gibi sesin.Ürperdim hissettin mi?İnledi yalnız baykuş.Yüzüme dokundu bir ah,Sevincimi rüzgar götürdü.İşittin mi?Yüreğimde yaramGök kaftanlı şahmaran olup,Gölgen kaldı elimdeBuluttaki çiğ gibiAradım da bulamadımGittin mi?-Gökte, gökte neler var? -Gök kaftanlı şahmaran var.-Bağrında neler var? -Hoş bir koku var.-Güzel kokunu verir misin? -Vermem.-Hoş kokunu verir misin? -Vermem.-Tak altınını, giy gümüşünü.DeGel!MOR HÜZÜN
Mor hüzünle tutuşmuşÇiçeklenmiş leylakMazinin hatırınaÇağırın gelsin leylak bana daBürünüp sıradan bir moraHüzünlü salkımıyla…Renginiz solmuş leylakHasta mısınız?Büyülü bir yasta mısınız?Emir verin leylakDenizdeki istiridyeyeSöylemesin artık ninniKucağındaki inciyeBenim derdim yok ki seninle…Yine de siz bilirsiniz leylakEski bir mevzu buBir zabıtta geçtiydi ismimSarınıp sıradan morunaKurtulduydu cismim…Kahvenin kırk yıllık hatırınaSizden son bir arzum vardı amaDaha yolun başındaDuydum ki aşkKorumak için kendiniKız kulesinde yatmakta…Emir telakki etsin inciRefakat eylesin aşkaUğramazsa bizim buralaraGünahım olsun boynuna…Münasip gördüm leylakAşkı banaSöyle ona mesafe koysun hicranla arasınaİnciyi takacağım boynunaMor bir vuslatlaVallahi benim derdim yokLeylak sizinleAşk bunca yükseklerdeykenSadakatim yalnız size.İZİN VER RABBİM
Aşk aldı başını yürüyorAteş gibi.Büyür bu ateş biliyorumYakar hepimizi.Bu gece vaktiUyku tutmadı gözümün bebeğiniBir avuç karabasanın ortasındaBir başınaSabahı göremezsem diyeDualar ettim RabbimeHaddim olmayarak Rabbim dedim;İzin verAşkı layıkıyla taşırımBana bahşettiğin yüreğimle.ZÖHRE
Sen göklerdeSen yalnızDikil de gözümeSırlaşalım ZöhreSır yaşamaktaSenin varlığındaSöz bitmesinGitme tanda ZöhreBir ömrü kaldırmaktanYorulmuştur bileklerinAlayım omzumaSaka sarığı ile kovalarını ZöhreSoluklan az oturupDinlen birazBaşla türküneSazıma katılıp ZöhreAyın yalnızlığındaSenin türkün söylensinDolansın dillereSazlara bezensin ZöhreHırçın rüzgar okusunAşkın suresiniİn kalbimeHüznün sûreti ZöhreYıldızlar yoluna serpilsinGörücüler yoluna dizilsinNe fazlasın ne eksiksinBir neşesin ZöhreDüğün yapsınYer ile gök şafaktaTaze gelinsin telli duvaklaDüğün bayramsın tabiata ZöhreSen göklerde yalnızBen buradaDikil de gözümeSırlaşalım ZöhreÇAMLAR HÜZÜNLÜ
Çamlar hüzünlüUğulduyorlar ağarırken tanŞimdi zaman hüzün zamanıÇamlar gizemliDağıtıyorlar karanlığıŞimdi zaman gizem zamanıÇamlar hüzünlüÇamlar gizemliŞimdi zaman çamların zamanıSEN GİBİ BEN GİBİ
Ayırdı da beliğin gibi patikaAramıza yattı yılan gibiKimse yok kiKorkunç bir gölgeKaderimi sınamakta sen gibiBana yoldaş olup dert gibiDizlerime ağrı binmekteDua edenlerim yok kiDost Yusuf’a vurularakAkmakta çaylar sen gibiZaman dönmekte fırtına gibiYazıyor kader vaka namesiniSecde eden güneş ve yıldızlar gibiBahar daha da gelmez kiSararmakta yapraklar ben gibi.YOLA ÇIKINCA
Güneş yola çıkıncaBekler mi bizi gri ufuklar?Dilekler dileyerekFısıldaşır mı benzi uçuk yapraklar?Mutluluk tenhada saklanıncaBekler mi bizi asırlar?Denizkızını süzerekYarışır mı gözü mavi yunuslar?Hüzün yüreğe doluncaBekler mi bizi Yusuf kuyuda?Sevdaya özenerekAğlaşır mı bütün ömür Züleyhalar?GüneşMutlulukHüzünYol verin gideyimBenzi uçuk yapraklaКонец ознакомительного фрагмента.
Текст предоставлен ООО «Литрес».
Прочитайте эту книгу целиком, купив полную легальную версию на Литрес.
Безопасно оплатить книгу можно банковской картой Visa, MasterCard, Maestro, со счета мобильного телефона, с платежного терминала, в салоне МТС или Связной, через PayPal, WebMoney, Яндекс.Деньги, QIWI Кошелек, бонусными картами или другим удобным Вам способом.